İmam hatip okullarının sayısı kadar başarısı da artıyor mu?
6 Ağustos 2019Türkiye, eğitim kalitesinin sıklıkla tartışma konusu olduğu ülkelerden biri. Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi (ABİDE) 8'inci sınıflar raporu, öğrencilerin yüzde 16'sının dört işlem sorularını çözemediğini, yüzde 66'sının ise deyim ve atasözlerinde verilen mesajları anlayamadığını ortaya koydu.
Türkiye'de son dönemde eğitim denildiğinde akla gelen kurumlardan biri ise sayıları her sene artış gösteren imam hatip okulları. MEB verilerine göre, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında bin 99 olan imam hatip ortaokulu sayısı, 2018 sonu itibarıyla 3 bin 286'ya çıktı ve öğrenci sayısı 723 bin 108 oldu. 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 537 olan imam hatip lisesi sayısı ise 2018 itibarıyla bin 605 oldu ve öğrenci sayısı 627 bin 503'e ulaştı.
İmam hatip okullarının sayısı artarken, okulların niteliği ve sınav başarısı da tartışılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da okul kalitesinin artırılmasını gündemine aldı.
Bakanlık, imam hatip liselerinin üniversite başarısını artırmak amacıyla 2016'dan beri "Fen ve Sosyal Bilimler Projesi" uyguluyor. Proje, 2019-2020 eğitim-öğretim yılında ilk mezunlarını verecek. "Hedef 2020" olarak bilinen proje kapsamında mesleki derslerin yanı sıra fen ve sosyal bilimler lisesi müfredatı uygulanıyor.
Eğitim Reformu Girişimi'nden (ERG) Özgenur Korlu, fen ve sosyal bilim programı uygulayan imam hatip liseleri için, "Bu sene de tam doluluk oranlarına ulaştı. Merkezi sınavla alması bu okulların seçilmesindeki en önemli sebeplerden biri çünkü merkezi sınavla alan liselerin üniversite sınavında başarı sağladığına yönelik bir algı var" diyor.
Korlu'ya göre, gerek ailelerin gerekse öğrencilerin okul seçiminde dikkat ettiği en önemli kriter üniversite sınavı başarısı. Üniversite sınavında en başarılı olan okullarda ise sıralama değişmiyor, halen fen liseleri ve anadolu liseleri en başarılı okullar listesinde başı çekiyor.
"Tercihlerime babam ekledi ama iyi ki gitmişim"
Peki, öğrenciler ne düşünüyor? İsmini vermek istemeyen G., İstanbul Çekmeköy'de bulunan Fatma Talip Kahraman Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nden geçen sene mezun olmuş. Bu sene üniversite sınavına tekrar hazırlanan 18 yaşındaki genç, hukuk okumak istiyor. "İmam hatip lisesine isteyerek gitmedim, tercih listeme babam eklemişti öylesine ama pişman da olmadım. Hatta iyi ki gitmişim" diyor. G., okulunu "temiz, düzgün ve disiplinli" bir kurum olarak anlatırken, öğretmen kalitesinin de oldukça iyi olduğunu belirtiyor.
Önder İmam Hatipliler Derneği, 2019 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) 17 imam hatip lisesi mezunu öğrencinin ilk yüze girdiğini açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ise geçen yaptığı açıklamada, 2018'de 234 bin 657 Anadolu imam hatip lisesi mezununun YKS'ye başvurduğunu, bu öğrencilerin yüzde 38'inin oranla üniversitelere yerleştiğini duyurmuştu.
Özgür Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası Genel Sekreteri Ali Aydın'a göre ise, Türkiye'de eğitimin esas sorunları konuşulmadan imam hatip okullarının niteliğini tartışmaya açmak nafile bir çaba. "Ankara'da herhangi bir anadolu lisesinin niteliği neyse bir imam hatip okulunun da niteliği ondan fazla ya da az değil. Mevcut eğitim sisteminde yapısal sorunlar var" diyor.
Aydın,din eğitiminde devlet tekelinin kırılması gerektiğini savunarak, "Eğitimin özgürleşmesi gerekiyor. Devlet ne kadar matematik öğretebiliyorsa dini de o kadar öğretebiliyor. Din eğitimi veren nitelikli okullar olmalı" diyerek özel imam hatip liseleri açılması gerektiğini savunuyor.
"Bazısı 'Sen kafirsin' diyor, diğeri öbürünün eğitimini kıskanıyor"
İmam hatip okullarına dönüştürülen bazı okullardaki veliler de bu duruma karşı sık sık eylem düzenliyor. Perihan Özgül, İstanbul 60. Yıl Sarıgazi Ortaokulu'nda çocuğu okuyan bir veli. Okul, yarı imam hatip yarı düz ortaokul olarak faaliyet gösteriyor.
Yabancı dil ağırlıklı olan 60.Yıl Sarıgazi İmam Hatip Ortaokulu'nun "geçici" olacağı söylenmiş ancak öyle olmamış. Perihan Hanım, "İlk başta 4 sınıf vardı, şu an 38 sınıf var. Biz okulların ayrılmasını istiyoruz" diyor. Özgül, imam hatip okulunda şartların daha iyi olduğunu savunuyor:
"Sınıf mevcudu daha az, sınıflar daha temiz. Servis ücretleri de daha düşük. Burası ekonomik durumu belli olan bir yer, servis ücretleri aileler için belirleyici olabiliyor. Başta imam hatipe geçen veliler olmuştu ama şimdi trend terse dönmeye başladı."
Perihan Hanım ayrıca düz ortaokul ile imam hatip ortaokulunda okuyan öğrencilerin birbirilerine "sataşmalarına" dikkat çekiyor. "İki ayrı okulda okuyan kızlar birbirine laf atabiliyor. Bazı öğrenciler düz okulda okuyanlara, 'Sen kafirsin' diyebiliyor. Diğer taraftan, bizim çocuklar da onların eğitim kalitesini kıskanabiliyor. Bu böyle birkaç senedir süren bir durum."
"Öğrenci kalitesini bilsem imam hatip lisesine gitmezdim"
İsmini değiştirdiğimiz Mehmet, Ümraniye Anadolu İmam Hatip Lisesi 2018 mezunlarından. Sınavında ilk tercihi burası olmuş. 19 yaşındaki genç, puanı istediği gibi gelmediğinden üniversite sınavına tekrar hazırlanıyor. Mehmet, Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ mezunu öğretmenlerinden oldukça memnun kalmış ancak üniversite konusunda endişeli.
Okulda bir laboratuvar olduğunu, ancak eski ve bakımsız malzemeler bulunduğunu ve bir kez deney yapmanın dışında kullanmadıklarını üzülerek anlatıyor. Diğer yandan, gördüğü din eğitimden memnun kalmış. "Hocalarımız eğlendirerek öğretiyorlardı. Kuran-ı Kerim derslerinden sıkılmadım diyebilirim. Normalde, 'İmam hatip dersleri çok ağır' denir ama bizim öyle değildi. Fakat fen dersleri aklımıza çok oturmadı."
Mehmet, uluslararası ilişkiler ya da hukuk okumak istiyor. Gördüğü eğitimin özellikle de matematiğin üniversite sınavı için yeterli olmadığını düşünüyor. Sınıf arkadaşlarının çoğu istedikleri puanı alamadıkları için üniversite sınavına tekrardan hazırlanıyor.
Bir şansı daha olsa anadolu lisesinde okuyacağını ekliyor. "Babam imam hatip lisesinde 15 sene öğretmenlik yaptıktan sonra öğrenci profilinden hoşlanmadığı için ayrıldı. Ben de okuduğuma pişman oldum, ailem de pişman oldu" diye konuşuyor.
"Özel imam hatipler açılmalı"
Ali Aydın, 1995'te Ankara Tevfik İleri İmam Hatip Lisesi'nden mezun olmuş. 2009-2012 yılları arasında Mamak İmam Hatip Lisesi'nden öğretmenlik yapmış. O yılları anımsayarak, "O dönem talebin artması noktasında bakanlığın da gayretleri vardı. Kapıdan kim gelse kayıt yapılabiliyordu" diyor.
Türkiye'de dini eğitim sahasının darlığı ve bu alanda devlet tekelinin olması nedeniyle imam hatip okullarının bir ihtiyaca cevap verdiğini, ailelerin çocuklarını imam ya da hatip olarak yetişmeleri maksadıyla imam hatip okullarına göndermediklerini belirtiyor.
"Muhafazakâr kesim, 'Avukat olsun ama dini değerlerini de öğrensin' diyerek çocuklarını bu okullara gönderiyor. Bugün gelinen noktada kendi gerçekliği içerisinde din eğitimi veren kurumları değerlendiremiyoruz, ideolojik çatışma sahası olarak görülüyor" diyor.
Burcu Karakaş
© Deutsche Welle Türkçe