1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ülgen: Türkiye-ABD ilişkileri bir anda düzelmez

12 Ekim 2018

ABD'li papaz Andrew Brunson, bugüne kadarki tutukluluk süresi cezasına sayılarak serbest bırakıldı. Türkiye-ABD gerilimine neden olan papazın serbest kalmasını EDAM Başkanı Sinan Ülgen DW Türkçe'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/36SPz
Türkei Izmir - U.S. Pastor Andrew Brunson erreicht sein zu Hause
Fotoğraf: Reuters/O. Orsal

Türkiye'de Aralık 2016'da tutuklanan ve 25 Temmuz'dan beri ev hapsinde tutulan ABD'li papaz Andrew Brunson, bugünkü duruşmada 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Brunson, hapiste kaldığı süre göz önünde bulundurularak serbest bırakıldı.

Türkiye ile ABD arasında gerginliğe neden olan Brunson meselesinin olası sonuçlarını Ekonomik ve Dış Politikalar Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen, DW Türkçe için değerlendirdi.

DW Türkçe: Brunson serbest bırakıldı. İlk bakışta bu sizce ne anlama geliyor?

Sinan Ülgen: Türkiye'nin, ABD ile arasında gittikçe ağırlaşan sorunu artık halletme yönünde bir irade sergilediğini görüyoruz. Rahip bugün bu iradenin sonucunda serbest bırakılmış durumda.

Bu durum ABD-Türkiye ilişkilerine kısa vadede nasıl yansır?

Sinan Ülgen
EDAM Başkanı Sinan ÜlgenFotoğraf: S. Ülgen

ABD-Türkiye ilişkilerine muhakkak olumlu yansıyacaktır. Çünkü bu konu Türkiye-ABD ilişkilerini çok derinden ve kötü etkileyen bir konuydu. Bu konunun karar sonrasında geride kalmış olmasını tabii ki olumlu bir gelişme olarak değerlendirmek lazım. Ama şunu unutmamak lazım: Bu büyük bir sorunu çözdü ama Türkiye-ABD ilişkileri bakımından hâlâ sorunlu birçok alan var. Dolayısıyla ikili ilişkilerin bir anda düzelmesini beklemek çok kolay değil.

Brunson'ın serbest kalması ABD-Türkiye ilişkilerinde olumlu yansıyacaktır ama hâlâ sorunlu birçok alan var diyorsunuz. Peki, sizce masadaki diğer meseleler neler?

Karşılıklı olarak iki tarafın da anlaşamadığı, hatta birbirinden beklentilerinin arttığı meseleler var. Bunların arasında kısa vadede dahi önem taşıyanlar büyüdü. Örneğin Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemleri satın alımı büyük bir potansiyel sorun. Zira bunun temelinde ABD'nin birtakım yaptırımlar uygulaması potansiyeli mevcut. Bu sadece ekonomik yaptırımlar şeklinde değil; aynı zamanda Türkiye'nin güvenliğini de yakından ilgilendiren F-35'lerin teslimatının askıya alınması gibi birtakım yaptırımlar da söz konusu olabilecek. Dolayısıyla S-400 meselesi bu anlaşmazlıklarla ilgili olarak telafuz edilmesi gereken önemli bir konu. Ama bununla da sınırlı değil. Türkiye tarafından baktığınızda ABD'nin Suriye politikası, ABD'nin PYD'ye vermiş olduğu destek, Gülen yapılanmasına yönelik ABD'de hâlâ istenilen baskının ortaya çıkmamış olması, Ankara'nın şikayet ettiği konular. ABD'nin şikayet ettiği konular arasında da Brunson serbest bırakılmış olmasına rağmen, cezaevinde olan birtakım ABD konsolosluk görevlileri var. Dolayısıyla öyle gözüküyor ki bu gündemden henüz düşmeyecek. Bunların haricinde ABD'nin İran politikasına yönelik anlaşmazlıklar var. ABD'nin Kasım ayında İran'a yönelik yeni yaptırım rejimi tam anlamıyla devreye girecek. Bundan da olumsuz etkilenecek ülkeler arasında Türkiye geliyor.

Brunson'ın serbest kalması sonrası ABD yaptırımları sonlanır mı?

ABD'nin Brunson meselesine yönelik almış olduğu yaptırımlar sonlanır. Ancak belirtmiş olduğum gibi, S-400 meselesinde potansiyel bir yaptırım söz konusu.

Siz bugünkü gelişmeyle birlikte önümüzdeki günlerde ekonomik gidişatı nasıl görüyorsunuz?

Bu sorunun ortadan kalkması tabii ki ekonomik olarak olumlu bir etki yaratacaktır, ama bunun kısa vadeli bir etkisi olacağını düşünüyorum. Çünkü Türk ekonomisi bakımından daha başka sorunlar var. Onun için bu konunun geride kalması olumlu bir gelişme olmakla birlikte, bunun Türk ekonomisi bakımından kalıcı bir etkisi olmayacaktır.

Brunson ya da hatırlarsınız Türk-Alman gazeteci Deniz Yücel örneğindeki gibi, dava sürecinde yüksek profil kazanmış isimlerin devletlerarası kriz niteliğine büründükten bir süre sonra bırakılması bize ne anlatıyor?

Açıkçası Türkiye'nin vermek istediği mesajla çok paralel bir gelişme yaşanmadı. Çünkü Türkiye nihayetinde hem içeriye hem yurtdışına yargı bağımsızlığını kuvvetlendirmiş bir ülke mesajı vermek istiyordu. Ama bu rahip meselesinin ele alınış tarzı konunun iyice siyasallaştığının bir göstergesi oldu. Onun için yargı bağımsızlığı konusunda Türkiye açıkçası bu süreçte istediği mesajı vermekte biraz zorlandı.

Söyleşi: Çağrı Özdemir

© Deutsche Welle Türkçe