Yoksul ülkelerin petrol tüketimi arttı
19 Haziran 2008Petrol fiyatlarındaki sürekli artış, önlem arayışlarını da hızlandırdı. Avrupa'da alternatif enerji ve çevreci teknoloji arayışları ön plana çıkarken, ABD petrol üretimini artırmaya yöneliyor. Başkan George Bush dün Kongre'den 1981 yılından bu yana yürürlükte olan Amerikan kıyılarındaki petrol çıkarma yasağının kaldırılmasını istedi. Petrolle ilgili tartışmalar sürerken petrol şirketi British Petroleum, kısa adıyla BP, dün Berlin'de dünya enerji piyasalarındaki durumla ilgili bir analiz raporu açıkladı. Raporda geçtiğimiz yılın arz-talep ilişkileri analiz edilerek petrol fiyatlarındaki artışın nedenleri üzerinde duruluyor.
”OPEC yeniden uyandı”
Petrol fiyatlarının durumunun ne olacağını British Petroleum Başiktisatçısı Christoph Rühl de bilmiyor. Dün Berlin'de petrol analiz raporunu sunan Rühl, petrol fiyatlarının geleceğini bilse kendisinin de rahatlayacağını, araştırmalarında daha ziyade nedenler üzerinde odaklandıklarını belirtti. Analizlerde geçtiğimiz yılki arz-talep durumuyla, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü OPEC'in üretimi azaltmasının etkisi öne çıkıyor.
Christoph Rühl şu değerlendirmeyi yapıyor: "OPEC'in yeniden uyanışına ve üretimin kontrolüne tanık olduk. Belki daha fazla üretmek isteyen, ancak koşullar nedeniyle üretemeyen çok sayıda üye ülkenin bulunması da kontrole katkı sağladı. İran, Nijerya ya da Irak'ı düşünün. Ayrıca OPEC dışındaki pekçok ülkede özel yatırımlara getirilen sınırlamaların artması da arza olumsuz etki etti."
Petrol kaynakları azalmadı
2007 yılında dünya çapında petrol tüketimi yüzde 1.1 oranında arttı. Bu oran Asya-Pasifik bölgesinde 2.3'ü bulurken sanayi ülkelerindeki petrol tüketiminde ise yaklaşık yüzde 1 oranında azalma kaydedildi. BP Başekonomisti Rühl, petrol üretiminin artırılmamasında sanayi ülkelerindeki bu gerilemenin rol oynadığını, dünya çapında petrol kaynaklarının azalması gibi bir durumun kesinlikle sözkonusu olmadığını vurguladı. Christoph Rühl petrol piyasalarındaki mali yatırımcıların ise fiyatlardaki artışta sanılandan daha az etkili olduğunu belirtti: "Tabii ki mali yatırımcılar var, spekülasyonlar var. Her piyasada olduğu gibi. Ama temel verileri değiştirenler, beklentileri yaratanlar bunlar değil. Yatırımlar, temel verilerin, beklentilerin, risk tahminlerinin ardından gelir."
Rühl'e göre temel verilerde yaşanan değişikliklerden biri ise petrol ihraç eden ülkelerde petrol tüketiminin artması. İhracatçı ülke, üretiminin yüzde 20'sini kendi elinde tutar hale gelirken, gelişmekte olan ülkelerde talep arttı. BP Başiktisatçısı Rühl, özellikle de petrole vergi indirimleri yoluyla devlet desteği sağlanan ülkelerde fiyat baskısının henüz çok büyük olmadığını, ancak durumun değiştiğini belirtiyor: “Dünyadaki toplam tüketimin dörtte biri geçtiğimiz yıl sübvansiyonlu fiyatlardan satıldı. Ama bunun da sonuçları oldu. Geçtiğimiz yılın sonu ve 2008'in başlarında, bu sübvansiyonların yükünü kaldıramayan ülkelerin sayısı arttı. Hindistan, fiyat ayarlamasına gitti, Pakistan iki kez zam yaptı, onu Mısır ve diğer ülkeler izledi. Fiyatlar yüksek kaldığı sürece bu, devam etmesini ve talebi etkilemesini beklediğimiz bir süreç."
Ekonomik büyüme ilişkisi
Petrol tüketiminde artış yoksul ülkeler için ekonomik büyüme oranının yükselmesi anlamına geliyor. Buna karşılık enerjiyi çok daha verimli kullanmaya başlayan sanayi ülkelerinde tüketim düşüyor. Rapordan çıkan sonuç, Başiktisatçı Rühl'e göre, daha az petrol tüketimiyle aynı ekonomik büyümeye ulaşmanın, gelecekte ülkelerin önündeki en büyük ödev olacağı.