Armin Laschet başbakanlık mücadelesini bırakmıyor
26 Eylül 2021Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti Başbakanı Armin Laschet, Ocak ayının ortasından beri Başbakan Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) genel başkanlığını yürütüyor. Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adaylığı için yapılan mücadelede Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin lideri ve Bavyera Başbakanı Markus Söder'i geride bırakan Laschet, başbakanlık koltuğuna oturmayı hedefliyor.
Ancak Temmuz ayı ortasında Kuzey Ren-Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletlerini vuran, 170'den fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açan sel felaketinden beri CDU lideri baskı altında bulunuyor. Kamuoyu yoklamalarına göre, Sosyal Demokrat Parti (SPD) Ağustos ayının sonundan beri CDU'nun önünde yer alıyor. Böylelikle genel seçimlere kısa bir süre kala CDU lideri Armin Laschet artık favori aday olmaktan çıktı.
Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti Başbakanı Laschet, sel felaketine hızla tepki vermiş, endişe verici haberlerin hemen ardından Güney Almanya ziyaretini yarıda keserek, bölgeye gitmişti. Selden zarar görenlerle, yardım ekipleriyle konuşan, onları dinleyen Laschet, eyalet hükümetinin her türlü desteği vereceğini duyurmuştu. Ancak Laschet'in bu ziyareti iklim koruma konusundaki ifadeleri ve tepki çeken davranışları ile gölgelendi.
Arkada gülen kişi Laschet'ti
Laschet, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile birlikte Köln kentinin güneybatısında selden etkilenen 50 bin nüfuslu Erftstadt'ı ziyaret etmişti. Steinmeier, kameralara selin yarattığı yıkımdan duyduğu üzüntüyü dile getiren açıklamalar yaparken, birkaç metre arkasında Laschet, birkaç çalışanı ile birlikte kahkahalarla gülüyordu.
Kameralara yansıyan bu görüntü büyük tepki toplarken, Laschet bu sahne nedeniyle defalarca özür diledi. Laschet'in bölgedeki sağanak yağışların neden olduğu sel ile ilgili ifadeleri de tepkiyle karşılandı. Birçok uzman, hava durumu ile iklim değişikliği arasında bağlantı olduğunu ifade ederken, Laschet sele neden olan yağışlara işaret ederek, "Böyle bir gün yaşandı diye siyaseti değiştirecek değiliz" dedi. Laschet, bu açıklamadan birkaç gün sonra ise "İklim değişikliğine karşı her şeyi yapmalıyız" ifadesine vurgu yapıyordu.
İklim koruma konusundaki ifadelerini değiştirmesi Laschet'e uyan bir tutum. Başbakanlık için aday gösterilmesinden bu yana seçim kampanyasında veya verdiği röportajlarda gündeme gelen birçok konuya açıklık getirmedi. CDU ile Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partilerinin ortak seçim programında da bazı noktalar somut bir şekilde ifade edilmiyor. Laschet, bazı konularda Merkel'in siyasetinin devamı olacak nitelikte görüşleri benimserken, Merkel'den farklı olduğu noktaları yüksek sesle dile getirmiyor. Ancak Laschet, Afganistan'dan çekilme ve ülkedeki gelişmeler konusunda ise bir istisna yaparak, yaşananları Batı ve Alman hükümeti için "felaket" olarak nitelendirdi.
Söder'e karşı iktidar mücadelesi
Almanya'nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti Başbakanı Laschet mücadeleci kişiliği ile dikkat çeken bir siyasetçi. Laschet, başbakan adaylığı için CSU lideri ve Bavyera eyaleti Başbakanı Markus Söder'e karşı verdiği mücadeleyi kazandı. Kamuoyu yoklamalarınde Söder'e göre oyları daha düşük olmasına rağmen Laschet, Nisan ayı ortasında genel seçimlere birlikte giren CDU/CSU'nun ortak başbakan adayı seçildi. CDU lideri başbakan adaylığı için verdiği mücadele ile sinirlerinin sağlam olduğunu ve sözünü geçirebildiğini göstererek, bir hükümet başkanında olması gereken temel özelliklere sahip olduğunu ortaya koydu.
CDU'daki arkadaşları da Laschet'in "mücadeleci" olduğuna dikkat çekiyor. Laschet'in parti genel başkan vekillerinin desteği ile hem Söder hem de CDU'daki diğer aktörlerle temas içinde olduğunu belirtiyorlar. Ancak hem partisinden hem de CSU lideri Söder'den gelen uyarılar artıyor. Laschet'in çizgisini ileriye taşıyacak ivmenin eksikliğinden yakınıyorlar.
Ocak ayından beri CDU lideri
Peki Armin Laschet nasıl bir siyasi çizgi izliyor? Laschet, Ocak ayında pandemi koşulları nedeniyle çevrim içi düzenlenen CDU kongresinde yapılan başkanlık seçimlerinin ikinci turunda rakibi Friedrich Merz'e karşı delegelerin yüzde 53'ünün, daha sonra yapılan mektupla seçimde ise oyların yüzde 83,5'unu alarak parti genel başkanı seçildi. Laschet'in genel başkanlığa seçilmesi, CDU içinde Angela Merkel çizgisinin devam edeceği şeklinde yorumlandı. 2012 yılından beri CDU'nun beş genel başkan vekilinden biri olan Armin Laschet, 2018 yılında genel başkanlık görevini bırakan Merkel'in yanı sıra 2018-2020 yılları arasında bu görevi üstlenen Annegret Kramp-Karrenbauer'e yakın isimler arasında yer alıyordu.
CDU'nun merkezde olması gerektiğini savunan Laschet'in, konuşmalarında sıklıkla "Ancak merkezde güçlü olursak kazanabiliriz" ifadesini kullandığı dikkati çekiyor. Bu düşünce ile 2017 yılında Kuzey Ren-Vestfalya eyaletininin başbakanlığına seçilen Laschet, 2021'in başında da CDU'nun genel başkanı oldu.
Merkel'e yakın bir isim
Armin Laschet, uzun süre Başbakan Angela Merkel'e yakın isimler arasında sayıldı. 2015 yılında yaşanan sığınmacı akını sırasında izlediği siyaset nedeniyle Merkel CDU içinde sert eleştirilere maruz kalırken, Başbakan Merkel'a destek veren Laschet, Almanya Başbakanı'nın güvendiği isimlerden biri oldu.
Koronavirüs salgını ile mücadele eden Almanya'da yaşanan aksaklıklar karşısında Laschet yavaş yavaş Merkel'den uzaklaştı. Başlangıçta salgın konusunda izlenen siyasette bir denge oluşturmaya çalışan Laschet, Mart ayı sonunda farklı görüşlere sahip olduğunu açıkça ortaya koydu. Başbakan Merkel ile eyalet başbakanlarının yaptığı ve yaklaşık 15 saat süren toplantı sonrasında Paskalya tatili için planlanan kısıtlamalar Almanya'da öfke yaratırken, Laschet de "Bu şekilde devam edemeyiz" sözleriyle izlenen siyaseti eleştirdi.
Bu, Hristiyan Birlik partilerinin içinde bulunduğu alışılmadık, dramatik duruma da uyuyor. Bu durumun farklı nedenleri var: Koronavirüs pandemisi ile mücadelede yaşanan zorluklar; meclis grubu sıralarında ortaya çıkan yolsuzluk vakaları, usulsüzlük ve güvensizliğin yanı sıra Başbakan Merkel'in uluslararası düzeyde büyük saygınlığı olsa da görev süresinin sonuna geldiği için parti içinde "topal ördek" olarak nitelendirilmesi. CDU'nun kamuoyu yoklamalarına göre oy oranı, başbakanlığa giden yolun çok da kolay olmadığını ortaya koyuyor.
Buna rağmen Laschet mücadeleyi bırakmıyor. CDU yaklaşık 16 yıldır iktidarda değilmiş gibi, Laschet partisine yenilik ve yeni başlangıç vadediyor, Hristiyan demokrat siyasetin temelini oluşturan özgürlük ve sorumluluk kavramlarının altını çiziyor. Laschet, partisinin seçim kampanyasına start verirken yaptığı konuşmada dile getirdiği "Değişim yapabiliriz ama son yıllarda biraz rahat davrandık" ifadesini sıklıkla tekrarlıyor. Ama örneğin iklim koruma konusunda yeni bir başlangıçtan söz ederken, siyasi açıdan somut öneriler getirmiyor.
Siyasetin her basamağında yer aldı
Armin Laschet, siyaseti iyi tanıyor. Hukuk öğrenimi gören Laschet, 1989-2004 yılları arasında Aachen Belediye Meclisi üyeliği yaptı, 1994-1998 döneminde Federal Meclis'te yer aldı. 1999'da Avrupa Parlamentosu'na (AP) giren Laschet 2005'e kadar AP milletvekili olarak görev yaptı. 2005-2010 döneminde Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti Uyum Bakanı olarak görev yapan Laschet, göçmenlerin Alman toplumuna uyumuna yönelik çalışmalarda bulundu. 2010 yılından beri ise Kuzey Ren-Vestfalya Eyalet Meclisi üyesi olan Laschet'in çocukluğu Belçika sınırına yakın olan bir bölgede geçti. Tecrübeli bir Avrupalı olan Laschet, 2019 yılında beri de Alman Federal Cumhuriyeti'nin Alman-Fransız kültürel ilişkiler temsilcisi olarak görev yapıyor. Böylelikle Laschet uzun süredir Paris'te de siyasi ilişkiler yürütüyor. 2019 yılında Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı olarak ABD'yi ziyaret eden Laschet'in transatlantik ilişkilerde ise kuşkusuz ilerleme sağlaması gerekiyor.
CDU'ya yakınlığı ile bilinen Konrad Adenauer Vakfı'nın internet sayfasında "Armin Laschet, ulusal düzeyde de parti ve devlette yüksek görevleri üstlenebilecek bütün ön koşullara sahip bir siyasetçi" ifadesi yer alıyor. Ancak Laschet'in bunun için öncelikle ülkedeki seçmenleri ikna etmesi gerekiyor. Laschet, "18 milyon nüfuslu bir eyaleti yöneten bir başbakan, federal başbakan da olabilir" diyor.
20 Nisan 2021 tarihinde yayınladığımız bu haber son gelişmelere göre güncellenmiştir.
Christoph Strack
© Deutsche Welle Türkçe