İngiltere'deki Brexit krizinde yeni takvim
17 Ocak 2019Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma süreci krize dönüşen İngiltere'de, üst üste kritik oylamaların yapıldığı parlamento önümüzdeki gün ve haftalarda da hararetli oturumlara sahne olacak.
İngiltere Başbakanı Theresa May, Brexit olarak adlandırılan ayrılık sürecinin şartlarının belirlendiği anlaşmayı parlamentodan geçiremeyince Çarşamba günü hükümet hakkında güven oylaması yapılmıştı. Hükümetin parlamentodan kıl payı farkla güvenoyu almayı başardığı İngiltere'de May, AB ile yapılacak yeni bir anlaşmanın içeriğini belirlemek için önümüzdeki hafta başına kadar diğer parti liderleriyle görüşecek ve uzlaşma sağlamaya çalışacak.
May, Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılma sürecine ilişkin yeni koşulları içeren B planını 21 Ocak Pazartesi günü parlamentoya sunacak. 29 Ocak'a kadar bu planı tartışacak olan İngiliz vekiller, alternatif planlar da sunabilecek.
Bir kez daha Brüksel'in onayı aranacak
May'in B planı dâhil, önerilen tüm alternatifler 29 Ocak'ta parlamentoda tüm gün boyunca sürecek oturumda tartışılacak ve oylanacak. Ancak bu, Birleşik Krallık'ın AB ile yapacağı olası yeni anlaşma için bir ön oylama niteliği taşıyacak. Zira May'in, parlamentodan destek alan yeni planı önce AB liderlerinin onayına sunması ve eski anlaşma metninde yapılacak değişiklikleri kabul ettirmesi gerekecek. May, söz konusu planı Brüksel'e kabul ettirebilirse, nihai oylama için bir kez daha İngiliz parlamentosunun onayına sunacak. Ancak May'in süreci bu aşamaya kadar taşıyıp taşıyamayacağı bilinmiyor. Bu nedenle nihai oylamanın tarihi de henüz belli değil.
İngiliz parlamentosunda 29 Ocak'ta yapılacak oylamalar konusunda dikkat edilmesi gereken bir başka nokta ise May'in Brüksel'e, vekillerce alternatifler arasından kabul edilen planı götürmek zorunda olmaması. Ancak üzerindeki siyasi baskının May'i bu doğrultuda hareket etmek zorunda bırakacağı tahmin ediliyor.
Krizin aşılamaması hâlinde, Birleşik Krallık daha önce belirlenen 29 Mart tarihinde hiçbir anlaşma olmadan AB'den ayrılma ve ekonomistlere göre bu nedenle kendini büyük bir kaosun içinde bulma riskiyle karşı karşıya.
DW,AP,rtr/CÖ,AÜ
© Deutsche Welle Türkçe