Ateş Lübnan'a sıçrar mı?
28 Mayıs 2013Lübnanlı grupların, Suriye iç savaşındaki rolü giderek artıyor. Yaklaşık bin 700 Hizbullah militanının Esad birliklerine askerî destek verdiği tahmin ediliyor. Hizbullah militanları, stratejik açıdan önemli Lübnan-Suriye sınırındaki Kuseyr kentinde, Esad birliklerinin kentin kontrolünü yeniden ele geçirmesi için savaşıyor. Şimdiye dek 100 Hizbullah mensubu hayatını kaybetmiş olduğu halde örgüt, bölgeye yeni militanlar göndermek istiyor.
Diğer yandan, Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi Uzmanı Ferid El Hazin, muhalifler cephesinde de çarpışan Lübnanlılar olduğunu söylüyor. El Hazin "Suriye savaşı başladığından bu yana, özellikle Lübnan’ın kuzeyindeki bazı Sünni gruplar, Suriyeli muhaliflere destek vermek için onların yanında savaşmaya gitti. Bu radikal İslamcı gruplar için Suriye, cihat ülkesi anlamına geliyor. Suriye’deki radikal İslamcı grubun lideri, hedeflerinin Esad rejimi ve Hizbullah olduğunu açıkça ifade etti" diye konuşuyor. Aynı zamanda Ulusal Özgürlük Hareketi’nin milletvekili olan Ferid El Hazin, bazı politik konularda da Hizbullah ile birlikte çalışıyor.
'Bir başka cephe'
Esad yanlıları ile karşıtları, Lübnan içinde de çatışıyor. Trablus’ta Sünniler ile Esad yanlısı Aleviler arasındaki çatışmalarda geçen hafta 30’dan fazla kişi öldü ve yüzlerce kişi yaralandı. Alman Bilim ve Politika Vakfı’ndan Ortadoğu Uzmanı Heiko Wimmen için Trablus, Suriye iç savaşında açılan bir başka cephe. Wimmen, "Trablus’taki Aleviler, Kuseyr’de yaşananların cezasını ödüyor. Suriyeli muhaliflere sempati besleyen bu kentteki Sünnilerde şu görüş egemen: Kuseyr’de ölen kardeşlerimizin intikamını almak için, şimdi Trablus’taki Alevi mahallelerine ve Alevilere saldırmalıyız" diye konuşuyor.
Beyrut’un güneyindeki Hizbullah kontrolündeki semte yapılan roket saldırısından kimin sorumlu olduğu da henüz netlik kazanmadı. Ancak Wimmen’e göre bu saldırı, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın Esad’ı açıkça desteklediği konuşmasına yapılan bir misilleme. Lübnan’da tırmanan gerginliğe rağmen politikacı Ferid El Hazin, şiddetin tüm Lübnan’a yayılacağını düşünmüyor. El Hazin bunu şöyle açıklıyor:
"Lübnan’daki hiçbir büyük siyasi grup, - ki bununla Şii Hizbullah ile Sünni Gelecek Hareketi’ni kastediyorum- bir savaşa girmek istemiyor. Silahlı bazı gruplar var. Bunların belki bazı yabancı hükümetlere karşı bir bağlılığı, sadakati söz konusudur. Belki gerginliği tırmandırmak isteyenler, o gruplardır. Ama Lübnan’daki büyük siyasi gruplar, ülkenin kanlı bir cepheye dönüşmesini istemiyor."
Genel seçim gerginliği
Lübnan’daki siyasi ve mezhep çatışmaları da giderek derinleşiyor. Haziran ayında yapılması beklenen genel seçimler için geri sayım sürerken, rakip siyasi cepheler, uygulanması planlanan yeni seçim yasası konusunda henüz uzlaşma sağlayamadı.
Hazırlanan yeni yasa tasarısı, parlamentodaki 128 sandalyenin etnik gruplara göre dağılımı konusunda farklı esaslar öngörüyor. Ancak bu dağılımın nasıl yapılacağı büyük bir tartışma konusu.
Alman Ortadoğu uzmanı Heiko Wimmen, "Siyasi partiler, Suriye’deki çatışmaların sonuçlarını bekliyor ve ona göre bir yol belirlemek istiyor" diye konuşuyor. Zira Wimmen’e göre, hiçbir siyasi parti, çatışmaların sonucunda kendi çıkarlarına uymayacak bir şeyi, baştan diğer partilere teslim etmek istemiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Andreas Gorzewski / Başak Demir
Editör: Başak Özay