Türkiye'de sıcaklık rejimi değişiyor
26 Temmuz 2023Türkiye ile birlikte birçok ülke bu yaz aşırı sıcaklarla mücadele ediyor. Küresel ısınma sonucunda yaşanan iklim değişikliği nedeniyle aşırı sıcak hava dalgalarıyla çok daha sık karşılaşıldığına dikkat çeken uzmanlar,Türkiye'de sıcaklık rejiminin değiştiğini söylüyor.
Küresel ısınmanın etkileriyle ilgili olarak DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, "Türkiye'nin tüm kentlerinde ortalama en yüksek ve ortalama en düşük hava sıcaklıklarında çok belirgin bir artış var. Hava sıcaklıkları açısından küresel ısınmanın hızından daha büyük bir ısınma Türkiye'de söz konusu" dedi.
Türkiye'de ayrıca ortalamaların yanı sıra belli eşik değerlerin üstünde olan sıcak günlerin sayısında, özellikle de gece en düşük hava sıcaklıklarına dayalı tropikal gün sayılarında çok belirgin bir artış olduğunu belirten Türkeş, "Bu, Türkiye'de sıcaklık rejiminin çok ciddi değiştiğini gösteriyor. Yani Türkiye'de evet bir kış mevsimimiz var. Hâlâ çok belirgin ama yılın büyük bir bölümünde giderek, yani ilkbahar ortasından sonbahar ortasına kadar, neredeyse tropikleşiyor Türkiye. Son 30 yıldır tropikal sistemlerin etkisinden daha fazla etkilenmeye başladı. Son beş yılda bu çok belirginleşti" diye de ekledi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) verilerine göre, Türkiye'de 2022 yılında ortalama sıcaklık 14,5 santigrat dereceyle 1991-2020 ortalaması olan 13,9 santigrat derecenin 0,6 derece üzerinde gerçekleşti. Türkiye'de 2012'den beri sıcaklık ortalamalarının yükseldiğini belirten MGM, 2022'de 503,8 mm olarak ölçülen yıllık alansal yağışta normale göre yüzde 12,1, bir önceki seneye kıyasla ise yüzde 4 azalma kaydedildiğini duyurmuştu. MGM tarafından 1991-2020 yılları arası baz alınarak hesaplanan Türkiye yağış normali 573,4 mm olarak kabul ediliyor.
"Yaz ayları tamamen aşırı sıcak geçebilir"
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Kıdemli Uzmanı ve İklim Değişikliği Koordinatörü Dr. Ümit Şahin de DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, yapılan çalışmaların Doğu Akdeniz bölgesi ve Türkiye'de sıcak dalgalarının sayısının ve süresinin 1971'den bu yana arttığını gösterdiğini söyledi.
"Her yıl çeşitli meteoroloji istasyonlarında yeni rekor sıcaklıkların ölçülmesinden de bu belli. Eğer küresel ısınma durdurulmazsa Türkiye yüzyıl sonunda yaz aylarında her yıl normalde yaşadığından ortalama 42 ila 78 daha fazla aşırı sıcak gün yaşayabilir" ifadelerini kullanan Şahin, "Bu da normalde beklenecek sıcaklıklarla kıyaslandığında neredeyse yaz aylarının bütününün aşırı sıcak hâle gelmesi demek. Bu gelişmeler tamamen insan etkisiyle oluşan iklim değişikliğine bağlı" dedi.
Uluslararası alanda saygın bilim insanlarından oluşan World Weather Attribution ekibi tarafından dün yayımlanan bir rapor da iklim değişikliğinin tüm dünyadaki etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi.
Raporda, bu ay Güney Avrupa, ABD'nin bazı bölgeleri, Meksika ve Çin'de görülen aşırı sıcakların yaşanmasının, insan kaynaklı iklim değişikliği olmasa neredeyse imkânsız olduğu belirtildi. Kaydedilen rekor seviyedeki sıcaklıkları analiz eden araştırmacılar, söz konusu artışlarda insanların yol açtığı iklim değişikliğinin "kesinlikle çok büyük" bir rol oynadığını belirterek küresel ısınmaya yol açan sera gazı emisyonları ciddi oranda azaltılmazsa dünyayı daha kötü günlerin beklediği uyarısında bulundu. Birçok iklim uzmanına göre, Temmuz 2023 tarihin en sıcak ayı olarak kayıtlara geçecek.
Yapılan hesaplamalara göre küresel sıcaklık, sanayi öncesi döneme kıyasla, bir başka deyişle 1800'lerin sonundan beri yaklaşık 1,2 santigrat derece arttı.
Su sorunu kapıda
Türkiye'de sıcak hava dalgalarının süresinde, sıklığında, şiddetinde ve büyüklüğünde hem en düşük hava sıcaklıkları açısından hem de en yüksek hava sıcaklıkları açısından da belirgin bir artış olduğuna vurgu yapan Prof. Dr, Türkeş, "Yani Türkiye ısınan bir ülke" ifadesini kullandı.
Hem küresel ısınmanın hem de "Türkiye bölgesindeki bu belirgin ısınmanın" etkisiyle Türkiye'de yağış ve buharlaşma rejiminin de değiştiğini söyleyen Türkeş, "Türkiye'de buharlaşmayla artık su kaybı çok fazla. Toprak neminden, açık su yüzeylerinden, yani göller, barajlar, göletler, akarsulardan su kaybı çok fazla. Bu tabii içme ve kullanma suyu ve yaz döneminde de özellikle içme ve kullanmaya ek olarak sulama suyu gereksiniminde bir yetersizliğe de yol açıyor" şeklinde konuştu.
Bir yanda sel, bir yanda kuraklık
İklimin değişikliğinin bir başka göstergesi deyağışların artık "daha şiddetli ve aşırı" olması. "Artık sağanaklar ve gök gürültülü, sağanak yağışlar daha kuvvetli, daha şiddetli oluyor ve afetlere yol açabiliyor" diyen Türkeş, normal şartlarda yağış beklenen daha serin aylarda ise aksinekuraklık yaşandığına dikkat çekiyor:
"Akdeniz Havzası'nın pek çok ülkesinde olduğu gibi bu kez de sonbahar ortası, kış ve ilkbahar başında olması gereken yağışlar düşmüyor. Yani yılın serin döneminde ise bu kez kuraklıklar etkili olmaya başlıyor. Örneğin 2019'dan bu yıla kadar pek çok sonbaharda ve kış mevsiminde kuraklık yaşadık. Bu tabii yer altı su kaynakları, içme-kullanma suyu hazneleri, göller, barajlar, ekosistemin su gereksinimi ve tarım rekoltesi açısından olumsuzluk."
Mega orman yangınları
Türkeş, kuru sıcak hava tipleri üst üste geldiğinde 2021 yılındaki gibi mega orman yangınları çıkma riskininde arttığını sözlerine ekliyor.
Şahin de Türkiye'de orman yangınlarının arttığına vurgu yaparken "2021'in yaz aylarında 150 bin hektar alanın 15 günde yandığı felaket, ilk kez karşılaştığımız tipte bir mega orman yangınıydı. Mega yangınlar iklim krizinin tipik sonuçları arasındadır. Marmara'da iki yıl önce yaşadığımız müsilaj felaketi de denizin evsel, sanayi ve tarımsal atıklarla kirletilmesinin yanı sıra deniz sıcaklıklarının artmasına bağlı olarak tetiklenmişti" dedi.
Türkiye'yi bekleyen bir başka tehlikeye de dikkat çeken Şahin, "Şimdilik sadece kasırga görülmüyor Türkiye'de. Ama 2020 ve 2021'de Akdeniz açıklarında Yunanistan, Tunus ve İtalya'yı etkileyen ve can kayıplarına neden olan Akdeniz kasırgaları (Medicane) görüldü. Küresel ısınma hızlanırsa gelecek yıllarda bu tür sıra dışı kasırga ve hortumlar Türkiye'yi de etkileyebilir. Uzun vadede deniz seviyelerinin yükselmesi ile kıyı bölgeleri ve büyük şehirler daha çok etkilenecek" tahmininde bulundu.
Daha az kar yağışı
Uzmanlara göre Türkiye'de iklim değişikliğinin etkisiyle kar yağışı da azaldı. Prof. Dr. Türkeş, bu durumun olumsuz etkileriniyse şöyle sıralıyor:
"Tabii daha sıcak bir dünyada, daha sıcak bir Türkiye'de artık kar yağışı çok az oluyor. Yağsa da artık onun yerde kalma süresi çok kısa, hemen eriyor. Kar yağışından da mahrum kalıyoruz. Bu, yeraltı sularının beslenmesi, haznelerin dolması, toprak nemi oluşumu, tarım açısından, doğal ekosistemler açısından ek bir olumsuzluk doğuruyor."
Ekonomik boyut
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) raporlarına göre iklim krizine karşı en kırılgan coğrafyalardan biri olan Akdeniz Havzası'nda bulunduğunu hatırlatan Şahin, iklim değişikliğinin ekonomik etkilerine de dikkat çekiyor.
"Yaşadığımız etkiler Türkiye'de su krizinden tarımsal üretimin azalmasına; kar yağmamasına, kuraklığa ve aşırı sıcaklara bağlı olarak önce kış ve giderek yaz turizminin olumsuz olarak etkilenmesinden hidroelektrik santrallerden üretilen enerjinin azalmasına kadar ciddi ekonomik zararlara neden olacak."
Şahin, "Ayrıca aşırı sıcaklara ve tıpkı iklim değişikliği gibi fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanan hava kirliliğinin neden olduğu hastalıkların, ölümlerin ve sağlık maliyetlerinin artması önemli. Türkiye iklim değişikliğiyle mücadele için ciddi önlemler almazsa önce kendisi en ağır şekilde etkilenecek" uyarısında bulunuyor.
İnsan sağlığına doğrudan etkileri
Aşırı sıcaklar insan sağlığı açısından da büyük bir tehdit oluşturuyor. Aynı zamanda halk sağlığı uzmanı olan Dr. Şahin, Türkiye'de iklim değişikliği nedeniyle sıcağa bağlı ölüm risklerinin giderek arttığını belirtiyor.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı bölümündeki araştırmacılarla birlikte yürüttükleri çalışmaya göre sadece İstanbul'da 2004-2017 yılları arasında yaşanan 20 büyük sıcak dalgasında 4 bin 281 kişinin hayatını kaybettiği bilgisini paylaşan Şahin, "Küresel ısınmanın hızlanmasıyla birlikte sıcağa bağlı sağlık sorunları ve ölümler giderek artacak, hatta sıtma, Deng humması gibi sivrisineklere ve diğer vektörlerle bulaşan enfeksiyon hastalıkları daha yukarı enlemlerde de görülmeye başlayacak" dedi.