Kimyasal silah alarmı
26 Temmuz 2012Suriye’de ordu birlikleriyle muhalif gruplar arasında çatışmalar tüm şiddetiyle sürerken, dünya kamuoyunda endişe büyüyor. Suriye rejiminin elinde bulunan kimyasal silahlar, bu silahların kullanılması ya da silahlı grupların eline geçmesi gibi olasılıklar, birçok komşu ülkeyi ve Batılı başkentleri korkutuyor.
Son olarak, Esad rejiminin, kimyasal silah depolarından sevkiyatlara başladığı istihbaratı, başkentleri alarma geçirdi. Suriye yönetimi, bu hafta başında yaptığı açıklamada, elinde kimyasal silahlar bulunduğunu ilk kez kabul etmiş, bu silahları kendi halkına karşı kullanmayacağını, ancak dışarıdan bir müdahale durumunda, kimyasal silahlarla karşılık vereceğini bildirmişti.
Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü uzmanlarından Dina Esfandiyari, Esad rejiminin tehdidini şöyle değerlendiriyor:
“Esad rejiminin, kimyasal silahları, kendi halkına karşı ya da dışarıdan askeri bir müdahale durumunda kullanmasını, gerçekte olası görmüyorum. Esad zaten neredeyse tüm meşruiyetini yitirdi. Böyle bir adım, kırmızı çizgilerin aşılması anlamına gelir. Bu daha çok caydırma, korkutma amaçlı olarak yapılmış bir açıklama gibi görünüyor. Ayrıca kimyasal silahlar, cephede çok kolay kullanılabilecek silahlar değil. Bunlarla hedeflediğiniz sonucu almak kolay değil, kontrol etmek çok zor. Bu silahların kullanılması pek çok dış etmene, örneğin rüzgârın yönüne, coğrafi şartlara bağlı. Diğer yandan kimyasal silahlar, terör silahlarıdır. Kitleler üzerinde korku ve panik yaratmak için birileri bunu kullanmak isteyebilir.”
Suriye’nin kimyasal silahları
Suriye’nin 1970’li yıllardan bu yana kimyasal silahlara sahip olmak istediği, 80’li yıllarda Sovyetler Birliği’nin ve ardından İran’ın desteğiyle kimyasal silah teknolojisini geliştirdiği tahmin ediliyor. Kimyasal silah yapımında kullanılan bazı maddeler ve araçların temininde bazı Avrupalı şirketlerin de rol oynadığı belirtiliyor.
Suriye ordusunun elindeki Rusya ve Kuzey Kore tarafından geliştirilmiş Scud ve SS-21 füzelerine, kimyasal silah başlığı takılabiliyor. Bu füzeler 600 km. menzile sahip.
Batılı istihbarat birimleri, Suriye’nin bugün yüzlerce ton kimyasal silah üretecek kapasiteye sahip olduğunu tahmin ediyor. Kimyasal silah üretim merkezlerinin, başkent Şam, Halep, Humus ve Hama yakınlarında olduğu biliniyor. Bunlar dışında birçok farklı bölgede, küçük üretim tesisleri ve silahların depolandığı askeri tesisler olduğu belirtiliyor. Bunların kesin olarak tespit edilmesinin ise oldukça güç olduğu kaydediliyor.
Bilinmeyen depolar endişe kaynağı
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü uzmanlarından Dina Esfandiyari, sivil halkı korumanın, ayrıca bu silahların terörist grupların eline geçmesinin engellenmesinin oldukça zor olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
“Olası bir hava saldırısı, bilinmeyen kimyasal silah depoları nedeniyle büyük riskler taşıyor. Bu tehdidi bertaraf edebilmek çok maliyetli olacaktır. Bu konuda deneyimli ve gerekli teçhizata sahip kara birliklerinin kullanılması gerekecektir.”
Suriye’de ordu birlikleri bazı bölgelerde kontrolü kaybederken, bazı askeri üsler de silahlı gruplar tarafından ele geçirilmiş durumda.
Ya silahlı grupların eline geçerse?
İsrail, kimyasal silahların Sünni ya da Şii silahlı grupların eline geçmesinden endişe ediyor.
Tel Aviv merkezli Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü uzmanlarından Şlomo Brom, Suriye’de çok farklı merkezlerde depolandığı belirtilen kimyasal silahları, tümüyle kontrol altına alabilmenin çok güç olduğunu belirtiyor. Brom, bu konuda panik yaratmanın ise doğru olmadığını kaydediyor ve şunları söylüyor:
“Kimyasal silahları kullanabilmek için yalnızca kimyasal maddelere sahip olmak yeterli değil. Bu silah sisteminin tüm parçalarına sahip olmanız, tekniğini bilmeniz gerekiyor…Dolayısıyla ülkenin bazı bölgelerinde kontrolü ele geçiren küçük silahlı gruplar, belki bu kimyasal silah sistemlerinin yalnızca bir parçasına ulaşabilecektir. Bu onlar için tek başına hiçbir işe yaramayacaktır”
İsrail’in en büyük kaygısı, Esad rejiminin kimyasal silah sistemlerini Lübnan’daki Hizbullah’a göndermesi. İsrail hükümeti, bunu savaş nedeni sayacağını açıkladı.
Uzman Şlomo Brom, Hizbullah’ın kimyasal silahları temin etse bile bunu İsrail’a karşı kullanmayı göze alamayacağı görüşünde. Brom, şunları kaydediyor:
“Hizbullah, Lübnan siyasetinde merkezi bir siyasi aktör.Parlamento’da temsil ediliyor. Hizbullah Şiilerin güvenliğinden ve refahlarından sorumlu. Ve herkes biliyor ki, İsrail’in kendisini hedef alan bir saldırıya karşılık verme gücü çok büyük.”
© Deutsche Welle Türkçe
Kersten Knipp / Çeviren: Ayhan Şimşek
Editör: Beklan Kulaksızoğlu