1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Burka yasağı AİHM'de

Friedel Taube27 Kasım 2013

Burka ve peçeli çarşaf yasağı nedeniyle Fransa'dan şikayetçi olan bir Müslüman kadının AİHM'e açtığı davada, ifadelerin alınmasına bugün başlanıyor.

https://p.dw.com/p/1AP46
Fotoğraf: Getty Images

Aslında çok küçük bir azınlığı ilgilendiren ama etkisi de bir o kadar büyük bir yasa. Fransa'da 2011 yılının nisan ayında yürürlüğe giren burka yasağından toplumun sadece binde 3’ü doğrudan etkileniyor. Ancak yasanın kamuoyunda ve basındaki yankıları da bir o kadar büyük.

18 yaşındaki lise öğrencisi Yusra, ailesi karşı gelmesine rağmen "nikap" adı verilen peçeli çarşaf takıyor. Yusra, Fransa'da kadınların kamusal alanlarda burka ve peçeli çarşaf giymesini yasaklayan yasanın yürürlüğe girmesinin ardından, sokakta sürekli eleştirel bakışlara maruz kaldığını belirtiyor. Yusra "Evden çıkarken peçemi takmıyorum. Önce biraz yolda ilerleyip sonra takıyorum. Okulda da peçeyi kullanmıyorum. Ama dışarıda peçeyle dolaştığım zaman insanların aptalca tacizlerine maruz kalıyorum. Buna yaşam denmez yani. Büyük bir stres" diye konuşuyor.

Toplam 500 kontrol yapıldı

Yasa, bireylerin yüzlerini tamamen veya kimlikleri tanınamayacak şekilde örterek kamusal alanda dolaşmalarını ve kamudan hizmet almalarını yasaklıyor. Kamusal alana sokak da dâhil ediliyor. Bunun dışında, okullar, üniversiteler, hastaneler, mahkemeler, toplu ulaşım araçları, havalimanları, metro istasyonları da kamusal alan olarak tanımlanıyor. Bu mekânlarda burka ve peçeli çarşafla dolaşan kadınlar, 150 euroya kadar para cezasına çarptırılabiliyor. Yasa, bireyi burka veya peçeli çarşaf kullanmaya zorlayanların ise 1 yıl hapis ve 35 bin euro tazminatla cezalandırılmasını öngörüyor.

Peki ama yasanın uygulanışına dair çıkarılan bilanço nasıl? Valiliklerden alınan verilere göre; yürürlüğe girdiği günden itibaren 2013 yaz aylarına kadar, çoğu aynı kadın olmak üzere yaklaşık 500 kontrol kayda geçirildi. Multimilyoner bir Müslüman olan Raşid Nekkaz ise kesilen para cezalarını üstlenmek için bir fon oluşturdu. Ancak Müslüman derneklerinin temsilcileri, bu süre içerisinde toplumda Müslümanlara yönelik ayrımcılığın arttığından yakınıyor. Bu dernekler, insanların, sokakta çarşafla dolaşan kadınların üzerinden çarşaflarını çekmeye çalışması, otobüs şoförlerinin burka ve peçeli kadınların otobüse binmesine izin vermemesi ya da mağazalarda satıcıların kapıyı peçeli kadınların yüzüne kapatması gibi örneklerin arttığını bildiriyor.

Artan gerginlik ve ayrımcılık

Fransa İslam Düşmanlığı ile Mücadele Birliği’nin Sözcüsü Marvan Muhammed, konuya ilişkin şunları kaydediyor. Muhammed "Yasa hakkında herkes istediğini düşünebilir, insanlar bu konuda özgürdür. Ancak bu yasanın yol açtığı yan etkileri de görmek gerekiyor: Örneğin İslamofobi, toplumda adeta bir patlama yaşadı. İster sol, ister sağ isterse aşırı sağ görüşten olsun, ayrımcılık yapan tutumlarını 2004 ve 2010 yıllarındaki yasalara dayandırarak kendilerini haklı çıkarmaya çalışan vatandaşlar var" diye konuşuyor.

Diğer yandan Fransa'da Müslümanların da radikalleşmesi söz konusu. Örneğin peçeli ve burkalı kadınları kontrol etmek isteyen polisler giderek daha sık saldırıya uğruyor. Nantes ve Marsilya’nın ardından bu yılın temmuz ayında Paris’in Trappes semtinde de bu durum şiddetli çatışmalarla sonuçlandı. Polise taş atan ve çöpleri yakan göstericilere, polis de biber gazı ile karşılık verildi.

AİHM'in kararı neyi değiştirecek?

Ve şimdi burka yasağı, yeniden gündeme geldi. Zira yasanın nasıl uygulanacağı iki buçuk yıl boyunca düzenli olarak manşetleri işgal ederken, genç bir Fransız kadın konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. 27 Kasım Çarşamba günü ilk ifadelerin alınacağı duruşmaya dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanlık Kabine Müdürü Patrick Titiun, şunları kaydetti: "Davacı, bilhassa aile ve özel hayatı koruyan 8’inci maddeyi gerekçe olarak gösteriyor ve kamusal alanlarda peçe kullanma yasağının, istediği gibi giyinmesini engellemesinden şikâyetçi oluyor. Davacı bunu özel hayatına bir müdahale olarak görüyor. Aynı şekilde yasağın, kamusal ve özel alanda dinî vecibelerini yerine getirme hakkıyla bağdaşmadığını savunuyor. Buna toplanma özgürlüğü ve ayrımcılık yasağı da ekleniyor. Mahkemeye daha önce de bu tarz şikâyetlerle başvurulmuştu. Ancak bunların hiçbiri kabul edilmemişti."

Fransa'daki burka yasağı nedeniyle İngiltere'ye taşınan genç kadın haklı bulunsa bile, AİHM’in Avrupa’nın en büyük Müslüman topluluğuna sahip ülkeye para cezası vermekten öte ne yapabileceği büyük merak konusu.

©Deutsche Welle Türkçe

Carolin Lohrenz / Başak Demir

Editör: Ercan Coşkun