1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İki yıldır davası açılmayan Tahir Elçi cinayeti

28 Kasım 2017

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesinin üzerinden iki yıl geçti. Avukat Mahsuni Karaman, Elçi’nin öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturmada gelinen noktayı DW Türkçe’ye anlattı.

https://p.dw.com/p/2oNAH
Tahir Elci Prominenter kurdischer Anwalt in der Türkei erschossen
Fotoğraf: picture-alliance/AA

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 tarihinde Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare'nin önünde öldürüldü. Elçi'nin öldürülmesinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen halen dava açılamadı. Soruşturma dosyasını yakından takıp eden Diyarbakır Barosu avukatlarından Mahsuni Karaman, Elçi soruşturmasında gelinen noktayı DW Türkçe'ye anlattı:

DW Türkçe: Tahir Elçi'nin vurulduğu gün, olay yerindeki çatışmalar nedeniyle delil toplama işlemi yapılamadığı basına yansımıştı. Sonrasında ise 4 Aralık 2015 tarihinde Diyarbakır Barosu tarafından yapılan açıklamada, delillerin toplanmadığı belirtildi. Delillerin toplanmasına ilişkin yapılan süreç, soruşturmanın seyrini nasıl etkiledi?

Mahsuni Karaman: Bir cinayet soruşturmasında soruşturma makamlarının ilk yapacağı şey, eğer cinayet silahla işlenmişse mermi çekirdeğine ulaşmaktır. Çekirdek üzerinde yapılacak kriminal incelemeyle o merminin ateşlendiği silaha ulaşabilirsiniz. Dolayısıyla silaha ulaşmak, faile ulaşmak anlamına gelir. Mermi çekirdeğine olayın ilk günü bir inceleme yapılmayarak ulaşılmaması zaten soruşturmayı baştan sakat hale getiriyor. Zincirin ilk halkası budur. Soruşturmanın iki yıl sonra hala aynı noktada olmasının sebebi, mermi çekirdeğinin bulunamayışıdır.

DW Türkçe: "Hukuk Politik” adlı internet sitesinde 17 Mart'ta kaleme aldığınız yazınızda, keşif sırasında olay yerinin temizlendiğine dair kuşkunuz olduğunu dile getirmiştiniz. Bu kuşkunuzu savcılıkla paylaştığınızda nasıl bir yanıt aldınız?

Karaman: O kuşkuyu savcılıkla birlikte müşahede ettik. Cinayetten dört ay sonra yani Mart ayında savcılıkla beraber keşif yaptık. Maalesef dört ay sonra gözlemlediğimiz olay yeri, Tahir Elçi'nin vurulduğu olay yeri değildi. Delillerin yok edildiği şüphemiz o gündeki gözlemlerimize dayanıyor. Tahir Elçi'nin vurulduğu yer, bir kilisenin duvarı. Elçi'yi vuran mermi çekirdeğinin gideceği yer, bu kiliseye yapışık bir duvar. Orası da iş yeri duvarı ile çevrilmiş. O kepenkte yüzlerce mermi izi gördük. Fakat o kadar atış izine rağmen molozlar arasında yüzlerce mermi çekirdeğine rastlamamış olmamız bizdeki bu kanaati uyandırdı. Mart'ta yaptığımız keşif sırasında bulabildiğimiz üç adet deforme mermi çekirdeğiydi. Neden biz orada çok sayıda atış artığı mermi çekirdeği bulamadık? Mutlaka bulmamız gerekirdi.

Mahsuni Karaman, Rechtsanwalt bei der Diyarbakır Anwaltskammer
Avukat Mahsuni KaramanFotoğraf: Privat

DW Türkçe: Aynı yazıda, olay anına ait Foto Film Şube Müdürlüğü'nün kullandığı kameradan ortaya çıkan görüntülerde 13 saniyelik bir kesinti olduğundan söz ediyorsunuz. Cinayetin üzerinden geçen iki yılın sonunda bu kesintinin neden kaynaklandığına dair bir bilgi edinebildiniz mi?

