Sinan Ateş cinayeti: İki özel harekât polisi tutuklandı

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında aralarında iki özel harekât polisinin bulunduğu dört kişi daha tutuklandı.

Ankara’da 30 Aralık 2022 tarihinde cinayete kurban giden Sinan Ateş cinayetine ilişkin bugüne kadar 18 şüphelinin gözaltına alındığı açıklanmıştı. Soruşturma kapsamında altı şüpheli tutuklanmıştı. Tutuklananlar arasında, tetikçi olmakla suçlanan Eray Özyağcı’nın cinayet sırasında bindiği motosikleti kullandığı ileri sürülen Vedat Balkaya, MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk, tetikçileri evinde saklamakla suçlanan Hakan Saraç da yer almıştı. Bir şüpheli ise adli kontrol kararıyla serbest bırakılmıştı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’nde gözaltında bulunan şüphelilerden dört kişi daha bugün akşam saatlerinde Ankara Adliyesi’ne sevk edildi. Soruşturma savcısı Ayhan Ay tarafından sorgulanan şüpheliler, tutuklama istemiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. Dört şüpheli, sorgularının ardından "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan tutuklandı. Böylece tutuklu sayısı 10’a çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, konuya ilişkin "Olaya ilişkin soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından titizlikle ve tüm yönleriyle sürdürülmekte olup işlemleri tamamlanan diğer şüpheliler hakkında da adli soruşturmanın gereklerine tevessül edilecektir" açıklamasını yaptı.

Tetikçiyi özel harekât polisleri getirdi iddiası

Tutuklanan şüpheliler arasında özel harekât polisleri Murat Can Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey de yer aldı. Bu polisler, Ateş'i öldüren tetikçiyi İstanbul’dan Ankara’ya transporter araçla getirmekle suçlandı.

İki özel harekat polisinin tetikçiyi İstanbul’dan Ankara’ya getirmek için kullandıkları transporter aracın sahibi Mustafa Uzunlar da gözaltına alındı. Uzunlar, ifadesinde özel harekât polisi olduğunu söylediği Murat Can Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey aleyhinde şu ifadeyi verdi:

"Bu şahısları 27 Aralık günü bizim otoparkta 61 OF 0609 plakalı transporter aracı almaya geldiğinde Dodo lakaplı kişi bizim otoparktaydı. Kendisi polis olarak bizi tanıştırdı. Gelenler iki kişiydi. İkisi de polis dedi. Bunlardan biri hatta Özel Harekâtta çalıştığını söyledi."

"Dodo lakaplı Doğukan Çep aracımı istedi"

Uzunlar, aracın şüphelilere nasıl tahsis edildiğini de anlattı:

"27 Aralık günü ben işletmiş olduğum Ataşehir’deki Garist Otoparkı’na saat 15:00 sıralarında kendi aracımla tek başıma geldim. İşyerime geldiğimde Dodo lakaplı Doğukan Çep de otoparktaydı. Kendisi ile oturup sohbet ettik. Kendisi ile sohbet ederken Ankara’da bir düğün olduğunu, düğün sahibini hediyesini verip gelmek için araç ihtiyaçları olduğunu, hatta Ankara’ya iki tane polis arkadaş ile birlike gideceğini, birazdan polislerin de otoparka geleceğini söyledi. Bunun üzerine ben ilk başta aracımı vermemek için çeşitli bahaneler ürettim. O sırada daha sonradan emniyette isimlerini öğrendiğim Muratcan Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey adlı polisler geldi. Bu polislerin gelmesi üzerine Doğukap Çep ısrar etti. Bunun üzerine aynı gün gidip gecesi dönüş yapacağını söyledi. Bu sırada 'tamam, aracı vereyim ancak bir an önce gidip gelin, aracı sağ salim teslim edin' diye Doğukan’a söyledim. Doğukan da ‘birini bekliyoruz, daha gelecek. O da bizimle Ankara’ya gelecek’ dedi. Ben araç temiz olsun diye otoparkımızda bulunan yıkama aracı yıkatmak için verdirttim."

Bu sırada "Papi" lakaplı zanlı Eray Özyağcı’nın otoparka geldiğini anlatan Uzunlar, şöyle devam etti:

"Araç içindeki şahsi eşyalarımı aldım. Aracı kendilerine 27 Aralık günü saat 16:30-17:00 sıralarında otoparkta teslim ettim. Doğukan’a 'hani sen de gidecektin' diye sorduğumda 'yok ben kalacağım, arkadaşlar gidip gelecek' dedi. Bunun üzerine ben spor yapmak için spor salonuna gittim."

"Aracı geri polis getirdi"

28 Aralık günü otoparka geldiğinde aracın otoparkta olduğunu gördüğünü anlatan şüpheli Uzunlar, "Çalışan personele sorduğumda aracın sabah saat 09:28 sıralarında kendisini polis olarak tanıtan polislerden esmer olan polisin tek başına getirip bıraktığını öğrendim" ifadesini kullandı.

Şüphelilerin cinayet için neden kendi aracını kullandıklarını bilmediğini, aksi durumda vermeyeceğini belirten Uzunlar, "Doğukan Çep ile aracı teslim ettikten sonra kesinlikle yüz yüze görüşmem olmadı. İlk verdiğim gün gecesi 'ne yaptınız araç nerde' diye sordum. Doğukan da 'yoldalar geliyorlar' dedi" iddiasında bulundu. Tetikçiye iki polisle birlikte aracı ayarlamakla suçlanan Dodo lakaplı Doğukan Çep o sırada Hasan Ferit Gedik cinayetinde aldığı 35 yıl 4 ay hapis nedeniyle aranıyordu.

Azmettirici olmakla suçlanan zanlı gözaltına alındı 

Öte yandan Ateş cinayetini azmettirdiği iddia edilen ve aranan zanlı Doğukan Çep Beykoz'da yakalanarak gözaltına alındı. Demirören Haber Ajansı (DHA) akşam saatlerinde Ateş cinayetine ilişkin aranan zanlının Beykoz İshaklı Köyünde bulunan bir otelde olduğunun belirlendiğini duyurdu. İstanbul ve Ankara polislerinin ortaklaşa yaptığı çalışma sonucunda otele baskın düzenlendiği ve zanlının yakalandığı belirtildi. Gözaltına alınan zanlının Ankara'ya götürülmesi bekleniyor. 

Tutuklanan polis, Ülkü Ocakları’ndan ödül almış

Sinan Ateş cinayeti kapsamında tutuklanan özel harekatçılardan Muratcan Çolak’ın Ocak 2020’de Silivri Ülkü Ocakları tarafından düzenlenen “Ülkücü Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu Bilgi Yarışması” ödülü aldığı ortaya çıktı. Buna ilişkin haber, o dönem Silivri’deki bir yerel internet haber sitesinde yayımlandı.

Ufuk Köktürk para gönderdiğini kabul etti

Öte yandan tutuklanan MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk, ifadesinde şüphelilerden Doğukan Çep ile 2013 yılında Maltepe Cezaevi’nde tanıştığını anlattı. Köktürk, bu tarihte İstanbul’da 16 yaşındaki bir lise öğrencisini öldürmek suçundan tutukluydu.

Çep ile cinayetten bir gece önce görüştüklerini ifade eden Köktürk, Çep’in kendisini 28 Aralık günü saat 23.00’de Facetime üzerinden aradığını anlattı, şunları ifade etti:

“‘Bana acil iki günlüğüne para lazım’ dedi. Paranın ne için lazım olduğunu söylemedi. ‘Zor durumdayım’ dedi, ‘bana 4 bin TL para gönderebilir misin’ dedi. Ben de kendisine üzerimde nakit para olmadığını, eşimin banka hesabı üzerinden işlemlerini yaptığımı, eşimin hesabında da para olmadığını söyledim. ‘Bir yerden bulamaz mısın’ dedi. Ben de yanımdaki Mehmet Ali’ye sordum. O da hesabında para olduğunu verebileceğini söyledi. Doğukan’a IBAN atmasını söyledim bana IBAN attı. Arkadaşımdan aldığımı parayı kartsız işlem olarak havale edemediğim için eşimin kartını kullanmak suretiyle bana gönderilen IBAN’a parayı gönderdim. Aramızda zaman zaman para alışverişi olduğu için IBAN’ın kime ait olduğunu sorgulamadım ve parayı gönderdim.”

Lise öğrencisini öldürmekten 20 yıl ceza aldı

Diğer yandan Ufuk Köktürk’ün İstanbul’da 2013 yılında Kahraman Kaya adlı bir lise öğrencisini öldürmek suçundan 20 yıl hapis cezası aldığı öğrenildi. Köktürk, mahkûm olmadan önce 2014’te sürpriz bir şekilde tahliye edildi.

Tahliye gerekçesinde “Sanıkların tutuklu kaldıkları süre, delillerin toplanmış olması, önümüzdeki duruşma karar duruşması olması, dosyanın temyiz aşamasında muhtemel geçecek süre dikkate alınarak sanıkların bihakkın tahliyesine karar verildi” denildi.

Köktürk’ün cezası usulden iki kez Yargıtay tarafından bozuldu. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonucunda aynı cezayı bir kez daha verdi. Ancak bu süreçte ceza onanmadığı için Köktürk, cezaevine girmekten kurtuldu ve bu sayede MHP İstanbul İl Yönetimine girdi. 

Bu arada Ufuk Köktürk’ün o dönem avukatlığını yapan MHP’li Serdar Öktem, aynı zamanda Hasan Ferit Gedik cinayeti sanığı Doğukan Çep’in de avukatıydı.