Çeçenistan'daki insan hakları ihlalleri
16 Ekim 2004Tarih 29 Ekim 1999. İkinci Çeçenistan savaşı yeni başlamış. Binlerce Çeçen sivil İnguş Cumhuriyeti’ne doğru yola çıkıyor. Bazıları otomobilleri ile bazıları yaya, bohçalarını çuvallarını toplamış, ülkelerindeki ölüm ve yıkımdan kaçıyorlar. Hedef komşu İnguş Cumhuriyeti. O gün sınırın açılacağı sözü verilmiş kendilerine. Ancak sınır kapı duvar ve hepsi geri dönmek zorunda kalıyor. Eşsiz benzersiz bir trafik kaosu içinde savaşın içine doğru yeniden yola koyuluyorlar. Ardından yaşananları Moskova’daki insan hakları kuruluşu Memorial’den Oleg Orlow anlatıyor:
‘’İnguş Cumhuriyeti sınırı yakınındaki Şumi-Yurt köyü yakınında askeri uçaklar konvoya iki kez havadan saldırdı. Çok sayıda ölü, yaralı, otomobil enkazları... Aralarında Kızılhaç taşıtları da bulunduğu için olay kamuoyuna yansıdı. Skandal patlak verince Rus yetkililer de hava saldırısını itiraf etmek zorunda kaldı. Ancak benzeri çok sayıda olay kamuoyuna yansımadı bile.’’
Saldırı kamuoyuna yansıdı
Skandalın kamuoyuna yansımasına ve çok sayıda görgü tanığına rağmen Rus yetkililer olayla ilgili soruşturmayı ancak dokuz ay sonra başlattı. Bu nedenle çok sayıda delil korunamadı ve dava açılamadı, sorumlulara hesap sorulamadı. Ki mülteci konvoyuna bombardıman, altında Rusya’nın da imzasının bulunduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlaliydi.
Olay şimdi Strasbourg’a, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı. Böylelikle ilk kez Çeçen siviller Rus devletine insan hakları ihlali suçlamasıyla dava açmış oldu. Dava üç suçlamaya dayanıyor: Şumi-Yurt yakınlarındaki hava saldırısının dışında 2000 yılı Ocak ayında Grozni’de sivillerin Rus ordu mensupları tarafından keyfi bir şekilde ateş açılarak öldürülmesi ve 2000 yılı Şubatı’nda Katır-yurt köyünün bombalanması da mahkemeye taşınıyor. İnsan hakları örgütü Memorial’in hukukçularından Kirill Korotejewi davaya büyük umutlar bağlandığını belirtiyor:
‘’Burada, uluslararası saygınlığı bulunan bir düzlemde, en azından bazı Rus askeri operasyonlarının uluslararası hukuku ihlal ettiği ortaya çıkabilecektir.’’
Çeçenler'den cesaret örneği
Rus devletine karşı diğer Çeçenler’i de temsilen dava açan altı Çeçen, büyük bir cesaret örneği de göstermiş oldu. Daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran diğerlerinin öldürüldükleri ya da iz bırakmadan ortadan kayboldukları biliniyor. Memorial insan haklarının bir çalışanı şöyle konuşuyor:
‘’Bazı davacıları korumamız altına aldık. Diğerleri Rusya’dan ayrıldı. Bu en iyi koruma. Maalesef Rus topraklarında fazla imkanımız yok. Tehditler var, tehlike içindeyiz. En az bir davalı ciddi bir şekilde tehdit edildi. Şu an ismini vermek istemiyorum.’’
Memorial’in insan hakları savunucuları davalar için yıllarca hazırlık yapmış. Orlow, bu uzun süreçte uluslararası insan hakları uzmanları ve Human Rights Watch’tan da büyük destek gördüklerini belirtiyor:
‘’Strasbourg’da şu an görülen dava devasa bir çalışmanın sonucudur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Rus hükümeti arasında yoğun bir yazışma süreci yaşandı. Biz de ciltler dolusu delil gönderdik. Çok yoğun ve geniş kapsamlı bir çalışmaydı.’’