İsveç'e NATO üyeliği, Macaristan'a yalnızlık
27 Şubat 2024Macaristan Parlamentosu, bir buçuk yılı aşkın bir süredir geciktirilen adımı nihayet attı, Pazartesi günü yapılan oylamayla İsveç'in NATO üyeliğini onayladı.
Ülkesinin İsveç'in üyeliğine onay veren son ittifak üyesi ülke olmasına yol açan Macaristan Başbakanı Viktor Orban oylama sonrasında yaptığı açıklamayla şaşırttı. Orban, geçmişteki olumsuz açıklamalarından farklı olarak, İsveç'in önemli bir partner olduğunu, NATO üyeliğinin de Macaristan'ın güvenliğini güçlendireceğini söyledi.
Orban Erdoğan'a sadakatini mi göstermek istedi?
Viktor Orban, kulağa hoş gelen bu diplomatik ifadelerle, en büyük dış politika utancını örtbas etmeye çalışıyor. Çünkü Orban, İsveç'in NATO üyeliğini aylarca bloke etti ve bu tutumuyla ülkesi hakkındaki negatif algının daha da pekişmesine yol açtı. Bundan ne elde etmeyi umduğu da hâlâ anlaşılmış değil. Ağırlıklı görüş, Macaristan başbakanının yanlış hesap yaptığı ve yanlışta ısrar ettiği yönünde.
Finlandiya ve İsveç'in 2022 yılında NATO'ya üyelik başvurusunda bulunmaları üzerine Orban, tercihini Türkiye'den yana yapmış, Ankara ile benzer bir tutum takınmayı tercih etmişti. Bunda büyük ölçüde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile uzun süredir sürdürdüğü yakın ilişkilerin etkili olduğu belirtiliyor. Muhtemelen Orban bu jestiyle Erdoğan'a sadakatini göstermek istemiş olabilir. Bunun karşılığında ne aldığı, herhangi bir şey alıp almadığı ise hâlâ muamma.
Tıpkı Erdoğan gibi Orban da İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyeliklerine verilecek onayı şartlara bağlamıştı. Ama Macaristan, Türkiye'nin aksine, beklentilerini, şartlarını net olarak açıklayamadı.
Gripen savaş uçakları itibar hamlesi mi?
Macar başbakan ve partisi Fidesz'in üyeleri, Finlandiya ve İsveç'i Macaristan'a demokrasi açığı ve sistematik yolsuzluk gibi konularda haksız ithamlarda bulunmakla suçladı ve onay için "önce ilişkilerin iyileştirilmesini" şart koştu. Macaristan parlamentosu Mart 2023'te Finlandiya'nın üyeliğini onayladı, Finlandiya'nın bunun için hangi adımları attığı, İsveç'in üyeliğinin neden aynı anda onaylanmadığı açıklanmadı. Oysa Finlandiya da, o günlerde kamuoyu önünde Orban'ın talep ettiği hiçbir konuda özür dilemedi, geri adım atmadı. Pazartesi günü İsveç konusunda Macaristan Parlamentosu'ndaki oylama öncesinde de aslında ikili ilişkilerde dikkat çeken bir gelişme yaşanmadı.
Görünen o ki Türkiye'nin Ocak ayında İsveç'in üyeliğini onaylaması üzerine Orban da harekete geçmeye karar verdi. Ve Macaristan başbakanı, itibarını kurtarmak için, İsveç ile yürütülen müzakerelerden kazanım elde ettiklerini savundu. Şapkasından çıkardığı gerekçe, Macaristan'ın İsveç'ten satın alacağı 4 ilave Gripen savaş uçağı oldu. Orban, bu anlaşmanın çok cazip koşullar öngördüğünü, Macaristan için başarı olduğunu iddia etti. Oysa bunun çok da sürpriz olmadığı belirtiliyor, İsveç ile Macaristan arasında bu alandaki işbirliğinin 20 yılı aşkın bir süredir devam ettiğine, Macaristan'ın yıllardır Gripen savaş uçaklarını kullandığına, bunun rutin bir anlaşma olduğuna işaret ediliyor.
Orban Macaristan'ın izole edilmesine yol açıyor
NATO genişlemesinde sergilediği başarısız dış politika hamleleri, Orban'ın sandığı kadar parlak bir devlet adamı olmadığını gözler önüne seriyor.
Budapeşte Siyasi Sermaye Araştırma ve Danışmanlık Enstitüsü'nden siyaset bilimci Peter Kreko, Orban'ın Macaristan'ın çıkarlarına zarar verdiği görüşünde. DW'ye konuşan Kreko, "Macaristan, hem İsveç'in NATO üyeliğini geciktirmesi, hem de AB kararlarını bloke etmesi nedeniyle hem AB'de hem NATO'da artan oranda izole ediliyor. Bu Macaristan ile partnerleri arasında güven bunalımına yol açıyor" dedi.
Macaristan özellikle Ukrayna savaşı konusunda sergilediği tutum nedeniyle eleştiri oklarına hedef oluyor. Viktor Orban, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile dostane ilişkilerini sürdüren, aynı zamanda Ukrayna'ya AB bütçesinden destek verilmesine itiraz eden tek AB üyesi ülkenin lideri konumunda.
Müttefiklerini kaybetti
Macaristan Başbakanı Orban, polemikleriyle ABD Başkanı Joe Biden'ı hedef alıyor, ayrıca ABD'nin Avrupa'daki güçlü mevcudiyetinin kıtanın güvenliğine zarar verdiğini iddia ediyor, Ukrayna'nın AB üyeliğine de karşı çıkıyor. Macaristan-ABD ilişkileri hiç olmadığı kadar kötü durumda.
Orban, Avrupa'daki yakın müttefiklerini de kaybetmiş görünüyor. Fransa'daki aşırı sağcı Marine Le Pen ve İtalyan Başbakanı Giorgia Meloni gibi Batı Avrupa'daki potansiyel müttefikleri Orban'a mesafe almış durumda. Her ikisi de Orban ve partisi Fidesz ile resmi bir ittifaka soğuk bakıyor. Ukrayna yanlısı bir tutum takınan Meloni, Şubat başındaki AB liderler zirvesinde Orban'ı Ukrayna'ya 50 milyar euroluk yardım paketine vetosunu kaldırması için iknaya çalışmıştı.
Viktor Orban, izlediği dış politikadan pek de kazançlı çıkmadı. Avrupa'daki egemenlik yanlılarının "Brüksel bürokrasisine" karşı ayaklanmasını umut ediyordu, bu da şu ana kadar gerçekleşmedi.
Macaristan'ın "Doğu'ya açılım" hedefi de pek de karşılık bulmadı. Orban'ın Rusya, Orta Asya ülkeleri, Hindistan ve Çin'den yatırımlar umulduğu kadar gelmedi ya da Çin yatırımları örneğinde olduğu gibi Macaristan'da çok da fazla istihdam yaratmadı.
Macaristan artık siyasi olarak pek ciddiye alınmıyor ve sadece yıkan, zarar veren aktör olarak görülüyor. Siyaset bilimci Peter Kreko da Macaristan'ın artık Avrupa siyaseti üzerinde neredeyse hiçbir etkisi kalmadığına dikkat çekiyor.