Muhalefette seçim güvenliği endişesi
13 Mart 2018AKP ile MHP'nin 'Cumhur İttifakı' adını verdiği seçim ittifakıyla ilgili ortaklaşa hazırladığı yasa teklifinin, TBMM'de bir gecede kabul edilmesi Ankara'da iktidar ile muhalefet arasındaki gerilimin önümüzdeki dönemde daha da tırmanacağına ilişkin endişeleri beraberinde getirdi. Ana muhalefet partisi CHP yasa teklifinin mecliste sabaha kadar görüşülmesini topluca protesto ederken, CHP'li Özgür Özel mecliste yaşananlara ilişkin gece yarısı yaptığı değerlendirmede AKP ile MHP'nin gizli bir anlaşma yapıp, seçim güvenliğini tehdit eden maddeleri hızlıca kabul ettirmek için birlikte çalıştığını söyledi. Özel, "Yasayı milletten kaçırdılar ama yaptıkları demokrasi hırsızlığı sonuç vermeyecek" dedi. CHP'nin, kamuoyuna dönük uyarılarını yoğunlaştıracağını, önümüzdeki süreçte tüm partilerle ve sivil toplum örgütleriyle iletişim halinde olacağını söyleyen Özel, Ankara kulislerinde konuşulduğu gibi muhalefetin erken seçim ya da baskın seçim gibi her türlü gelişmeye hazır olduğunu anlattı.
CHP Sözcüsü Bülent Tezcan da DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, AKP ile MHP'nin bir 'baraj ittifakı' kurduğunu söyledi. Tezcan, "Yüzde 10 seçim barajı kalkmadı ama kendilerini barajdan kurtaracak bir formül geliştirdiler. Kendileri dışındaki partilerin baraj engelinin sürmesini istiyorlar. Ancak, sandıkta sıkı bir muhalefet barajına takılacaklar" diye konuştu. Yasanın seçim güvenliği açısından 'sakıncalı' olduğuna vurgu yapan Tezcan, bu konuda tüm muhalefet partilerinin halkı uyarmayı temel görev saydığı konusunda kimsenin endişesinin olmamasını istedi. Tezcan, "Mühürsüz seçim yasallaştı. Siyasi partilerin sandık başkanı önerme yetkisi kalktı, partilerin sandık başkanlığında etkisi azaltıldı. Sandık birleştirme ile köyden sandığı alıp ilçeye taşıma yetkisi valinin oldu. Sandık başkanı çağırmadan kolluğun sandığa müdahalesi de olacak önümüzdeki seçimlerde. Bu da polis ve jandarma nezaretinde seçimdir, demokratik değildir" diye konuştu.
HDP: Halkı dolandırdıklarını kabul ettiler
HDP'li Meral Danış Beştaş da, seçim ittifakının bir gecede yasalaşmasını demokrasi adına 'vahim gelişme' olarak değerlendirdi. Beştaş, DW Türkçe'ye AKP ile MHP'nin bu düzenlemede aceleci davranmasının bir baskın seçimin hazırlığı olarak algılandığını belirtirken, "AKP, erken seçim olmayacağını söylese de böyle bir telaş içinde olduğunu açık etti. Bu yasal düzenleme; AKP-MHP ortaklığıyla hazırlandı. Hiçbir partiye danışılmadı, kamuoyuna bilgi verilmedi. OHAL koşulları altında hukuk bir kez daha ayaklar altına alındı" dedi. Yeni düzenlemeyle seçim güvenliğinin tamamen ortadan kaldırıldığının da ilan edildiğini iddia eden Beştaş, "HDP olarak üzerimize düşeni yapacağız ve halkımızı bilgilendirmek için elimizden ne geliyorsa yapacağız" diye konuştu. Beştaş, muhalefet cephesinde bir ittifak olabilir mi sorusunu yanıtlarken de, "Biz, farklı kesimlerin temsiliyetiyle bir parti olarak, demokratik ittifak olarak yolumuza devam ediyoruz. AKP-MHP ittifakını da sandıkta her türlü dolandırıcılığa rağmen yenilgiye uğratacağız. Bu yasayla bugüne kadar yaptıkları dolandırıcılığı kabul ettiler ve yenisine hazırlandıklarını ilan ettiler. Halk, bunu çoktan anladı" mesajı verdi.
İyi Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Erdem de, önümüzdeki süreçte yasal düzenleme karşısında muhalefetin ne yapacağı sorularının daha sıkça sorulacağını söylüyor ama "Kimse endişe etmemeli. Sakin olmalı" mesajı veriyor. Erdem, "Muhalefet ittifak yapar mı" sorusuna, "AKP-MHP, bu yasal düzenlemeyle aslında hiçbir barajı aşamayacağını kabul etti. Biz İyi Parti olarak kamuoyunu en doğru şekilde bilgilendirmeye devam edeceğiz. Seçim güvenliği konusunda Türkiye'nin içine düşürüldüğü kötü ve karanlık tablo kabul edilebilir değildir. İktidar bunun hesabını verecektir" diyor.
Sandığa endişeli bakış
Seçim ittifakı düzenlemesi seçim sandıklarıyla ilgili CHP, HDP, İyi Parti ve Saadet Partisi'nde aynı endişeleri yarattı. CHP'nin YSK'daki temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, yeni düzenlemeye dönük en büyük endişelerinin ne olduğu konusunda DW Türkçe'ye "1 Kasım seçimleri ve 16 Nisan referandumu öncesinde İçişleri Bakanlığı'ndan sandık taşıma talepleri gelmişti. YSK 50 seçmenin altı, taşınacak yerin uzaklığının 5 kilometre altında olması gibi kriterler üzerinden sandık birleştirme kararı vermişti. Yeni yasada ise hiçbir şart yok. Bu durumda YSK'ya gelen taleplerin hepsi kabul edilecek. İktidar, sandıkları istediği yerde toplayabilecek" diyor. HDP'nin YSK temsilcisi Mehmet Tiryaki de seçim dönemlerinde YSK'ya güvenlik gerekçesiyle getirilen sandık taşıma taleplerinin nerdeyse tamamının Doğu ve Güneydoğu illerindeki sandıklarla ilgili olduğunu hatırlatıyor. Tiryaki, "Sandıkların taşınarak birleştirilmesine ilişkin düzenleme YSK'nın yerleşik kararlarını kaldırdığı gibi doğrudan HDP'yi de hedef alıyor" iddiasında bulunuyor. AKP'nin davetine karşın AKP-MHP ittifakında yer almayı reddeden Saadet Partisi yetkilileri de "Bu yasal düzenlemeyle seçim konusunda halkın kafası karıştırılmıştır. Biz de halkımızı bilgilendirmek için ne gerekiyorsa yapacağız" mesajı veriyor.
Muhalefet ne yapmalı?
Metropoll araştırma şirketi sahibi Özer Sencar seçim ittifakı yasasının ve muhalefet eleştirilerinin Türkiye için ne anlama geldiğini DW Türkçe'ye yorumladı. Türkiye'nin Özal döneminden beri seçim öncesinde iktidarlar tarafından seçim düzenlemelerine alışık olduğunu hatırlatan Sencar, "Muhalefet ağlaşmak yerine yasal düzenlemeyi lehine çevirecek tedbirleri bulmalıdır" çıkışında bulundu. Muhalefetin yeni durumu iyi değerlendirmesi halinde AKP-MHP ittifakının hesaplarının boşa çıkabileceğini vurgulayan Sencar, "Ancak muhalefetin daha hızlı, pratik ve net davranması gerekiyor" dedi. "İktidar bu yasayla ciddi bir risk aldı. İttifakla oylar istenen oranda artmayabilir" diyen Sencar, "Muhalefet eğer büyük ittifak oluşturursa tüm artık oylardan milletvekili çıkarma şansı artacaktır. Muhalefet, iktidar bloğunu büyütmeli. Ancak ne yazık ki muhalefet bu konuda iyi çalışmıyor yani tam olarak ne yapacağını halka vakit geçirmeden anlatmak zorunda olduğunun farkına varamıyor" eleştirisini de getirdi. Sencar, seçim güvenliği konusunda da Türkiye'de daha önceki seçimlere benzer bir karmaşa yaşanacağının şimdiden görüldüğünü anlatırken, Türkiye için çok zor bir dönemin daha başladığını söylüyor.
İttifak yasası neler getiriyor?
*Seçimlere katılma yeterliği taşıyan ve ittifakla seçimlere katılma kararı alan, siyasi partiler, seçim takviminin başlamasından itibaren en geç 7 gün içinde genel başkanların imzaları altındaki 'ittifak protokolü' ile YSK'ya başvuracak.
*Aday listelerinin teslim edilmesi için belirlenen tarihten üç gün öncesine kadar, YSK'ya başvurularak ittifaktan vazgeçilebilecek.
*İttifak yapan siyasi partiler arasında milletvekili sayısı, partilerin aldıkları geçerli oy esasına göre dağıtılacak.
*Seçilme yaşı 18 olacak.
*Birlikte yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminde, önce cumhurbaşkanı seçimine ait oy pusulalarının sayım ve dökümü yapılacak.
* Yatağa bağımlı vatandaşlarca seçme hakkının kullanılması için seyyar seçim sandığı kullanılacak.
*Sandık kurulu başkanları kamu görevlileri arasından kura ile belirlenecek.
*Üzerinde sandık kurulu mührü bulunmamasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Seçim Kurulu filigranı, amblemi ve ilçe seçim kurulu mührü bulunan zarflar ile üzerinde leke veya çizik bulunsa dahi bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığı kesin olarak anlaşılamayan zarflar geçerli sayılacak.
*Mahalli idareler seçimlerinde oy pusulalarının tamamı aynı zarf ve sandığa konulacak.
*Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminde de pusulalar aynı zarfa konulacak.
*İhbar olursa kolluk güçleri sandık başına gelecek.
*Seçim barajında ittifakın oylarının toplamı sayılacak. İttifak barajı aşmışsa, ittifaktaki parti de barajı aşmış sayılacak.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe