Aşırı sağcılar 'devriye' geziyor
15 Ocak 2016Almanya'nın Köln kentinde yılbaşı gecesi yaşananların ardından yeni bir tehdit ortamı oluşmaya başladı. Genç kadınlara yönelik toplu taciz olayları aşırı sağcı oluşumları yeniden ortaya çıkardı. Nedeni ise olayın faillerinin yabancı kökenli olması. Köln ve çevresindeki aşırı sağcı gruplar "Halk Savunması" adı altında internet üzerinden örgütlenerek bir araya geliyor. Bunlardan biri de Düsseldorf'taki girişim. "Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için... Düsseldorf dikkat et..." çağrısına katılan binlerce kişi Düsseldorf merkezli bu Facebook grubuna üye oldu. Grup, amacını da "kadınların tehlike altında olabileceği yerlerde onları korumak" diye anlatıyor. Örneğin hafta sonları ya da kalabalık etkinlerde kadınlara eşlik edilmesi isteniyor. Grubun kurucusu Tofigh Hamid de şiddet ve yabancı düşmanlığı gibi amaçları olmadığını savunuyor.
Yabancı düşmanlığı
Ancak bu grupların tümü için aynı şeyi söylemek zor. "Leipziger Volkszeitung" gazetesine konuşan Saksonya Anayasa Mahkemesi Başkanı Gordian Meyer-Plath, aşırı sağcılar ya da sağcı popülistler tarafından kurulan "Halk Savunması" oluşumlarının sayısının hızla arttığını belirtiyor. Sosyolog Matthias Quent de daha önce aşırı sağcı çevrelerle bağlantısı olmayan kişilerin bu oluşumlar üzerinden aşırı sağcı gruplara çekilme tehlikesinin bulunduğu görüşünde.
Anayasayı Koruma Dairesi yetkilileri, Saksonya'nın Freital kentinde adını mülteci karşıtı gösterilerle duyuran "Halk Savunması FTL/360" örneğinin yayılmasından endişeli. Bu oluşum Freital'de 360 numaralı belediye otobüsünde iki Faslı'nın bir öğrenciyi sıkıştırıp dövmesinin ardından kurulmuştu. O zamandan beri "huzur ve asayişi sağlamak için" otobüslerde devriye geziyorlar. Mecklenburg-Vorpommern eyaletindeki "Halk Savunması Güstrow" adlı oluşum da aşırı sağcı NPD'nin sabıkalı kent temsilcisi Nils Matischent'e ait. Aşağı Saksonya eyaletindeki bir başka grup da mülteci barınaklarından "komşularını korumak için" sokaklara çıkmıştı.
Halk savunmasının aşırı sağcılar için neden çekim merkezi olduğunu Thüringen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Stephan Kramer, Alman haber ajansı dpa'ya şöyle anlatıyor: "Hissedilen ya da gerçekten var olan tehditleri, 'devleti ve kendi hareket alanlarını tartışmaya açmamak' kullanıyorlar. Halk savunması ayrıca aşırı sağcılara özlemini duydukları üniformalılaşma ya da askeri görünüme sahip olma imkanı da sağlıyor. Aynı zamanda kendi değerlerinin yükselmesi için azınlıkların dışlanmasını da."
"Hepsi yasadışı değil"
Polis ve hükümet yetkilileri de bu gelişmelerden rahatsız. Polis Sendikası Başkan Yardımcısı Jörk Radek, kamusal alanda güvenliğin sağlanmasının polisin görevi olarak kalması gerektiğini vurgularken, İçişleri Bakanlığı yetkilileri de paralel yapıların oluşmasının engellenmesi gerektiğini söyledi. Halk savunması gruplarının tamamen yasadışı olmadığını ifade eden bakanlık yetkilileri, ancak bu grupların şiddet ya da silah kullanamayacaklarına dikkat çekti. Bakanlık sözcüsü, "Bu kişiler muhtemel suçluları durdurup arayamaz ya da kimlik kontrolü yapamaz. Eğer bu kişiler gerçek zanlı değilse, o zaman kendileri şüpheli duruma düşer" diye konuştu.
Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Kramer de bu grupların toptan izlenmesinin gerekli olmadığı kanısında. Kramer, takibin, oluşumların eylemlerine bağlı olduğunu ifade etti. Kriminolog Christian Pfeiffer de Hannover merkezli "Neue Presse" gazatesine "halk savunmalarının kuralları ihlal etmediğini, ancak hiçbir suretle güvenliği de artırmadığı" değerlendirmesini yapıyor. Uzmanlar, ayrıca halk savunmalarının kısa bir süre sonra gücünü kaybedeceğini, çünkü çalışan insanların bu tür şeyler için vakti olmadığı öngörüsünde bulunuyor. Düsseldorf Halk Savunması'nın eylemi de bu öngörüyü doğrular nitelikte. Kadınları korumak için kurulan grubun Facebook sayfası kısa bir sürede 10 bin üyeye yükselmişti, ancak geçen cumartesi günkü "devriye" etkinliğine bir avuç kişi katıldı.
© Deutsche Welle Türkçe
Christoph Hasselbach