Kimyasal silah şüphesi artıyor
4 Haziran 2013BM İnsan Hakları Konseyi’nin görevlendirdiği bağımsız Suriye araştırma komisyonu son raporunda bu ülkedeki anlaşmazlıkta şiddetin doruğa vardığını vurguladı. 2011 yılından bu yana Suriye’de işlenen 30 katliamın incelendiğini açıklayan Cenevre’deki komisyonun başkanı Paulo Pinheiro, incelemeye alınan katliamların 17’sinin bu yılın ocak ile mayıs ayları arasında işlendiğini ve bundan iki yıl önce iç savaşın böylesine dehşet verici boyutlara varabileceğini tahmin edemediklerini söyledi.
Raporda, Suriye hükümet kuvvetlerine bağlı birliklerin şimdiye kadar benzeri görülmedik şekilde cana kıyıp, işkence yaptığı ve kadınlara tecavüz ettiği dile getiriliyor. Suriye’de düşman bilinen unsurların zorla yerlerinden sürülmesi ve kaybedilmesi gibi insanlık dışı uygulamaların olağan hale geldiğine ve sivil halkın sistematik şekilde saldırıya maruz bırakıldığına da raporda yer veriliyor.
Çocuk askerler
Raporda savaş suçu işleyen tek tarafın Esad rejimi olmadığı ve silahlı asilerin de aynı şekilde işkence ve katliam suçu işlediği de dile getiriliyor. Keyfi infaz ve insan kaçırma saçlarına karışan rejim aleyhtarı grupların da yuvalandıkları meskûn yerleri hükümet kuvvetlerinin hedef almasına yol açmakla sivil halkı tehlikeye attığını vurgulayan komisyon başkanı Pinheiro, Suriye ordusunun çok daha büyük suçlar işlemekte oluşundan yanlış sonuçlar çıkarılmaması gerektiğini belirtti ve ekledi: “Hükümet kuvvetleriyle asi grupların işledikleri suçlar arasında nispetsizlik var ama bu nispetsizlik sadece yoğunlukla ilgili. Ne gibi suçların işlendiği ile alakalı değil. Her iki taraf da aynı suçları işliyor.”
BM İnsan Hakları Konseyi Suriye özel araştırma komisyonu üyesi Carla del Ponte çatışmalarda giderek daha fazla çocuk kullanılmasının iç savaşın ne kadar acımasızlaştığını gösterdiğini söyledi. Del Ponte çocuk kayıpların artmasından duydukları endişeyi şu sözlerle dile getirdi: “Çok sayıda çocuk, savaş için eğitiliyor, cepheye sürülüyor ve öldürülüyor. Çocuklar hapsediliyor, işkenceye uğratılıyor. Çocukların iç savaşa alet edilmesi tahammül sınırlarını aşmaktadır.”
Kitle imha silahı kullanıldı mı?
Araştırma komisyonunun iç savaşta kimyasal silah kullanıldığı iddialarıyla ilgili tespitleri merakla beklenmekteydi. Carla del Ponte mayıs ayı başlarında verdiği bir mülakatta asilerin sarin adlı sinir gazını kullandığına dair ‘somut şüphelerin’ bulunduğunu söylemişti. Komisyon başkanı Paolo Pinheiro şimdiye kadar elde edilen bulguların ışığında söylenebilecekleri şöyle özetledi: “Her iki tarafın da kimyasal silah kullanmış olabileceğine dair şüpheler mevcut. İncelediğimiz dört olaydan çoğunda hükümet kuvvetlerine yöneltilen suçlamalar üzerinde durduk. Küçük çapta da olsa gerçekten kimyasal silah kullanıldığı ihtimali üzerinde durmayı haklı gösteren nedenler bulunuyor.”
Carla del Ponte de kimyasal silah tartışmasının konvansiyonel silahlarla işlenen savaş suçlarını unutturma tehlikesine dikkat çekti. Kimyasal savaş malzemesi kullanıldığına dair bazı ipuçlarına rastladıklarını belirten Del Ponte ancak ellerinde somut delil bulunmadığını söyledi.
Uzmanlarca, kitle imha silahı olarak hazırlanan kimyasal silahların küçük çapta kullanılmasının askerî anlam taşıyamayacağı belirtiliyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın, kimyasal silah kullanılmasının askeri müdahaleyi haklı gösterecek kırmızı çizginin geçilmesi anlamına geleceğini açıklamasından bu yana konu gündemden düşmedi. Aynı zamanda hükümet kuvvetlerinin kitle imha silahlarına başvurmasının, uzun süredir Batı’dan ısrarla silah yardımı isteyen asilerin işine yarayacağı hatırlatılıyor. Özel komisyonun başkanı Paolo Pinheiro, iç savaşı tamamen çığırından çıkaracağı gerekçesiyle her iki tarafa da silah yardımı yapılmamasının önemine işaret ederken şunları söyledi: “Daha fazla silah gönderilmesinin taraflar arasında güç dengesinin sağlanmasına yarayacağını sanmak gaflete düşmek olur. Taraflardan hiçbiri bu savaşı ne kazanacak, ne de kaybedecektir. Daha fazla silah, sivil halk arasındaki can kaybı ve yaralanmaların artması demektir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Claudia Witte / Ahmet Günaltay
Editör: Başak Özay