Erken seçim önerisi nasıl yankı buldu?
17 Nisan 2018Ankara'da aylardır yaşanan "Erken seçim var mı, yok mu" tartışmalarında yeni bir aşamaya geçildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la 3 Kasım 2019'da yapılacak parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 'cumhur ittifakı'na gitme konusunda anlaşan MHP lideri Devlet Bahçeli, bu seçimlerin daha erkene alınmasını önermekle yetinmedi, erken seçim için de 26 Ağustos 2018 tarihini verdi. Bahçeli'nin TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı bu çıkış Ankara'da siyasetin ana gündem maddesi oldu.
Bahçeli'nin konuşmasından hemen sonra gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapacağı grup konuşmasına çevrildi. Ancak Erdoğan'ın konuşmasında erken seçim konusuna hiç girmemesi dikkat çekti. Grup konuşmasına başlamadan önce gazetecilere yarın MHP lideri Bahçeli ile görüşeceğini söylemekle yetinen Erdoğan, önceden hazırlanan grup konuşmasını takip etti ve Türkiye'de anayasa değişikliğinin Kasım 2019'da tamamlanacağını ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçileceğini söyledi. Yani Erdoğan; seçim için yine daha önce söylediği gibi Kasım 2019'u işaret etti.
Muhalefet "hodri meydan" diyor
Bahçeli'nin erken seçim çağrısı muhalefet partilerinde benzer tepkileri beraberinde getirdi. DW Türkçe'nin "Muhalefet erken seçime hazır mı" sorusunu yanıtlayan CHP Sözcüsü Bülent Tezcan "Biz de AKP-MHP ittifakına hodri meydan diyoruz. Biz seçime hazırız" diye konuştu. Hükümete "Buyurun, OHAL'i kaldırın" çağrısı yapan Tezcan, OHAL'in kaldırılmasını bir koşul olarak ortaya sürmediklerini ancak adaleti ve güvenliği tartışılmayacak bir seçim için OHAL'in kaldırılması gerektiği görüşünü savunduklarını söyledi. Tezcan, Bahçeli'nin neden erken seçim çağrısı yaptığını da "Türkiye bir sıkışmışlık içinde. Tek adam rejimiyle ülke yönetilemiyor. Ülkede ekonomik, siyasi ve hukuki problemler gün geçtikçe artıyor. Adalet işlemiyor. Geldiğimiz nokta budur" sözleriyle değerlendirdi. Hükümetin OHAL koşullarında seçime gitmesi ihtimaline karşı CHP'nin her türlü önlemi aldığını söyleyen Tezcan, "Sandık güvenliği için her şeyi yapacağız. Sandıkların başından ayrılmayacağız" dedi. Tezcan, erken seçim olasılığının muhalefetteki seçim ittifakı çalışmalarını da sekteye uğratmayacağını belirtti ve "AKP-MHP ne kadar hızlı davranıyorsa, muhalefet de hızlı davranacaktır" dedi.
HDP'li Sancar: Ne yaparlarsa yapsınlar kazanamayacaklar
HDP'li Mithat Sancar da muhalefetin erken seçime hazır olduğu görüşünü savunuyor. Sancar, "Erken seçim senaryosuna göre biz de hazırlığımızı yaptık" derken DW Türkçe'nin "Nasıl bir strateji izleyeceksiniz" sorusunu "Bütün teşkilatlarımız hazır. AKP-MHP ittifakı erken seçimde anlaşmış görünüyor. Muhalefeti hiçbir şekilde yıldıramayacaklar" sözleriyle yanıtladı. Sancar, "Türkiye'de özgür seçim ilkesi tamamen kaldırıldı. Seçim güvenliği konusunda ciddi kaygılarımız var. Ve OHAL'in kaldırılması temel önceliğimiz. Bu konunun, asıl gündemin dikkatlerden kaçmaması için de gerekeni yapacağız" dedi. Sancar, halkın da erken seçime tepki göstereceğini ve tepkinin kendisini sandıkta ortaya koyacağını düşünüyor. Sancar, "AKP-MHP ittifakı bütün manipülasyonuna, çabasına, demokrasiyi askıya alan tavrına rağmen gidecektir, kazanamayacaktır, yenilecektir" çıkışında bulunuyor.
