PEN Başkanı Haslinger: Sanat hapsedilemez
17 Kasım 2016DW: Sayın Haslinger,"Minareler süngü, müminler asker” dizelerinin okunması ile sizce dini nefret mi kışkırtılmış oluyor?
Josef Haslinger: Evet, öyle yapıyor diyebilirim. Burada kullanılan, karşısında düşman arayan, savaşçı bir dil.
DW: Yargıç olsaydınız, bundan ötürü birisinin hapse atılmasını talep eder miydiniz?
Haslinger: Hayır (gülüyor), bu çok farklı bir şey. Burada sorulması gereken, "Kışkırtılan nefretin boyutu, bunu yapan kişiye yaptırım uygulanmasını gerektirir mi?" olmalıdır. Kışkırtma ne zaman başlar ve ne zaman ifade özgürlüğüdür? İşleyen her demokraside ifade özgürlüğünün alanı oldukça geniştir ve geniş anlamda ele alınmalıdır. İfade özgürlüğünün eğer cana kastetme tehlikesi varsa, başkalarının hayatını tehdit ediyorsa, o zaman buna karşı girişimde bulunulabilir.
DW: Peki o halde aşırı görüşler de ifade özgürlüğü kapsamına girer mi?
Haslinger: Elbette aşırı pozisyonlar da savunulabilir; başka insanların hayatı doğrudan tehlikeye atılmadığı sürece…
DW: Recep Tayyip Erdoğan 1999’da İstanbul’un belediye başkanı olduğu dönemde az önce alıntı yaptığımız şiiri okuduğu için hapse atılmıştı. Bugün ise Erdoğan cumhurbaşkanı ve istemediği yazar ve gazetecileri bugün o hapse attırıyor. Bu durum Erdoğan’ın inanırlılığını nasıl etkiliyor sizce?
Haslinger: Erdoğan’ın inanırlılığı sadece taraftarları arasında söz konusu. Batı’da hukuk devleti prensiplerini benimsemiş, ifade özgürlüğünü savunan hiç kimse için Erdoğan inanırlılığı olan biri değil.
DW: Başkanı olduğunuz Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Almanya Temsilciliği, Türk gazeteciler Can Dündar ile Erdem Gül’ü Hermann Kesten ödülüne layık buldu. Neden özellikle bu iki gazeteci?
Haslinger: Biz bu kararı Türkiye’deki darbe girişiminden önce ve kamuoyu henüz Can Dündar’a odaklanmamışken almıştık. Şimdilerde artık Can Dündar’a özel bir dikkat çekme gereği duyulmuyor ve biz de dikkatleri ona yöneltmek için bu ödülü vermiyoruz. Öte yandan Can Dündar sürekli olarak meslektaşlarından yana tavır koymuş, demokratik pozisyonlarından ödün vermemiştir. Bu bakımlardan onun bu ödülü hak ettiğini düşünüyoruz.
DW: Güncel gelişmeler de aldığınız kararı onaylar nitelikte. Nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Haslinger: Bizim mesajımız, böyle zor dönemlerde ifade özgürlüğü hakkını kullananları desteklemek ve böyle bir pozisyonu diğerlerine örnek göstermektir.
DW: Sayın Haslinger –Sınır Tanımayan Gazetecilerin bir raporuna göre- terör yandaşı suçlamasıyla 120 kadar gazeteci yargılanıyor, 140 gazeteci ise hapiste. Türkiye’de basın ve düşünce özgürlüğünün durumu nasıl?
Haslinger: Yayınevleri alanında belirli bir liberal durum var. Bu durum İstanbul’daki Kitap Fuarı’nda da görülüyordu. Cezaevinde yatan yazarların kitaplarını yayınlayabilen yayınevleri var. Yani bir yazarın cezaevinde olması, onun kitaplarının otomatikman yasaklanması anlamına gelmiyor. Ama bir yazar aynı zamanda bir gazetede köşe yazarı ise o durumda bu kişinin durumu tehlikeye girebiliyor. Devlet, kitap piyasası denilen ve az sayıda kişinin katıldığı bu küçük sektörü çok önemli bulmuyor. Ama kitlelere ulaşan günlük gazeteler ve televizyon kanalları önemseniyor. Ve birileri o mecralarda çıkıp Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun görüşleri hakkında eleştirel görüşler açıklıyorsa, o zaman bu kişi tehlike altına girmiş oluyor.
DW: Hapisten yolladığı bir mesajda Türk yazarı Aslı Erdoğan, “Nasıl başarıyor bilmiyorum ama edebiyat, her diktatörü eninde sonunda yenmeyi başarmıştır” diyor. Sayın Haslinger, siz de yazarsınız. Aslı Erdoğan haklı mı bu sözlerinde?
Haslinger: Presipte haklı. Söylediği hep doğru çıkmıştır. Edebiyatı, sanatı, müziği, yani entelektüel pozisyonları baskı altında tutabilirsiniz, ama sanatı durdurmanız mümkün değil! Ayrıca Aslı Erdoğan ve diğer hakkında soruşturma yürütülen diğer yazarlar ile dünya çapındaki dayanışma çok büyük. Uzun vadede Türk hükümetinin bu duruma duyarsız kalacağına inanmıyorum.
© Deutsche Welle Türkçe
Söyleşi: Stefan Dege
1955 doğumlu Avusturyalı yazar Josef Haslinger 2013 yılının mayıs ayından bu yana Uluslararası Yazarlar Birliği PEN'in Almanya başkanlığı görevini sürdürüyor.