Çatışmaların gölgesinde Türk-Azeri tatbikatı
31 Temmuz 2020Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki çatışmalar devam ederken Ankara, Bakü ile ortak tatbikat planını hayata geçirdi. Tatbikatın hava ve kara kuvvetlerinin katılımıyla 10 Ağustos’a kadar sürdürüleceği duyuruldu. Hava tatbikatı Bakü, Nahçıvan, Gence, Kürdemir ve Yevlah’ta, 1 Ağustos'ta başlayacak kara kuvvetlerinin tatbikatı ise Bakü ve Nahçıvan’da gerçekleştirilecek.
Türk ve Azerbaycan ordusuna bağlı topçu birlikleri, zırhlı araçlar, obüsler ve havanlarla temsili düşman hedeflerine atışların gerçekleştirileceği tatbikatta Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait silahlı-silahsız insansız hava araçları ve helikopterler görev yapıyor. Tatbikatta ayrıca gerçek mühimmatlar kullanılıyor.
Erivan teyakkuzda, Rusya'dan itidal çağrısı
Ankara'nın "her koşulda Azerbaycan’a desteğin ifadesi" olarak nitelendirdiği tatbikatı Ermenistan ise "provokasyon" olarak değerlendiriyor. Ermenistan, "gövde gösterisi" olarak algıladığı tatbikatın hem Savunma Bakanlığı hem de ordu tarafından "büyük bir dikkatle izleneceğini" duyurdu. Erivan, ayrıca tatbikat sırasında ordunun olası bir savaşa hazır olup olmadığını test etmek için denetimden geçirildiğini de açıkladı.
Rusya da tatbikata ilişkin itidal çağrısı yaptı. Rus Dışişleri Bakanlığından dün yapılan açıklamada, Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki gerginliğin tırmanmasından endişe duyulduğu ve Dağlık Karabağ krizinin barışçıl yollardan çözülmesi gerektiği belirtildi. Ancak Moskova itidal çağrısı yapsa da Rusya'nın geçen hafta Ermenistan'la Azerbaycan sınırında tatbikat yapması, Ankara ve Moskova'nın Güney Kafkasya'da da karşı karşıya gelip gelmeyeceği sorusunu gündeme getirdi.
"Rusya'nın endişesi askeri üs"
Moskova'da yaşayan Rusya uzmanı Kerim Has, Erivan-Bakü çatışmalarını yeniden alevlendirmediği müddetçe Azerbaycan-Türkiye ortak tatbikatının Ankara-Moskova ilişkilerinde kriz yaratmayacağı görüşünde. Has, "Tatbikatla doğrudan ilgili olmasa da dolaylı olarak Rusya’daki asıl endişe, Türkiye'nin Bakü-Erivan ihtilafını kullanarak Azerbaycan'da ve özellikle Nahçıvan bölgesinde bir Türk askeri üssü kurmaya çalışması yönündeki bazı duyumlar" görüşünü dile getiriyor.
Birkaç yıllık geçmişi olan bu duyumların, son çatışmalarla birlikte Moskova’da ciddi olarak tartışıldığını anlatan Has, Türkiye'nin Azerbaycan'da üs kurması durumunda Ankara-Moskova hattında büyük gerilim yaşanabileceğini öngörüyor.
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Mesut Hakkı Caşın da bölgede yeni bir çatışmaya ihtimal vermiyor, ancak "Barış çok kırılgan" diye de ekliyor. Türkiye ile Rusya’nın Karadeniz ve Kafkasya’daki çıkarlarının aynı yönde olduğunu ifade eden Çaşın, "Bu yüzden barışın anahtarı Türkiye ile Rusya’nın elinde olmalı. Aksi takdirde Ermenistan uluslararası topluma kazandırılamaz, diasporalar ülkesi olarak anılmaya devam eder" diyor.
"Ermenistan uzun süredir olumlu mesaj almıyor"
Ermenistan siyasetinde bir gövde gösterisi olarak algılanan tatbikat, Ermeni kamuoyunda da gerilimin tırmanabileceği endişesini artırıyor. DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Ermeni siyaset bilimci Anna Karapetyan, "Ermenistan uzun süredir Türkiye ve Azerbaycan'dan tehdit ve provokasyonlar dışında, olumlu bir mesaj almıyor" görüşünü savunuyor.
