1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

NOZ: Türkiye Erdoğan devletine dönüştü

9 Temmuz 2018

Türkiye’de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi, Alman gazetelerinde öne çıkan yorum konuları arasında yer alıyor.

https://p.dw.com/p/313NG
Türkei Präsident Recep Tayyip Erdogan
Fotoğraf: picture-alliance/AA/M. Kaynak

Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) son KHK ile on binlerce devlet görevlisinin azledilmesinin ekonomik kriz tehlikesiyle karşılaşan Türkiye'yi daha da zayıf düşüreceğini yazıyor:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan yetkisini kullanıp, geniş kapsamlı sonuçlara yol açacak olan bir kanun hükmündeki kararname daha imzaladı. Erdoğan yedi kez uzatılan OHAL uygulamasının muhtemelen son gününde çoğunluğunu polis, silahlı kuvvetler ve yargı üyelerinin oluşturduğu binlerce devlet görevlisinin işine son verdi. 2016 Temmuzundaki darbe girişiminden bu yana görevden uzaklaştırılanların sayısı böylece 130 bini aşmış oldu. Bu muazzam bir kan kaybıdır. Devlete hizmet etmiş bu kadar insan gerçekten güvenlik riski olabilir mi? Görevden uzaklaştırmalar bürokrasiyi zayıflattı ve devletin hizmet verebilmesini tehlikeye soktu.  Halbuki Türkiye'nin bir an önce normal hayata dönmesi gerekir. Başta kapıda bekleyen ekonomik kriz olmak üzere Türkiye'yi bir dizi tehlike bekliyor. OHAL kaldırılarak krizin önüne geçilmeye çalışılıyor. Aksi takdirde Türkiye'nin sonbaharda Uluslararası Para Fonu'ndan yardım istemek zorunda kalmasından endişe ediliyor.”

Neue Osnabrücker Zeitung (NOZ) gazetesi Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmesini konu alan yorumunda şu satırlara yer vermiş:

"Türkiye'yi Erdoğan devletine dönüştürme süreci tamamlandı. Yeni sistem mükemmel biçilmiş elbise gibi Başkan'ın üstüne oturuyor. Türkiye'nin parlamenter demokrasiler camiasından ayrılması üzücüdür. Karşılığında ülke hiç olmazsa içte daha istikrarlı, dış politikada da daha hesaplanabilir hale gelecek mi? Hiç sanılmasın. Aksine, Erdoğan'ın Türkiye'yi bir aile şirketi gibi yönetmesinden endişe edilmeli. Yetkilerini sonuna kadar kullanacaktır. Ahenk ve denge onun hedefleri arasında yer almaz. Ne sadece her iki kişiden birinin onu seçtiği bölünmüş vaziyetteki toplumda, ne de, ‘önce Türkiye' popülizmine hazırlıklı olmak zorundaki Avrupa ile ilişkilerde. Erdoğan'ın son kurbanları Ankara'daki halkın seçilmiş temsilcileri oldu. Onlar bugün itibariyle süs vazifesi görecekler.”

Tagesspiegel gazetesi Türkiye'deki başkanlık sisteminin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri ne yönde etkileyeceğini dair tahminlerini sıraladığı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Erdoğan'ın iktidarını yoğunlaştırması karşısında Avrupalıların ani yön değiştirmelere hazırlık olmaları gerekecek. Yeni sistemde Dışişleri'ndeki uzman kadroların söyleyecek fazla şeyi olmayacak. Dışişleri bakanının akıbeti yalnızca, danışmanlarının kısmen Avrupa karşıtlarından oluştuğu Erdoğan'a bağlı olacak. Sonunda, geçen yılki Nazi kıyaslamalarıyla yakınlaşma arayışları arasında gelgitlerin yaşandığı bir dış politika ortaya çıkabilir. İstikrarlı dış politika beklentisi içinde olunmamalı.”

Rheinpfalz gazetesinde ise şu satırları okuyoruz:

"Avrupa ile köprüleri atmak Erdoğan'ın bile işine gelemez. Avrupa Birliği zaten hiçbir zaman onun gönül davası olmadı. Ama Avrupa'ya ihtiyacı var. Avrupa Birliği liderlerinin mültecilere harcanmak üzere üç milyar euroluk yardımı onaylamalarına Erdoğan sevinmiş olmalı. O Türkiye'nin ekonomik bakımdan Avrupa'ya ne kadar muhtaç olduğunu biliyor. Geçen yıl Türkiye'deki doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yüzde 70'i AB ülkelerinden geldi. Türk şirketlerinin en önemli ihracat ve ithalat pazarlarının başında da Avrupa geliyor.”

DW, dpa, afp/AG, BÖ

© Deutsche Welle Türkçe