Srebrenitsa trajedisi Avrupa’nın başarısızlığı
11 Temmuz 2020“Neler yaşandığını unutmamalısınız. Çünkü unutulursa, yaşananlar tekerrür eder. Oysa kimse yeni bir Srebrenitsa yaşamamalı.” Bosna Hersekli Lamia Bravo'nun, Srebrenitsa soykırımından 25 yıl sonra, Balkan gençleri adına uluslararası kamuoyuna yaptığı çağrı bu.
1995 yılında, Bosna Hersek'in küçük kasabası Srebrenitsa'da, Sırp güçleri, 8 bini aşkın Müslüman genç ve yetişkin erkeği katletti. Uluslararası mahkemeler, sivilleri hedef alan bu katliamı soykırım olarak tanımladı.
Avrupa'da, İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan en korkunç insanlık trajedisinin yaraları halen sarılamadı, tüm suçlular da hakim karşısına çıkartılamadı. Uluslararası toplumun, Avrupa ülkelerinin bu soykırımı neden önleyemediği ile ilgili pek çok soru da yanıtsız kaldı.
Alman diplomasininin Balkanlar konusundaki en tecrübeli isimlerinden Gudrun Steinacker DW'ye, "Avrupa, Srebrenitsa konusunda çok büyük bir başarısızlık sergiledi” dedi.
En son Almanya'nın Kuzey Makedonya ve Karadağ büyükelçisi olarak görev yapan Steinacker, "Dört yıl süren savaş, etnik temizlik, toplama kampları, kitlesel yerinden etme ve kitlesel tecavüzlerden sonra, nelerin olabileceği, bilinmeliydi” diye konuştu.
Lahey'deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde bu insanlık trajedisinin tüm ayrıntıları tek tek açıklığa kavuşturulmaya çalışıldı. Ve bu çalışmalar sırasında Sırp güçlerin, Mart 1995'de katliamın stratejik planlamalarına başladıkları ortaya çıkartıldı. Hedefleri Srebrenitsa'yı ele geçirmekti.
BM'ye sığınmak istediler
Oysa Srebrenitsa, 1993 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından güvenli bölge ilan edilen altı bölgeden biriydi. Buna rağmen Sırplar stratejik planlamalarını hayata geçirdi ve 11 Temmuz 1995'de Srebrenitsa düştü.
Kadın, erkek, çocuk binlerce Boşnak kaçmaya başladı. Srebrenitsa dışında, 400 Hollandalı barış gücü askerinin görev yaptığı Potocari'deki BM karargahına, 25 bin kişi sığındı.
Ancak Sırp askerleri kampı kuşattı, Hollandalı askerler, Boşnak sivilleri Sırp güçlerine teslim etti. Bu tarih itibariyle Müslümanları hedef alan tecavüz ve katliamlar başladı. 12 ve 13 Temmuz'da kadınlar, kızlar ve yaşlılar otobüslere bindirilerek Müslüman Boşnakların kontrolü altındaki bölgelere gönderildi.
13 Temmuz ila 17 Temmuz tarihleri arasında da Sırp birlikleri 8 binden fazla genç ve yetişkin erkeği katlederek toplu mezarlara gömdü.
Yaklaşık 7 bininin kimlikleri tespit edildi ve Potacari Mezarlığı'na defnedildiler. Sırp failler, suçlarını örtmek için toplu mezarları sonradan açıp, cesetlerin farklı kısımlarını alarak bunları başka mezarlara gömmüştü. Bu nedenle sonrasında kimlikleri belirlemek için pek çok mezara tek tek bakılarak, büyük bir çabayla ceset parçaları bulunmaya, birleştirilmeye çalışıldı.
Suçluların büyük bölümü halen serbest
Uzun yıllar yakalanmamak için kaçan, soykırımın başkomutanı Radovan Karaciç ve yardımcısı Ratko Mladiç, "insanlığa karşı suç" işlemekten müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.
Ancak büyük çoğunluğu Sırbistan'a kaçan faillerin büyük bir bölümü halen yakalanamadı.
Saraybosna'da DW'nin sorularını yanıtlayan Soykırım Kurbanları ve Tanıkları Derneği'nin Başkanı Murat Tahirovic, soykırımın orta kademedeki 227 sorumlusu hakkında kapsamlı bilgi ve belge topladıklarını, ancak buna rağmen bu kişilerin hakim karşısına çıkartılmadıklarını kaydetti.
Aradan 25 yıl geçti ve Sırbistan ve Sırp halkının büyük bir çoğunluğu katliamı soykırım olarak nitelendirmeyi reddediyor.
Hala savaş suçluları Mladiç ve Karaciç'in ismini taşıyan sokaklar, okullar, yurtlar var. Katliama doğrudan ya da dolaylı olarak katılmış pek çok isim bugün siyasetçi ya da şirket sahibi.
Saraybosna'daki tarih Profesörü Husnija Kamberoviç'e göre Srebrenitsa'da yaşananların unutulmasını isteyenler var.
"Artık pek çok insan Srebrenitsa'yı ancak yıldönümlerinde hatırlıyor” diyen Kamberoviç, sitemini şu sözlerle tamamladı:
"Belki de yabancı ülkeler, utanç verici bir rol oynadıkları için de, Srebrenitsa'da yaşananları unutmak istiyordur…”
Thomas Brey
© Deutsche Welle Türkçe