Hayatsk adlı araştırma merkezinin direktörü olan Karapetyan, "Tovuz bölgesinde Azerbaycan'ın provokasyonuyla başlayan çatışmalar, Türkiye'nin buna eşlik eden eşi benzeri görülmemiş agresif tondaki askeri söylemleri, şimdi yapılan ortak tatbikatın, bölgenin güvenliğine ve istikrarına katkı sağlamayacağını gösteriyor" diye konuşuyor.
Ankara'nın yüksek düzeydeki siyasi destek açıklamalarıyla yetinmediğini, tatbikat için gönderdiği askerlerle Azerbaycan'ı güçlendirdiğini söyleyen Karapetyan, "Bir cephede Ermenistan ordusu ile yaşanan kısa süreli çatışmalar sonrasında bile Bakü'nün Ankara'dan bu kadar güçlü bir desteğe ihtiyaç duyuyor olması, Karabağ sorununu askeri yöntemlerle çözmek için sürekli tehditlerde bulunan Azerbaycan'ın gerçekte 'savaşa ne denli hazırlanmış olduğunu' da göstermiş oldu" değerlendirmesini yapıyor.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında çatışmaların patlak vermesi üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan'ı suçlayarak bu saldırıları kınadıklarını söylemiş, "Türkiye Azerbaycan'ın halkına, hukukuna, topraklarına yönelik her türlü saldırının karşısında yer almakta asla tereddüt göstermeyecektir" açıklamasını yapmıştı.
Türk hükümetini "güç kullanma tehdidi içeren saldırgan söylemler" kullanmakla eleştiren Karapetyan, "uluslararası toplum, Türkiye'nin Ermenistan'ı hedef alan agresif tutumunu, Karabağ ihtilafına zarar veren doğrudan ya da dolaylı etkisini dizginlemeli ve Rusya Ermenistan'ın bu konudaki en önemli müttefikidir" diyor.
Dağlık Karabağ ihtilafı konusunda Ankara'nın tarafsız olmadığını söyleyen Ermeni uzman, sorunun çözümüne katkı sağlamak için oluşturulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu'nda Türkiye'nin üye olarak yer almasını da eleştiriyor.
"Türkiye barış ve istikrar için Azerbaycan’da"
Prof. Mesut Hakkı Caşın ise Ankara’nın bölgede barış ve istikrar istediği için Azerbaycan'la ortak tatbikat yaptığı görüşünü savunuyor. Caşın, tatbikatın Azeri topraklarında gerçekleştirildiğinin dikkate alınmasını istiyor.
Tatbikatın "gövde gösterisi" olarak nitelendirilmesinin yanlış olduğunu savunan Caşın, Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan’ın "Karabağ’ı kontrol altında tutmak için tüm askeri gücümüzü kullanırız" sözlerini hatırlatıyor.
Caşın, Dağlık Karabağ sorununun 28 yıldır çözülemediğini, sorun çözmek için oluşturulan Minsk Grubu’nun sonuç alamadığının tatbikat süresince tüm taraflarca değerlendirilmesini istiyor. Çaşın, "Dondurulmuş çatışma ortamı sürdürülemez hale gelmiştir ve bu yüzden yeni ve genişletilmiş bir Minsk grubu oluşturulmalı. Türkiye de bu gruba katılmalı, Rusya da barış istiyorsa buna izin vermeli" diyor.
"Türkiye, Ermenistan’la ilişki geliştirmeli"
Tatbikatın Bakü - Erivan gerginliğini bitirecek nitelikte olmadığını düşünen Kerim Has, Rusya'nın Azerbaycan-Ermenistan ihtilafında pozisyonunu değiştirmeyeceğine işaret ediyor. Ermenistan’ın da Dağlık Karabağ'daki işgali sonlandırmayacağını düşünen Has, sorunun üzerine "cesaret ve samimiyetle" eğilmesi şartıyla Türkiye’nin Azerbaycan-Ermenistan ihtilafını çözebileceğini söylüyor.
Has, "Türkiye, Azerbeycan’ı bir şekilde ikna edip Ermenistan’la diplomatik ilişkilerini kurup geliştirebilir. Ermenistan’ın Batı’yla ilişkilerini Türkiye üzerinden geliştirmesinin önü açılırsa Erivan’ın Türkiye’ye ihtiyacı da artar. Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’dan çıkışının zemini hazırlanabilir" diyor.
Hilal Köylü / Değer Akal
© Deutsche Welle Türkçe