"Danışıklı dövüşüyorlar"
İYİ Partili Yusuf Halaçoğlu da erken seçim konusunda Erdoğan ile Bahçeli'nin anlaştığını düşünüyor. Bugüne kadar erken seçime 'hayır' diyen Erdoğan'ın, Bahçeli'yi konuşturduğunu söyleyen Halaçoğlu, "Danışıklı dövüşüyorlar ama biz de yutmuyoruz" çıkışında bulundu. Halaçoğlu, Türkiye'de yaşanan ekonomik sıkıntıların Erdoğan-Bahçeli ittifakına 'erken seçim' çıkışı yaptırdığını söyledi. Halaçoğlu, "26 Ağustos 2018'e kadar bile nasıl dayanacaklar. Döviz her gün fırlıyor. Biz, 15 Temmuz'da yaparlar seçimi diye düşünmüştük ama artık kafalarına göre hareket edecekler. Nasıl hareket ederlerse etsinler, biz seçime hazırız" dedi. Halaçoğlu, "Türkiye'de OHAL koşullarında seçime gidileceğinin, seçim güvenliği olmadığının halk tarafından çok iyi izlenmesi gerekiyor. Biz, atmaca gibi sandıkların başında olacağız ama halkımız da çok dikkatli davranmalı" diyen Halaçoğlu, AKP-MHP ittifakının OHAL'i kaldırmayarak seçimlerde avantajlı çıkmaya çalışacağını öne sürdü.
Halaçoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefet partilerinin ilk turda ayrı adaylar çıkaracağını, işin renginin ikinci turda değişeceğini söyledi. Halaçoğlu, "Bu seçim cumhuriyetin var olma mücadelesine dönüşecek. Çünkü tüm muhalefet, parlamenter sistemin korunmasını, AKP-MHP ittifakı ise cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini istiyor. Muhalefet, Erdoğan'a yeniden cumhurbaşkanı olma şansı tanımayacak" değerlendirmesini yaptı.
Baskın Oran: Erdoğan söyletti
Siyaset Bilimci Baskın Oran, Bahçeli'nin 'erken seçim' çıkışı için "Erdoğan'a sormadan böyle bir şey yapamaz. Erken seçim olmayacağı konusunda aylardır açıklama yapan Erdoğan, tükürdüğünü yalamamak için Bahçeli'yi konuşturdu" yorumu yapıyor. Oran DW Türkçe'nin, "Neden erken seçim istedi Bahçeli?" sorusunu da "Çünkü hesap yapıyorlar. Çünkü Türkiye'de her şey hızla kötüye gidiyor. Türkiye'de hukukun üstünlüğü yok sayılırken, adalet işlemezken, ekonomi patlamışken hiçbir sorun yokmuş gibi davranan bir hükümet var. Bahçeli de o hükümetin en açık ortağı. Seçim gündemiyle Türkiye'nin temel sorunlarının üstünü kapatmaya çalışıyorlar" sözleriyle yanıtlıyor. Oran, Erdoğan'ın bugün bir şey söylememesi için de "Çünkü; benim koalisyon ortağım istedi erken seçimi diyecek. O istedi ben de yapmak durumundayım diyecek. Türkiye'de tam bir kaos siyaseti, çıkmaz sokak siyaseti işliyor" değerlendirmesi yapıyor.
ODTÜ Siyaset Bilimi öğretim üyesi Prof. Ayşe Ayata ise Bahçeli'nin erken seçim çıkışının başka bir boyutu olabileceğine dikkat çekiyor. Ayata, DW Türkçe'nin "Neden Bahçeli seçim istedi?" sorusunu yanıtlarken, 2002'de de seçim isteyenin Bahçeli olduğunu ve MHP'nin baraj altında kaldığını hatırlatıyor. "Şimdi Bahçeli'nin seçim isteğinden Erdoğan'ın haberi olmayabilir. Bahçeli, partisi eridiği için kendini kurtarmaya çalışıyor olabilir. Bütün anketlerde Erdoğan yüzde 51'i göremiyorken neden erken seçime gitsin. AKP'nin, Bahçeli kadar seçime hazır olduğunu düşünmüyorum ama tabii ki erken seçim gündemiyle esas sorunların üzerini kapatmaya çalışacaklar" diyor. Türkiye'de kimsenin Erdoğan ile Bahçeli arasındaki iletişimin boyutunu bilmediğini söyleyen Ayata, "Seçime gitmek hiç kolay değil. Temmuz ortasında kongresini yapacak AKP, hemen ardından nasıl seçime gidecek" diye soruyor. Ayata, "Yine de her türlü karışıklık ve karmaşa siyasetin esas sorunlarını, ülkenin esas gündemini altüst edecek. Yani erken seçim su üstüne çıkacak. Burada amaç seçim yapmaktan çok gündemi oynatmak" değerlendirmesi yapıyor.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe