AB'den temkinli destek
18 Şubat 2013AB dışişleri bakanları Suriye'de çarpışan taraflara yönelik silah ambargosunu uzatma kararı aldı. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, 1 Mart’ta süresi dolacak silah ambargosunun üç ay daha uzatıldığını kaydetti. Böylece muhaliflere silah sevkiyatı ile ilgili tartışmalara şimdilik nokta koyulmuş oldu.
İngiltere ve Fransa’nın muhaliflere yönelik silah ambargosunun esnetilmesi talebi, diğer bakanlar tarafından kabul görmedi. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, “Suriye’de birçok şeyin eksikliği duyuluyor, ama kesinlikle silah eksikliği yok” diye konuştu. Silah ambargosu uzatıldı, ancak muhalifler lehine gevşetilmiş oldu. Bakanlar Suriyeli muhaliflere, “öldürücü nitelikte olmayan” ve sivil halkın korunmasına yönelik “teknik yardımın” genişletilmesi konusunda uzlaştı. Almanya Dışişleri Bakanı Westerwelle, çerçevesi ay sonuna kadar uzmanlar tarafından somutlaştırılacak yardım malzemeleri arasında, koruyucu yelek ve dedektörlerin bulunduğunu söyledi.
İsyancılar, ağır silahlar kullanırsa
Hamburg Üniversitesi Barış Araştırmaları ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü Başkanı Michael Brzoska, ambargonun uzatılmasını isteyenlerin endişesini şöyle açıklıyor: “Ambargo taraftarlarının endişesi, Suriye'ye daha fazla silahın girmesi durumunda iç savaşın daha da tırmanıp, daha kanlı hale gelmesi. Hâlihazırda Esad birliklerinin elinde ağır silahlar bulunuyor, bu zaten yeterince kötü bir durum ama isyancılar daha ufak çaptaki silahlar kullanıyor. Bu da savaşın şiddetini belli bir ölçüde tutuyor. Eğer isyancılar da aynı ağır silahları kullansa, şiddetin boyutu daha da artar.”
Barış araştırmacısı Brzoska, ambargonun esnetilmesini isteyenlerin ise bu sayede savaşın daha çabuk bitebileceği ve sonuçta daha az kurban verileceği inancında olduğunu kaydediyor.
Sonuçta silah ambargosu da Suriye'ye silah akışını engelleyemiyor. Başta Katar ve Suudi Arabistan olmak üzere pek çok ülkenin isyancılara silah ve malî destek yardımında bulunduğu biliniyor. Siyaset bilimci Michael Brzoska, Lübnanlı silah tüccarlarının Suriye'ye silah sevk ettiğini, ayrıca Batılı ülkelerin de istihbarat servisleri aracılığıyla silah sevkiyatında bulunduğunu, ancak bu konuda elde fazla bilgi bulunmadığını kaydediyor. Brzoska Türkiye’nin Suriyeli muhalifleri mühimmat açısından ne ölçüde desteklediğinin de bilinmediğini belirtiyor.
Silahların radikal İslamcıların eline geçme endişesi
Batı'nın Suriyeli isyancılara silah sevkiyatının önündeki en önemli engellerden biri, silahların yanlış ellere, özellikle de radikal İslamcıların eline geçmesi olasılığı. Bunlardan özellikle Nusra Cephesi adlı silahlı grup büyük endişeye yol açıyor. ABD'nin El Kaide bağlantısı gerekçesiyle 2012 yılında terör örgütleri listesine dahil ettiği Nusra Cephesi, muhalif kanatta yer alan askerî açıdan en başarılı gruplardan biri olarak görülüyor. Ancak birçok Suriyeli, radikal İslamcı grubun Esad sonrası dönemle ilgili planlarından endişe ediyor. Nusra sözcülerinden biri, hafta sonunda Halep ’te yaptığı bir açıklamada, Suriye’de Şura prensiplerine dayanan İslamî bir devlet kurmayı hedeflediklerini ilan etti.
Barış araştırmacısı Brzoska, ambargonun gevşetilmesini isteyen ülkelerin bu tehlikeyi hesaba kattığını belirtiyor. Brzoska,"Eğer savaş malzemelerini Kuveyt, Suudi Arabistan gibi muhafazakâr bazı Arap ülkeleri yerine Avrupalılar gönderirse, silahların kimin eline geçeceğini daha kolay kontrol edebileceklerini düşünüyorlar" diye konuştu.
Nusra Cephesi, Türkiye sınırı yakınlarındaki Ra'sul Ayn’da Kürtlere yönelik saldırılarda oynadığı rol nedeniyle eleştirilere hedef olmuştu. Ra'sul Ayn'da Özgür Suriye Ordusu ile Kürtler arasında ateşkes anlaşması imzalanmasına rağmen ateşkesin tüm Arap tugayları tarafından tanınıp tanınmadığı bilinmiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Andreas Gorzewski / Başak Demir
Editör: Beklan Kulaksızoğlu