Ankara'da erken seçim hesapları
17 Aralık 2020Cumhur İttifakı ortağı MHP, muhalefetin erken seçim için ses yükselttiği bir süreçte HDP üzerindeki baskıyı "kapatılsın" diyecek kadar artırdı. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın AKP'deki vekili Numan Kurtulmuş, HDP'ye sadece terörle aralarına duvar örmeleri çağrısı yaptıklarını, parti kapatmaların Türkiye'de olumlu yanıt vermediğinin geçmişte görüldüğünü söyleyerek MHP'ye olumsuz yanıt verdi.
Kurtulmuş'un bu sözlerine çok kızan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, isim vermeden Kurtulmuş'u da hedef alan bir açıklama yaptı ve "HDP’nin kapatılmasına karşı çıkan CHP'li sözcüler, demokrasi istismarcısı İP'in Başkanı ve AK Parti'nin içindeki bazı yöneticiler cevap versinler: Türk devletinin ihaneti beslemesi, mermi, bomba, mayın, keleş masraflarını karşılaması olacak ve makul görülecek şey midir" çıkışında bulundu.
Bahçeli, AKP'ye "tarafını seç" çağrısı da yaparak "Seçenek kalmamıştır artık. Ya terörizm ya temizlik ya bölücülük ya da huzur. Her siyasi parti tarafını ve tercihini yapmalıdır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin AKP'ye bu sert çıkışı da son dönemde erken seçim tartışmalarına kilitlenen Ankara'da siyaset kulislerini bir kez daha hareketlendirdi. Peki muhalefetin erken seçim çağrısını AKP'den önce geri çeviren MHP liderinin bu kez sürpriz yaparak erken seçim istemesi mümkün mü? Ya da AKP ve MHP arasındaki HDP pazarlığından ne çıkacak?
"MHP, AKP’yi köşeye sıkıştırıyor"
DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Sabancı Üniversitesi'nden Berk Esen'e göre Haziran 2015'teki seçimlerden yüzde 13 oy oranıyla çıkarak AKP'nin 13 yıllık tek başına iktidarına son veren HDP üzerindeki baskıyı artırmak aslında AKP'nin son dönemdeki temel stratejisi. Esen, "HDP'li belediyelere kayyum atanmasının, vekiller dahil neredeyse HDP'yle bağı olan herkesin hapse atılmasının bu stratejinin ürünü olarak siyasette son dönemde açıkça gözlendiğini" söylüyor.
MHP'nin de bu stratejiden cesaret alarak sürekli "el artırdığı" değerlendirmesini yapan Esen, "Burada MHP'nin birkaç hedefi var. Daha önce Osman Kavala ve Demirtaş davalarında da gördük: AKP'yi sürekli daha sert bir pozisyon almaya zorlayarak onu adeta köşeye sıkıştırıyor. Şu anki güvenlikleştirme politikalarından ayrılmasını, zaman içinde daha ılımlı bir çizgiye itmesini, hatta bazı kesimlerin iddiasına göre çözüm sürecine tekrar başlamasını engellemek istiyor. Tabii ki HDP'ye yönelik bu baskıcı politikalar devam ederse AKP'nin AB ve Amerika'yla ilişkileri düzeltmesi de mümkün değil. Dolayısıyla MHP, AKP'yi kendine muhtaç etmek için o sert politikayı gütmeye zorluyor" diyor.
Esen, AKP'nin de HDP'yi bir yandan kriminalize ettiğini, böylelikle HDP'yi zayıflattığını ama bir yandan da sistem içinde "öcü gibi göstererek" muhalefet cephesini böldüğüne dikkat çekiyor. Esen'e göre, bu noktada MHP'nin HDP'nin kapatılması önerisine AKP'nin soğuk bakmasının dikkate değer olduğunu dile getiriyor.
Esen, "AKP birkaç defa partisi kapatılan İslami bir gelenekten geldiği için parti kapatma konusunda bir adım atmak istemediği" kanısında. Esen, "AKP, HDP'yi zaten büyük oranda zayıflatmış durumda. Parti kapatmanın AKP'ye getireceği ekstra fayda yok. Zayıflamış bir HDP'yi sistem içinde tutmak hem rejime içerden hem de dışardan gelebilecek otoriter suçlamasını da belli bir noktaya kadar ortadan kaldırmış olacak" değerlendirmesi yapıyor.
HDP'nin kapatılması durumunda kimi HDP'lilerin CHP listelerinden de seçime girme ihtimalini AKP'nin kesinlikle değerlendirdiği öngörüsünde bulunan Esen, "Dolayısıyla bir anda muhalefeti güçlendirebilirler. AKP ile MHP arasındaki fikir ayrılıklarının içerikten öte izlenen politikaların sonuçları üstünden olduğunu düşünüyorum" diyor. Bu da Ankara'daki erken seçim atmosferinin daha uzunca bir süre gündemi işgal edeceği anlamını taşıyor.
"Yeter ki MHP iktidarda olsun"
Siyaset bilimciler ile araştırmacıların bir başka dikkat çektiği nokta HDP'nin siyasette bugün için de "kilit parti" konumda olduğuna dönük öngörünün her geçen gün daha da güçlenmesi. Rawest Araştırma'nın direktörü Reha Ruhavioğlu, mevcut durumda tüm anketlerde HDP'nin oylarının yükseldiğini, Cumhur İttifakı'nda ise oy kaybı yaşandığını gözlemlediklerini söylüyor.
Ruhavioğlu, "Bahçeli'nin yapmak istediği şey çok açık. Siyaset alanını kriminalize ediyor, gerginlik ortamının Cumhur İttifakı'nı iktidarda tutacağına inanıyor. Yeter ki MHP iktidarda olsun, bunun için HDP'nin kapatılması gerektiğini savunuyor. AKP'nin buna 'hayır' diyeceğini hesap bile edemiyor" yorumu yapıyor.
AKP'nin parti kapatmaların Türkiye'de nasıl ters tepki yarattığını bilen en iyi parti olduğunu, üstelik Kürt oylarını da küstürmek istemeyeceğini anlatan Rudavioğlu, "Bu yüzden AKP-MHP tartışmasından HDP'nin kapatılması sonucunun çıkması zor. Bahçeli, reform yapmak isteyen Erdoğan'ı durdurmaya da çalışıyor olabilir. Erdoğan'ın kendisine 'hayır' diyemeyeceğini inanıyor ama bu kez aralarında nasıl bir çekişme olacak göreceğiz" yorumu yapıyor.
Peki ne olacak? Hem Ankara'da siyaset kulislerinde hem de araştırmacılar ve siyaset bilimciler arasında Cumhur İttifakı'nın iki ortağı AKP ile MHP arasındaki görüş ayrılıklarının süreceği ve muhalefetin istediği erken seçim dönemine kaçınılmaz olarak girileceği öngörüsü öne çıkıyor.
Bu öngörünün geçerli olup olmadığını da Erdoğan'ın Bahçeli'den gelen "tarafını seç" çağrısını ne kadar ciddiye alacağı ve nasıl bir açıklama yapacağı ya da yapmayacağı belirleyecek.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe