Seçim güvenliği için ‘Meclis’ girişimi
8 Nisan 2018Türkiye hızla seçim sathi mailine doğru ilerlerken, özellikle muhalefet cephesinde sandık güvenliği ve adil seçim ilkesi hiç olmadığı kadar çok tartışılır hâle gelmiş durumda. Hükümetin MHP ile yaptığı seçim ittifakına ilişkin Meclis’ten geçirdiği 26 maddelik yeni yasa, eleştirilerin odağında. Yeni yasal düzenlemede yer alan Sandık Kurulu başkanlarının kamu personelinden atanmasından mühürsüz oyların geçerli sayılmasına, vatandaşların kolluk kuvveti çağırmasından seyyar sandık kurulu oluşturulmasına kadar pek çok düzenleme tepki çekmişti.
2019 seçimlerine ilişkin bu kaygılar, muhalefet partilerine oy veren kitleler arasında yeni bir oluşumun kurulmasına neden oldu. Daha önce "Oy ve Ötesi” ve 16 Nisan referandumu sırasında oluşturulmuş "Hayır Meclisleri” gibi oluşumlar sonrasında, şimdi de 2019 seçimlerine yönelik olarak "Seçim Süreci Meclisleri” adıyla bir sivil inisiyatif kuruldu. Tüm partilerden bağımsız şekilde, toplumun farklı kesimlerinden insanların bir araya gelerek kurduğu Seçim Süreci Meclisleri’nin amacı, yayımlanan bildiride şu sözlerle anlatılıyor:
“İktidar koalisyonunun karşısında ortak hareket edilmesini teşvik eden partiler dışı taban inisiyatifiyiz. Önümüzdeki seçimlerin adil ve güvenli geçmesi için çalışmak isteyenleriz.”
CHP’den HDP’ye, İyi Parti’den sosyalist partilere kadar pek çok farklı muhalif kesimden insanın ilgi duymaya başladığı bu oluşum, ilk büyük toplantısını “Hep Beraber Seçim Güvenliği Toplantısı” adıyla 8 Nisan Pazar günü Şişli’deki Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde gerçekleştirdi. Katılımcılar, muhalefet partilerinin ortak bir aday çıkarmasından, sandık güvenliği konusunda eğitim verilmesine kadar birçok konuyu tartıştı. Son iki ayda İstanbul’un 12 ilçesinde kurulan Seçim Süreci Meclisleri’nin kısa sürede İstanbul’un tüm ilçelerinde hayata geçirilmesi ve ardından Türkiye genelinde yaygınlaştırılması hedefleniyor.
“Hiçbir partinin güdümünde değiliz”
DW Türkçe’ye konuşan Seçim Süreci Meclisleri kurucularından Cemal Akkaya, “Türkiye’deki gidişattan memnun olmayan her görüşten insanın yan yana gelip konuşmasını sağlamak istiyoruz” diyor. Akkaya, herhangi bir siyasi parti ve görüş ile bağları olmadığının, tabandan gelen bir inisiyatif olduklarının altını çiziyor. 16 Nisan referandumundan çıkan sonucun muhalefet kanadındaki farklı kesimleri bir araya getirdiğine işaret eden Akkaya, “Biz bir siyasetin güdümünde olmak değil, tüm muhalefet unsurlarını daha demokratik bir Türkiye için ortak tavır almaya zorlamak istiyoruz” diye konuşuyor. En yakın seçime yaklaşık bir yıl olduğunu, bu süre zarfında ellerinden geldiği kadar başta İstanbul olmak üzere ülke genelinde Seçim Süreci Meclisleri’nin kurulmasını hedeflediklerini kaydeden Cemal Akkaya, “Ne yazık ki Türkiye’de toplum yumurta kapıya dayanmadan pek hareket etmez. Yine de umutluyuz, görüşümüz ne olursa olsun adil bir seçim yapılması ve sandık güvenliği için pek çok insan ile aynı ortak ahlaki tavrı gösterebileceğimizi düşünüyorum” diyor.
Toplantı genel olarak olumlu bir havada geçse de zaman zaman görüşlerini dile getirmek için söz alan bazı vatandaşların Cumhurbaşkanı'nın gücüne karşı muhalefetin çaresiz olduğuna dönük yorumları tepkiyle karşılanıyor. Toplantının moderatörleri ise bu tür yorumlara karşılık, “Umutsuz olmamalıyız. Biz Türkiye'nin belki de ilk taban inisiyatifiyiz. Yeni bir siyaset kültürü, yeni nesil bir siyaset oluşturmaya çalışıyoruz” sözleri ile katılımcılara umut aşılamaya çalışıyor.
“Muhalefete tabandan baskı yapmak istiyoruz”
Toplantıya katılanların büyük çoğunluğunu kadınlar ve gençler oluşturuyor. Onlardan biri de emekli bankacı Hülya Tutucu. Neden Seçim Süreci Meclisleri’ne katıldığını DW Türkçe’ye anlatan Tutucu, “Ülkemizde demokrasimizin, özgürlüğümüzün azaldığını gördükçe bir şeyler yapmak gerektiği fikri oluştu bende. Daha önce Oy ve Ötesi ve Hayır çalışmalarında yer aldım. Referandum sürecinde aktif olarak çalıştım. Referandumda çıkan sonucu görünce, çalışmaya devam etmek gerektiğini düşünerek buraya geldim” diyor.
2019 seçimlerini "köprüden önce son çıkış” olarak gördüğünü dile getiren Tutucu, şunları söylüyor: “Tüm muhalefet partilerine tabandan bir baskı yapmak gerekiyor. Örneğin ben seçimleri boykot etmeyi doğru bulmuyorum. Ama son seçim kanunu değişikliklerine bu kadar sessiz kalınmasını, sokağa çıkılmamasını da doğru bulmuyorum. Muhalefetin atacağı her adımda ‘vatan haini’ ya da ‘FETÖ’cü’ damgası yemekten korkarak geri çekilmemesi lazım. Bu Meclisler ne kadar çoğalırsa, muhalefeti yönetenlere de tabandan daha doğru mesajlar gider diye düşünüyorum.”
Toplantıya katılan genç isimlerden biri olan Mimar Sinan Üniversitesi öğrencisi Cihan Oğuz ise bir arkadaşı kanalıyla öğrendiği Seçim Süreci Meclisleri girişimini merak ederek bugünkü toplantıya katıldığını söylüyor. Bugüne kadar toplamda beş seçimde oy kullandığını ifade eden 25 yaşındaki Oğuz, “Neden buradasınız?” sorumuza şu yanıtı veriyor:
“Seçim güvenliği için… Yalnızca seçim günü değil, öncesinde ve sonrasında bir vatandaş olarak haklarımı öğrenmek istiyorum. Açıkçası son zamanlarda seçimlere karşı bir güven kaybı oluştu. Oyumuzun yerini bulup bulmadığından, yapılan açıklamaların doğru olup olmadığından emin olamıyorsunuz. Bu durumu nasıl aşabileceğimizi merak ettiğim için buraya geldim.”
Aram Ekin Duran / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe