'Esad din savaşı istiyor'
5 Şubat 2013Suriye’de Sünni-Alevi cepheleşmesi olduğu iddialarına yanıt veren Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Sünnilerin iktidarda olduğu Mısır ve Libya’da da muhalefete destek verdiğini hatırlattı. Meselenin dini değil toplumsal ve siyasi olduğunu kaydeden Davutoğlu, çok sayıda Alevi, Hristiyan ve Dürzi’nin de muhalefet saflarında mücadele ettiğine dikkat çekti:
„Suriye’de bir din savaşını asıl isteyen Esad rejimidir. Böylece muhtelif grupları kendi tarafına çekmeyi ummaktadır. Bölgede genel olarak bakıldığında son derece zararlı birtakım dini gerilimlerin yaşandığı doğrudur. Ancak Türkiye bunu bir din savaşı olarak görmemektedir.“
Diyaloğa dikkat
Esad rejiminin muhalefeti terörist olarak tanımladığına işaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, diyalogun Esad rejimini meşrulaştırmaması uyarısında bulundu:
„Esad rejimiyle kurulacak diyalog, bir geçiş hükümetinin kurulmasını hedeflemelidir. Bu geçiş hükümetinin sınırsız her türlü icra yetkisine sahip olması gerektiği açıktır. Bir başka ifadeyle, Esad, sahip olduğu tüm yetkileri yeni hükümete devretmelidir. Bu koşul yerine getirilmediği sürece diyalogun da yararı olmayacaktır. Diyaloga karşı değiliz. Ancak öncelikle içeriğinin kesin olarak tanımlanması gerektiğini düşünüyoruz.“
Ortadoğu politikası
Türkiye’nin Ortadoğu bölgesinde yürüttüğü politikanın demokrasi, ekonomik kalkınma ve aktif dış politika olmak üzere üç faktörce belirlendiğini belirten Ahmet Davutoğlu, "gerekli reformları hayata geçirmeksizin zihniyet, siyaset ve ekonomide değişimi sağlamanın mümkün olmadığını" söyledi. Seçimle işbaşına gelen hükümetlere destek verdiklerini vurgulayan Davutoğlu, „İster sağlık, iletişim, ulaştırma, enerji, iyi yönetişim isterse demokratik reformlar olsun; kardeş halklara tecrübelerimizi aktararak reformlarının başarılı olmasını sağlamayı görev addediyoruz“ dedi.
İsrail'le ilişkiler
2010 Mayısı'nda yaşanan Mavi Marmara baskınının ardından kopan Türkiye-İsrail ilişkilerini de değerlendiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, DW İngilizce servisinin sorularını yanıtlarken, olayın üç yıl ardından İsrail’in bazı adımları atmasını beklediklerini söyledi. Davutoğlu, „Sivil vatandaşlarımızı uluslararası sularda öldüren bir düzenli ordunun, sanki böyle bir yetkiye sahipmiş gibi özür dilememesini kabul edilemez görüyoruz. Taleplerimiz yerine getirilmediği sürece, İsrail’le ilişkilerimizi normalleştirmeyi ya da düzeltmeyi düşünmüyoruz“ diye konuştu.
© Deutsche Welle Türkçe
DW/KK/NH/AG