Almanya'da televizyon münazarasının galibi SPD adayı
13 Eylül 2021Almanya'da 26 Eylül'deki genel seçimler öncesinde Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı Armin Laschet, Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) adayı Olaf Scholz ve Yeşiller partisinin adayı Annalena Baerbock Pazar akşamı televizyon münazarasında karşı karşıya geldi.
Kamu yayıncılık kuruluşları ARD ve ZDF'in ortak yayını ile düzenlenen münazara aynı zamanda Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin lideri ve Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin başbakan olan Armin Laschet ile halen maliye bakanlığı ve başbakan yardımcılığı görevlerini yürüten Olaf Scholz arasında sert tartışmalara sahne oldu.
Laschet Scholz'u topa tuttu
Birlik partilerinin adayı Armin Laschet, yayının ilk dakikalarında geçen hafta Osnabrück Savcılığı'nın Maliye Bakanlığı binasında yaptığı aramayı gündeme getirerek, kara para aklama şüphesiyle yürütülen soruşturma konusunda Maliye Bakanı Scholz'un tutumunu sorguladı.
Birlik partilerinin başbakan adayı Laschet, Scholz'a yüklenerek, "Eğer benim maliye bakanım, sizin gibi çalışsaydı, bir sorunla karşı karşıya olurduk" şeklinde konuştu.
Rakibi Laschet'in eleştirilerine yanıt veren SPD'nin adayı ve Maliye Bakanı Scholz ise yürütülen soruşturmanın bakanlığa yönelik olmadığını, savcılığın sadece bilgi edinmek istediğini vurgulayarak, "Çok açık bir şekilde, kasıtlı olarak bu yanlış izlenimi yarattınız" dedi.
İlk kez üç başbakan adayı
Seçimlere iki hafta kala düzenlenen bu münazarada, seçim yarışının nasıl kızıştığı gözler önüne serildi. Resmi adı "Triell" olan ve başbakan adayları arasındaki üçlü "düelloya" işaret eden bu isim, Almanya'da siyasetin değiştiğini de ortaya koydu. Almanya'da yıllar boyunca başbakanlık yarışı CDU/CSU ile SPD'nin adayları arasında yapıldı, seçimler öncesinde başbakan adayları televizyondaki "düellolar"da kozlarını paylaştı. Ancak bu yıl yapılacak seçimler öncesinde ilk kez CDU/CSU ve SPD'nin yanı sıra Yeşillerin de adayı başbakanlık için yarışıyor.
Laschet, SDP'yi hedef aldı
Üç adayın katıldığı yayın öncesinde de tartışma için yeterince malzeme vardı. Hristiyan Birlik partilerinin adayı, seçim kampanyası sırasında izlediği temkinli tutumdan son günlerde vazgeçerek, daha saldırgan bir tutum izlemeye başladı. Son yapılan seçim anketlerine göre oy kaybeden Laschet'in saldırgan bir tutum izlemekten başka pek çaresi de kalmadı. Kamuoyu araştırma şirketi INSA tarafından hafta sonunda yapılan anket, SPD'nin yüzde 26 ile birinci parti olduğunu gösterirken, CDU/CSU'nun oyların yüzde 20'sini, Yeşillerin ise yüzde 15'ini alacağı tahminini ortaya koydu. CDU/CSU'nun uzun süre anketlerden birinci parti olarak çıkmasına rağmen, son haftalarda SPD, Hristiyan Birlik partilerini geride bırakarak birinci sıraya yerleşti.
Başbakan Angela Merkel'in partisi CDU'nun lideri Laschet, hafta sonunda da SPD'ye yönelik saldırılarını sürdürdü. CDU'nun kardeş partisi olan CSU'nun Nürnberg'de düzenlenen parti kongresinde konuşan Laschet, "Savaş sonrası dönemde alınan bütün kararlarda SPD hep yanlış tarafta durdu" ifadesini kullandı. CDU lideri, ne zaman kriz olsa SPD'yi vergileri artırmak ve borçlanmayı gündeme getirmekle suçladı. Bu sözlere tepki gösteren SPD ise Laschet'in ifadelerini "karalama kampanyası" olarak değerlendirdi.
