Almanya'nın nükleer atıklarına ne olacak?
29 Nisan 2023Almanya nükleer enerjiye Nisan ayı ortasında veda etti. Elektrik üretimi için kullanılan nükleer santrallerin sayısının bir dönem 20'ye kadar çıktığı ülkede artık nükleer santrallerin tamamı kapalı durumda. Almanya'daki son üç nükleer santral de 15 Nisan'da faaliyetlerine son verdi.
15 Nisan, her ne kadar Ukrayna savaşı nedeniyle enerji piyasasında zorlukların yaşandığı bir dönemde nükleerden vazgeçilmemesi yönünde talepler olsa da Almanya'da onlarca yıldır süren bir siyasi tartışmayı da sonlandırdı.
Almanya Çevre Bakanı Steffi Lemke'ye göre bu tarih yeni bir şafağa işaret ediyor. Yeşiller Partili Bakan, "Artık tüm enerjimizi; fotovoltaiklere, rüzgâr enerjisi depolamaya, enerji tasarrufuna ve enerji verimliliğine harcamalı ve bu geçmişe dönük tartışmaları bırakmalıyız" çağrısında bulunuyor.
Atık sorunu
Ancak nükleer enerji konusu Almanya'yı en azından bir süre daha meşgul edecek. Zira santrallerini kapatan Almanya'nın radyoaktif nükleer atığını nasıl imha edeceği henüz açıklığa kavuşmadı.
Bir başka deyişle, Almanya'nın kullanılmış yakıtın güvenli şekilde muhafaza edileceği bir yer bulması gerekiyor. Almanya'nın nükleer atığı şu an eski tesislerdeki geçici muhafaza alanlarında tutuluyor. Ancak kanunlara göre, nükleer atığın milyonlarca yıl güvenlik şekilde muhafaza edilmesine imkân tanıyan yer altı depoları oluşturulması gerekiyor.
Federal Nükleer Atık İmha Güvenliği Dairesi (BASE) Başkanı Wolfram König, DW'ye yaptığı açıklamada, "Geçici muhafaza tesisleri, epey bir süre daha idare edebilecek şekilde tasarlandı" ifadesini kullandı.
Söz konusu tesislerin nihai muhafaza yeri bulunana kadar kendilerine süre tanıyacağını belirten König, "Radyoaktif maddelerin belirsiz olmakla birlikte uzunca bir süre daha yeniden yer yüzüne çıkmaması sağlayacak jeolojik derinlik, granit ya da kil kayaç içinde uygun bir tuz katmanı arıyoruz" dedi.
Nereye gömülecek?
Nükleer santrallerini hâlen kullanan 30 kadar ülke ya da geçmişte nükleer santralleri bulunan diğer ülkeler gibi Almanya da radyoaktif atıklarını toprak altında izole edecek. Peki ama tam olarak nerede?
Aşağı Saksonya'daki Wendland bölgesinde yer alan Gorleben kasabası, nükleer atıkların yer altında muhafazası için konum arayan politikacıların uzun süre favorisiydi.
Ancak Gorleben, polisle göstericiler arasında çatışmaların da yaşandığı nükleer enerji karşıtı protestolara sahne oldu. Siyasetçiler de birkaç yıl önce bu kasabayla ilgili planlarını rafa kaldırdı. Şu an nükleer atıkların gömüleceği yer için Almanya genelinde 90'dan fazla alan üzerinde değerlendirmeler yapılıyor.
König, "Almanya'daki bu arama süreci ve nihai muhafaza yerinin inşasının, nükleer enerji kullandığımız sene kadar süreceği varsayımında bulunmak durumundayız. Yani 60 yıl kadar" diye konuştu.
Almanya'nın 20 kadar nükleer santralinin sökülmesi de süre alacak. König, bu konunun santralleri işleten şirketlerin sorumluluğunda olduğunu belirtti. Operatör şirketler, santrallerin söküm işlemlerinin 10-15 yıl alabileceğini belirtiyor.
Dünya genelinde de problem
Şu ana kadar İtalya, Kazakistan ve Litvanya'da nükleer reaktörler kapatıldı. Birleşik Arap Emirlikleri ve Belarus gibi ülkeler ise yeni nükleer santraller inşa ediyor.
Ancak radyoaktif atıkların kalıcı ve güvenli şekilde muhafazası, dünyanın her yerinde henüz çözümü bulunamamış bir sorun niteliğinde.
Bu konuyla ilgili planlamada en ilerideki ülke Finlandiya gibi duruyor. Alman kamu yayıncılık kuruluşu ARD'deki habere göre, Finlandiya'nın güneyinde yer alan Eurajoki kasabasının belediye başkanı Vesa Lakaniemi, kasabasındaki nükleer atıklar için inşa edilen nihai depolama tesisiyle ilgili konuşurken "Üretilen elektrikten faydalanan kimse, atığının da sorumluluğunu üstlenmeli. Finlandiya'da bu iş böyledir" diyor.
Eurajoki'deki depolama tesisinin inşasına yönelik toplam maliyetin 3,5 milyar euro olduğu tahmin ediliyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na göre, şu an dünya genelinde toplam 442 nükleer reaktör faal durumda. Bunların ortalama yaşı ise 31. Geçen Ekim ayında yayımlanan "Dünya Nükleer Sanayi Durum Raporu"nda bazı ülkeler yeni nükleer santraller inşa etse de bir "nükleer rönesans" için kanıt olmadığı belirtilmişti. 1996 yılında dünyada üretilen toplam enerjinin yaklaşık yüzde 17,5'i nükleer reaktör kaynaklıydı. Bu oran, 2021'de yüzde 10'un altına düştü. Buna rağmen radyoaktif mirasın daha uzun yıllar Almanya'yı meşgul edeceği anlaşılıyor.