Karaman: O görüntülerde basın açıklamasından hemen sonra Tahir Elçi'nin yaşlı bir amcayla konuştuğu bir an var. O sırada ilk atış sesi geliyor. İkinci atış sesi geldiğinde amca Elçi'den uzaklaşmak için adım atıyor ve görüntü donuyor. Bu donan görüntü, ikinci militanın kaçış anında devam ediyor. Cinayet zaten o arada işleniyor. Görüntüyü alan polis memuru, "Silah sesini duyunca irkildim. Bir müddet sonra kayıttan çıktığımı gördüm” diyor. Bu makuldur, olabilir. Ama görüntü kayması yok, titreme yok. 13 saniyelik bir kesinti var. Bu görüntü kaydındaki kesintinin neden kaynaklandığını başından beri soruyoruz. Bu konuda savcılığa talepte bulunduk. "Kamera kaydına ve içindeki hafıza kartına el konulsun” dedik. Talebimize yanıt alamadık. O görüntü kaydına ilişkin inceleme talebimiz yerine getirilmediği gibi, görüntü kaydının imajı bile alınmamış, sadece kopya bir görüntü olduğunu öğrendik. Yani ortada o görüntüyü alan kamera yok, hafıza kartı yok. Bu saatten sonra kayıp zamanın neden kaynaklandığını tespit etmek pek mümkün görünmüyor. Eğer imajı alınmış olsaydı bugün teknik inceleme raporu alınabilirdi. Cinayetin üzerinden iki yıl geçtikten sonra kameranın kendisine ulaşabilir miyiz, emin değilim.

DW Türkçe: Soruşturma kapsamında Adli Tıp Kurumu'nda hazırlanarak bugüne kadar dosyaya giren raporlar, sürece olumlu bir katkı sağladı mı?

Karaman: Verilerin birçoğu Adli Tıp Kurumu'na gönderildi ama hazırlanan hiçbir rapor bu cinayeti aydınlatacak tespitte bulunamadı. Başka görüntülerle ilgili tespitler var ama maalesef bu da gelişme olarak adlandırdığımız bir başka olumsuzluk. Elçi cinayetini tanıklık ya da görüntü kaydı çözebilir. Elçi'nin vurulduğu sokakta bir de Mardin Kebap Evi isimli bir iş yeri var. Dış kamerası tam da Dört Ayaklı Minare'ye bakan bir kamera. O kamera kaydının alınmasını talep ettik. Uzun süre çözülemedi. Adli Tıp'a gönderildi. Raporda, üç kameranın iç mekanda, bir tanesinin ise tam da gözümüzle gördüğümüz kamera olduğu görülüyor. İç mekan kameralarında zaman akışı düzgün ama dördüncü kamerada herhangi bir akış yok. Adli Tıp, bu kamerayı çözememe sebebini açıklamamış. Bu sebebin açıklanmasını talep ettik. Hiç görüntü almadı mı? Aldı da yok mu edildi?

DW Türkçe: Basına yansıyan kamera görüntülerinde, Elçi'nin vurulduğu gün olay yerinde çok sayıda polis memuru olduğu görülüyor. Bu memurlar hakkında işlem yapıldı mı?

Karaman: Ateş ettikleri görülen bütün polislerin şüpheli olarak dosyaya dahil edilmeleri gerekirdi. Ancak soruşturmanın başından beri tüm polis memurlarını tanık olarak dinlendi. Bu gerçekten bizim için yaralayıcı bir husus. Türkan Elçi bizzat kendisi soruşturma dosyasına dilekçe vererek tüm personelden şikayetçi olduğunu belirtti. Savcılık polis memurlarını çağırıp "Bildiklerinizi anlatın” diye tek bir soru sorup beyan aldı. Hiçbiri sorgulayıcı beyanlar değil. Her bir polis memuruna soracağımız onlarca sorular vardı fakat bu imkan bize sağlanmadı. Dosyada halen tek bir şüpheli yok.

DW Türkçe: İki sene sonunda soruşturmada gelinen noktayı değerlendirdiğinizde, hukuki sürecin nasıl seyredeceğini düşünüyorsunuz?

Karaman: Bir şüpheliye ulaşmadan ceza davasından bahsetmek mümkün değil. Şüphelinin bulunmadığı bir soruşturma dosyasının ileriki aşamasından bahsetmek de mümkün değil. Bize göre orada bulunan tüm kamu personeli şüphelidir. Bu kadar net onlarca olağan şüpheli varsa onlara bu sıfatın verilmemesi, ciddi bir soruşturma motivasyonsuzluğunun olduğunu gösteriyor. Mevcut verilerle Elçi soruşturmasının davaya dönüşmesi söz konusu değil. Bu cinayetin çözülemez olduğunu düşünmüyoruz. Cinayetin delilleri farkında olmasak bile var. "Bu dosya faili meçhule gidecek” diye bir şey söz konusu değil. Biz bu dosyayı kaç yıl sürerse sürsün takip edeceğiz. Eğer siyasi irade olsaydı, Elçi cinayeti çoktan çözülürdü. Ama bundan sonra olmayacağı anlamına da gelmiyor.

Burcu Karakaş

© Deutsche Welle Türkçe