Annalena Baerbock dinlemeyi tercih etti
İlkbaharda yapılan anketlerde partisini birinci konuma taşıyan Yeşiller partisinin Eş Başkanı ve başbakan adayı Annalena Baerbock ise 90 dakikalık yayın boyunca CDU/CSU ile SPD'nin adayları arasında yaşanan tartışmaya neredeyse hiç karışmadı. İki aday birbirinin sözünü keserken, Baerbock sessiz kaldı.
Tartışma sırasında birçok konuda da Baerbock ile diğer adaylar arasındaki görüş farklılıkları ortaya çıktı: Baerbock, doktor, hemşire, hasta bakıcı gibi bazı meslek grupları için koronavirüs aşısının zorunlu olması gerektiğini savunurken, Laschet ve Scholz aşının zorunlu olmaması gerektiğinden yana görüş bildirdi.
Almanya'daki önemli konulardan biri olan dijitalleşmede ise Baerbock, 16 yıldır iktidarda olan CDU ve CSU'dan oluşan Birlik partilerini dijitalleşme ve iklim değişikliğini öncelikli konular olarak ele almamasını eleştirdi. Bu nedenle Yeşillerin alt yapı, demiryollarının geliştirilmesi, rüzgar enerjisi gibi alanlara 50 milyar euro yatırım yapmayı hedeflediğini vurgulayan Baerbock, şimdi harekete geçilmesi gerektiğini, "aksi takdirde pahalıya çıkacağını" söyledi.
Bunları söylerken Baerbock'un sakin ve kendinden emin olduğu izlenimi bırakmasının bir nedeni de bu zor seçim kampanyası sırasında artık başbakanlık için pek şansının kalmadığını anlamış olması. Ancak diğer yandan Scholz ve Laschet de pek iddialı gözükmüyor. Bütün bu tartışma, adayların gerçekten işine yarayabilecek izlenimi yaratmıyor.
Dış politika konularına girilmedi
Almanya'da seçimlere iki hafta kala düzenlenen tartışmada ağırlıklı konu iç politika oldu. Emeklilik, vergiler, bürokrasi, vatandaşlık sigortası fikri öne çıkan konular arasında yer aldı. Bu konularda SPD ile Yeşillerin görüşlerinin birbirine daha yakın olduğu dikkati çekiyor.
Dış politikadan ise hiç söz edilmedi. Son günlerde gündemde olan Afganistan veya 20'nci yıldönümünde 11 Eylül terör saldırıları hakkında hiç konuşulmadı. Yabancı düşmanlığı, antisemitizm, ırkçılık veya toplumdaki bölünme de hiç gündeme gelmedi.
Anketlerin galibi Scholz oldu
Laschet'in Scholz'a yönelik saldırgan tutumu televizyon münazarasına canlılık katarken, bu yayın sonunda Almanya'daki seçmenlerin 26 Eylül'de kime oy vereceklerini daha iyi bilip bilmedikleri sorusu yanıtsız kaldı.
Anketler, seçmenlerin yaklaşık yüzde 30'unun iki hafta sonra kime oy verecekleri konusunda hâlâ kararsız olduğunu gösteriyor. Yayının sonunda seçmenlere son mesajlarını veren Laschet, ne düşünecekleri konusunda insanları yönlendirmek istemediğini söyledi. Baerbock, özellikle iklim koruma konusunda yeni bir başlangıca ihtiyaç olduğu mesajını verdi. Scholz ise Almanya'nın geleceğine vurgu yaparak, pandemi ve yazın yaşanan sel felaketinin de gösterdiği gibi yeni bir dayanışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Yayın sırasında ARD ve ZDF tarafından Infratest dimap kamuoyu araştırma şirketine yaptırılan anket, üçlü tartışmanın galibinin SPD'nin adayı Scholz olduğunu gösterdi. Buna göre, eğer Almanya'da seçmenler başbakanı doğrudan seçiyor olsaydı, ankete katılanların yüzde 43'ü Scholz'u seçeceğini belirtti. CDU/CSU'nun adayı Laschet'i tercih edeceklerin oranı yüzde 24 olarak belirlenirken, Yeşillerin adayı Baerbock'a oy vereceklerin oranı ise yüzde 19'da kaldı.
Jens Thurau
© Deutsche Welle Türkçe