Sosyal medyadaki siyasi yarış
25 Ağustos 2013Sosyal medyanın siyasetteki önemi geçen gün artıyor. Özellikle ABD Başkanı Barack Obama’nın 2008 Amerikan seçimlerine damgasını vuran seçim kampanyası, sosyal medyanın ne kadar hızlı ve etkili bir yöntem olduğunu gözler önüne serdi. Almanya'daki bazı siyasi partiler de bundan esinlenerek, 2009 genel seçimlerinde sosyal medyayı seçim kampanyalarına dâhil ettiler. Ancak Alman siyaseti için yeni bir deneyim olduğundan neticesi Amerika’daki kadar belirleyici olmadı. 2013 seçimlerine gelindiğinde ise Alman siyasi partilerinin sosyal medyaya ayrı bir ağırlık verdiğini, hatta bu konuda çalışma grupları oluşturduklarını görüyoruz.
Ancak sosyal medya uzmanları Almanya’daki büyük partilerin hâlâ istenen düzeye gelemediğine dikkat çekiyorlar. Bilişim uzmanı ve sosyal medya danışmanı Şaban Daşgın genç seçmene hitap eden küçük partilerin büyük partilere kıyasla daha interaktif olduklarını, bu nedenle de sosyal medyada öne geçtiklerini söylüyor: “Sosyal Demokratlar internetten çok uzaklar. Bu Hristiyan Demokratlar için de geçerli. Bu partiler, sosyal medyaya biraz muhafazakâr yaklaşıyorlar. Beraberinde küçük partilerin, Yeşiller ve Hür Demokratların sosyal medyadaki sayfalarına baktığınızda ise bu partilerin, alanda çok daha büyük ve aktif olduklarını görürsünüz. Ve elbette çok daha interaktif olduklarını da.”
Siyaset yeni neslin ihtiyaçlarını anlamakta zorlanıyor
Almanya’daki siyasi partiler ve seçmen eğilimleriyle ilgili çalışmalarıyla tanınan siyaset bilimci Dr. Ahmet Ünalan da siyasi partilerin yeni neslin ihtiyaçlarını ve iletişim alışkanlıklarını anlamakta geciktiğini dile getiriyor.
"Sosyal medyanın genel işlevi karşılıklılık ilkesi, başarısı da esasen burada. Ancak son yapılan araştırmalar şunu gösteriyor; siyasi partiler tıpkı diğer iletişim aygıtlarında olduğu gibi sosyal medyayı da halkla birebir alışveriş ve siyasi gündemi yakalama uğraşından ziyade kendi bildirimlerini, kendi programlarını sunma aygıtı olarak kullanıyorlar" diyen Ünalan sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Korsanlar Partisi ile ilgili birlikte ortaya çıkan en temel esas şuydu: Yeni jenerasyon, kendini tek taraflı siyasi bir tüketici olarak görmüyor. Aksine kendi görüşlerinin siyasi partiye online olarak yansımasını istiyor. Bu, internet çağında yetişmiş genç seçmenler için çok önemli.”
Özel alan endişesi siyaseti sosyal medyadan uzak tutuyor
Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) Genel Başkan Yardımcısı ve Federal Milletvekili Aydan Özoğuz, sosyal medya olgusunun klasik siyasi çalışmalardan farklı olduğunu, daha fazla zaman, dikkat ve ayrı bir dil gerektirdiğini kaydediyor. Özoğuz ayrıca Alman kültüründe özel yaşamın dokunulmazlığına büyük önem atfedildiğini bu nedenle bazı siyasi partilerin ve siyasetçilerin temkinli davranmasını anlayabildiğini ifade ediyor: “Diğer ülkelerde örneğin bir siyasetçinin özel hayatı olsun, evliliği ya da çocukları olsun her şey ortada, her şey her zaman tartışılabiliyor. Almanya'da Angela Merkel'in evliliği nasıl gidiyor şeklinde bir tartışmaya girilmez, yani o kadar derine burada girilmez. Bence toplumun genelinde de onlar gibi olmayalım düşüncesi hâkim. Sosyal medyanın tam reaksiyonlarını kontrol altına alamam. Burada bir şey paylaşırsam neler olur, altından ne çıkar diye uzak duruyorlar. Bunun neticelerini tabii hiçbirimiz bilmiyoruz. O nedenle siyaset için çok güzel bir fırsat olan sosyal medyayı kullanmak gerekiyor ama biraz bilinçli ve dikkatli olmakta da yarar var.”
Gençlere ve göçmenlere ulaşmanın yolu sosyal medyadan geçiyor
CDU Kuzey Ren Vestfalya eyalet milletvekili ve CDU Yönetim Kurulu üyesi Serap Güler ise sosyal medya kullanmada partilere bakmanın doğru olmadığını, bunun siyasetçilerin kişisel tercihi olduğunu söylüyor. Güler genelde genç siyasetçilerin sosyal medyayı kullanmayı yeğlediklerini şu sözlerle aktarıyor: “Bazı politikacılar tercih etmiyor olabilir. CDU’yu öncelikle göz önüne getirirsem, ben tercih meselesini daha çok yaşa bağlıyorum. Genelde sosyal medyayı genç politikacılar kullanıyorlar. Özellikle genç insanlara ulaşmak, onları bilgilendirmek için sosyal medyanın çok iyi bir araç olduğunu düşünüyorum. Çoğu genç haber izlemiyor, internetten haberleri takip etmiyor, televizyon izlemiyor. Bu nedenle bazen onlara ulaşmanın yegâne yolu sosyal medya olabiliyor.”
Sosyal medyayı en faal kullanan milletvekillerinden biri olarak gösterilen Hür Demokrat Parti (FDP) Milletvekili Serkan Tören de sosyal meydanın gençlere, özellikle de göçmen gençlere ulaşmada en ideal yol olduğunu belirtiyor. Tören bu nedenle bir sosyal medya çalışma derneği kurduklarınım müjdesini veriyor:“Biz FDP olarak böyle konularla, uyumla ilgilenecek bir dernek kurduk. Bu derneğin de yakında twitter ve facebook sayfaları faaliyete geçecek. Böylece göçmen kökenli insanlara ulaşmaya, onları kazanmaya çalışacağız.”
'Sosyal medya birebir iletişimin yerini tutamaz'
BITKOM tarafından Baden Württemberg Eyaleti'nde sosyal medyayı en iyi kullanan siyasetçi seçilen Yeşiller Federal Milletvekili Memet Kılıç, sosyal medyanın tek taraflı bilgi vermeye kapalı ama siyasi bilinç oluşturmaya açık bir araç olduğunu belirtiyor. Kılıç, sosyal medyanın interaktif özelliğine rağmen birebir iletişimin yerini tutamayacağını da sözlerine ekliyor:
“Yaptığımız yasa tasarılarından tutun, basın açıklamalarına, video kliplerimize kadar, bunların hepsini sosyal medyaya koyuyoruz ve tartışmaya açıyoruz. Halkın ne hoşuna gidiyor, görüşleri ne, çalışmalarımızdan beğendikleri ne beğenmedikleri ne, bunu da kontrol ediyoruz. Ama şunu da söylemeliyim, ben hiç bir zaman sosyal medyayı, insanlarla birebir buluşmanın bir alternatifi olarak da görmüyorum.”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Özlem Coşkun
Editör: A. Günaltay