Doktor yakınlarını kaybedenler: "Mesleğine aşıktı"
14 Mart 2021"Salgın varken doktorluğu bırakmayı kendine yakıştırmadı. Benim için dünyanın en mükemmel babasıydı."
Duygu İlter, geçen sene Mart ayında salgın başladığı zaman ortopedi ve travmatoloji uzmanı babası Dr. Rıza Ferruh İlter’den virüs kapacağı endişesiyle emekli olmasını istedi. Babasıyla çok kez konuşan kızları onu ikna edemedi. Bahar geçti, yaz geçti. Vakaların arttığı kasım ayında ise korkulan başa geldi. Dr. İlter çalıştığı hastanede koronavirüs kapmıştı.
"Babamın çalışmasını istememiştik. Ben günlerce ağlamıştım hatta. Ancak kararına saygı duyduk. İstanbul Tabipler Odası’nın hayatını kaybeden hekimler için siyah kurdele takarak fotoğraf çektirdikleri bir gün orada babam da vardı."
Türk Tabipler Birliği, sağlık çalışanlarının Covid-19 kaynaklı ölümlerine dikkat çekmek ve kaybedilen sağlıkçıları anmak için tabip odalarının bulunduğu illerde siyah kurdele takma çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıya kulak veren 64 yaşındaki Dr. Ferruh İlter de bir süre sonra virüs kaptı. Yoğun bakımda geçirdiği 21 günün ardından hayatını kaybetti. Kızı Duygu’nun deyişiyle, hayat dolu, doğa aşığı ve hayvansever biriydi. Dağcıydı. Meraklı ve öğrenmeye açıktı. Öyle ki açıköğretimde okuduğu tarih bölümünün ardından kültürel miras bölümüne yazılmıştı. Ancak bu bölümü bitiremeden sevdiklerine veda etti.
Duygu İlter, vefatının ardından babası için onu mutlu edeceğini düşündüğü bir çağrı yaptı: "Kedileri çok seviyordu. Onu sevenlerden sokak hayvanlarına mama vermelerini istedim. Birçok arkadaşı bu isteğimi yerine getirdi. Hatta halen onun hatırasına mama vermeye devam edenler var."
"Bizi virüse karşı eğitti, kendi gitti"
Türk Tabipler Birliği’nin derlediği verilere göre, 12 Mart 2021 itibari ile son bir yılda en az 385 sağlık çalışanı koronavirüse bağlı olarak hayatını kaybetti. Çalışırken yaşamını yitiren doktorlardan bir diğeri, Dr. İlhan Doğan. İş yeri hekimi olan Doğan, 75 yaşındaydı. Salgın başlayınca bir süre işe gitmediyse de sonra kendi isteğiyle görevinin başına döndü. Ortak Sağlık Güvenlik Birimi’ne (OSGB) bağlı çalışıyordu. Salgın sürecinde fabrika fabrika gezerek işçilere Covid-19’dan korunmanın yollarını anlattı.
Kasım ayının son haftasında bir gün, beraber çalıştığı iş güvenliği uzmanı kendisini iyi hissetmediğini söyledi. Uzmanın test sonucu pozitif çıkmıştı. Ardından Dr. Doğan’ın da virüs kaptığı anlaşıldı. Bir süre hastanede tedavi gördükten sonra evde tedaviye başlandı. Hemen her şeyi ile ilgilenen mikrobiyoloji uzmanı Atike Doğan, binbir emek vererek eşinin hayata tutunmasını bekledi.
"Hastaneden gelmeden bir gün önce oksijen tüplerini hazırladım. Ben yürüyerek geleceğini düşündüm ama yürüyemiyordu. 14 gün boyunca 24 saat başında oturarak baktım ona. Sürekli oksijen takibi, ilaçlar, insülinler…"
İlhan Doğan, kalp hastasıydı. Covid-19 tedavisi sırasında aldıkları da hesaba katıldığında günde 20 ilaç alıyordu. Evde devam eden tedavisinin ikinci haftası dolduğunda durumu kötüleşince tekrar hastaneye kaldırıldı.
"Evden çıkmadan telefonunu ve gözlüğünü istedi. Vedalaştık, el salladı. Gitti..."
Atike Doğan’ın, kocasını evlerinde son görüşüydü. İl sağlık müdürlüğünden bakanlık müfettişliğine kadar çok sayıda görevde bulunan doktor kurtarılamadı.
"Fabrika müdürleri Covid-19’dan vefat ettiğine inanamadı. 'Bizi eğitti, kendi gitti' diye aradılar beni. İş yeri hekimliği kitapları yazmıştı. Aşıktı mesleğine…"
"Kızıyla dünya turuna çıkacaktı"
İzmir’de görev yapan Dr. Mehmet Atilla Baran da mesleğine aşık olan hekimlerdendi. Alsancak’ta çalışan 59 yaşındaki acil servis doktoru, hem pandemi kliniğinde hem de acil serviste çalışıyordu. Yoğun çalışan Dr. Baran da maruz kaldığı viral yük sonucu hasta oldu. Ağabeyi Argun Baran, "Çok hareketli bir insandı, böyle yıkılmasını kabullenmek zor" diyor.
Ağabeyi, kardeşinin mesleğiyle ilişkisini, "Hastane ikinci evi gibiydi" diye anlatıyor. Onun da işine aşık olduğunu söylüyor. Yardımseverliğiyle tanınan Dr. Atilla Baran’ın vefatının ardından tıpkı diğer hekimlerde olduğu gibi ailesini arayan çok olmuş. Ağabeyi Argun Baran’ı şaşırtacak kadar çok mesaj ve telefon gelmiş.
"Ben hiç böyle bir şey beklemiyordum. Vatandaş olarak 'görevini yaptı, geçti' dersin. Ama hiç öyle değilmiş. Bir kere bile tedavi olanlar ya aradı ya da mesaj attı."
Argun Baran’ın ara sıra düşününce hüzünlendiği bir şey var. O da, kardeşinin üniversitede okuyan, henüz 25 yaşındaki kızıyla çıkmak istediği dünya turunu gerçekleştiremeden veda etmesi…
"Vaka sayısı şu kadar' deniyor ya her gün… 'Bugün üç sağlık çalışanı daha' deniyor ya… Ateş düştüğü yeri yakıyor. Hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının hepsinin sevdiği, ailesi, çocuğu var. Onlar gittiler ve yapılan planlar yarım kaldı."
Dr. Atilla Baran’ın kızının idolü olduğunu, çok yakın iki arkadaş gibi olduklarını, adrenalin gerektiren sporları birlikte yaptıklarını anlatıyor. Sadece kızı için değil, ağabeyi olarak Argun bey için de yas süreci zor geçiyor.
"Geride kalanlar için hiç kolay değil. Bir yerden çıkıp gelecekmiş gibi geliyor ama maalesef, yok…"
Burcu Karakaş
© Deutsche Welle Türkçe