Çin medyası Afrika'da
11 Ocak 2013Çin Halk Cumhuriyeti, Afrika kıtasında 2012'nin ilk yarısında 45 milyar dolarlık yatırım yaptı. Böylece Çin ile Afrika arasındaki ticaret hacmi son üç yılda üç kat artmış oldu. Çin şimdi de Afrika kıtasında medya alanında isim yapmak için kolları sıvadı. Çin’in Afrika’da çeşitli dillerde yayın yapan televizyon ve radyo istasyonları ve bir haber ajansı bulunuyor. Çin’in bu alandaki en yeni girişimi ise birkaç haftadan bu yana Kenya’da İngilizce olarak yayımladığı bir gazete.
Modern teknolojilere yatırım yapan Çin, Afrikalı gazetecilerin Çin’de bilgi ve görgülerini artırmaları için burs da veriyor ve Afrika’da kendi medya kuruluşlarını hayata geçiriyor. İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin Afrika uzmanı, yazar Mary Harper, Çin’in medya alanındaki girişimlerinin şaşırtıcı olmadığını belirtiyor: “Bu çok doğal bir gelişme. Çin son yıllarda Afrika’nın muazzam kaynak çeşitliliğini keşfetti ve kıtanın en büyük ticaret ortağı haline geldi. Batı'nın pabucunu dama attı.”
Çin Afrika'da neden faal?
Mary Harper, Çin’in Afrika kıtasında neden bu kadar faal olduğunu da şöyle açıklıyor: “Çin'in Afrika'daki faaliyetlerinin sadece kendi ekonomik çıkarlarına odaklı olması Batılı ülkeler tarafından eleştiriliyor. Ama Çin tarihî olayları Afrikalılara kendi bakış açısından anlatmak istiyor ve bu işi artık Batılı medya kuruluşlarına bırakmak istemiyor.”
Çin'in medya alanındaki girişimleri
Çin, 2012 başlarında Afrika’da İngilizce yayın yapan bir televizyon kanalını devreye soktu. “CCTV Africa”, magazin programlarının yanı sıra sohbet programları ve belgeseller, ayrıca cep telefonu sahipleri için de bir internet televizyon programı yayınlıyor.
Çin’in resmî haber ajansı Şinhua, Kenyalı bir mobil telekomünikasyon şirketi ile birlikte Afrika'nın Sahraaltı bölgesindeki ilk mobil haber hizmetini başlattı.
Çin medyasındaki çalışma yöntemleri
Ancak Çin basın sektöründe de Batı'ya meydan okuyor. Doğu Afrika'nın merkezi konumundaki Kenya'nın başkenti Nairobi’de geçtiğimiz aralık ayından bu yana “China Daily-Africa Weekly” adındaki bir haftalık gazete yayımlanıyor. Ayrıca elli dilde yayın yapan devlete bağlı China Radio International adlı radyo kuruluşu da yedi yıldır Afrika’da.
Bu kuruluşta çalışan ve Batı medyasına demeç vermek hoş görülmediği için adının gizli tutulmasını isteyen Kenyalı bir gazeteci, “Metinleri önce İngilizce yazıyoruz sonra yerel dile, Suaheli'ye çeviriyoruz. Ancak Nairobi’den canlı yayın yapmıyoruz, tüm ürettiklerimizi önce Pekin'deki merkeze gönderiyoruz, yayın oradan yapılıyor. Bunun ötesinde düzenli olarak Pekin’e gidiyoruz ve Çinlilerin çalışma yöntemlerini öğrenmek için orada kurslara katılıyoruz” diyor.
Tüm medya ürünlerinin Pekin'in denetiminden geçmesi gerekiyor, sansürsüz hiçbir şey yayınlanmıyor. Daha önceleri Kenya medyasına çalışmış olan Kenyalı gazeteci, Çin medyasının ülkedeki olumsuz gelişmeleri yansıtmadığından, hep olumlu haberlere yer vermesinden şikâyetçi.
Medya uzmanı Mary Harper ise konuya Kenyalı gazeteci kadar eleştirel yaklaşmıyor. Batılı medya kuruluşlarının uzun zaman hep olumsuz şeylerden bahsetmiş olduklarına değinen Harper, şimdilerde Çinli rakiplerin Afrika medya piyasasına taze esintiler getirmesini iyi buluyor: “Tahminimce Afrika kıtasında gelecekte daha fazla sayıda uluslararası ve Afrikalı medya kuruluşu faaliyette bulunacak. Kıtanın eskiye kıyasla daha fazla parası var, medya alanında daha donanımlı ve eskiden olduğundan daha deneyimli. Afrika medya piyasasının daha da çeşitlenmesi hiç de kötü değil. Ama kimse de tek başına bu piyasanın hâkimi olmamalı.”
Çin'in Afrika'ya kötü etkisi
Ancak Çin'in kıtadaki güçlü varlığının gölgede kalan yönleri de yok değil. Çin örneğin Etiyopya’da bir gözlem ve denetleme sisteminin finansmanına katkıda bulunmuş. Bu sistem kurulduğundan beri ülkedeki muhalif medyanın yayınları düzenli olarak durduruluyor, rejime eleştirel bakan gazeteciler daha sık hapsi boyluyor. Bu ise Çin'de gündelik olağan gelişmelerden sayılıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Nadina Schwarzbeck / Çelik Akpınar
Editör: Beklan Kulaksızoğlu