1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Zeit: Düzelme ancak Trump'ın gitmesiyle olur

8 Kasım 2018

ABD’deki Kongre seçimlerinde alınan sonucun güç dengeleri üzerindeki muhtemel etkileri Alman gazetelerinin başlıca yorum konusunu oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/37rbr
USA, Washington:  Präsident Trump bei einer Midterm elections Pressekonferenz im Weißen Haus
Fotoğraf: REUTERS

08.11.2018 - Alman basınından özetler

Die Zeit gazetesinin ABD'deki Kongre seçimlerini ele aldığı yorumunda karamsar bir tablo çiziliyor:

"Yakın gelecek senaryoları üzücü çıkıyor. Kongre toplumdaki, Trump'ın derinleştirip sabitleştirdiği bölünmeyi yansıtıyor. Kavga büyüyecek ama pek bir şey değişmeyecektir. Demokratların Trump karşısındaki tutumu Başkanın üzerindeki baskıya yeni bir nitelik kazandıracaktır. Bunun hayra alamet olmadığını son iki yıl gösterdi. En iyi ihtimalle Başkan başarısızlığından blokaj uygulayan siyasi rakibinin sorumlu olduğunu öne sürüp 2020'de yeniden seçilmek için taraftarlarını karalamalar ve basit oyunlarla seferber etmeye çalışacaktır. En kötü ihtimalle ise siyasi gücünü sonuna kadar kullanmayı deneyecektir. Kesin olan, Trump'ın bundan böyle de Amerikan demokrasisine ve toplumuna zarar vereceğidir. Düzelme ancak Trump'ın siyaset sahnesinden çekilmesinden sonra mümkün olabilir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung Kongre'nin kilitlenmesinin Trump'ın işine yarayacağı ve yeniden seçilme şansını arttıracağı görüşünü savunduğu yorumunu şöyle sürdürüyor:

"Trump'ın iki yıl sonra yeniden seçilme şansının azaldığı söylenemez. Seçim sonuçları, Demokratlara kimin hangi profille Başkanlığa aday olması gerektiğine dair fikir vermedi. Geçmişteki seçimlere de güvenemezler. Clinton Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi çoğunluğun yoğun direnişine rağmen iki yıl sonra ikinci dönemi rahat kazanmıştı. 2010'da alt meclisteki Demokrat çoğunluğu kaybeden Obama da 2012'de zorlanmadan ikinci kez seçilmişti. Trump iki kanattan birini kaybetmenin güç dengesinde meydana getireceği değişikliğin olağanüstü bir durum olmadığını söylemekte haklı. Kongre seçimlerinin dış politikada önemli rota değişikliğine yol açacağını beklemek de abesle iştigal etmektir. Ama bakarsınız sağı solu belli olmayan Başkan gerçekten bazı Demokratlarla dost olup orta yol üzerinde anlaşabilir. Ancak sertleşmenin devam edip ayrılmanın daha da belirginleşmesini beklemek muhtemelen daha doğru olur. Seçimlerin yarı galibi Trump bunun için üzerine düşeni mutlaka yapacaktır. Amerikan karakterinin iki cephesi net bir şekilde birbirinden ayrılmıştır.”

Süddeutsche Zeitung kısmi başarı kazanan Demokrat partiye ılımlı olmayı ve çözüm bekleyen sorunlara odaklanmayı tavsiye ediyor:

"Demokrat parti somut nesnel projelere el atmalı ve örneğin Trump'ın kenarlarından kırptığı sağlık sigortasına yeniden eski şeklini vermeye çalışmalıdır. Asgari ücretin arttırılmasını sağlamalı ve kapsamlı bir altyapı programı başlatmalıdır. Aynı zamanda, çocuk yaşta ülkeye gelip Amerikalı gibi yetişen ama kalıp kalamayacakları belli olmayan göçmenlere Barack Obama'nın verdiği sözün tutulmasını sağlamalıdır. Trump bütün bu konuları tarafların onaylayabileceği şeklide çözüme kavuşturmak istediğini söylemişti. Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elde eden Demokratlar Başkana bu sözlerini hatırlatmalıdırlar. Trump dün söylediğini bugün inkâr edebiliyor. Bütün Amerikalıları ilgilendiren düzenlemelere karşı çıktığı takdirde Demokratlar hem halkın refahı için bir şeyler yapma, hem de duygu yüklü bir dönemde aklın sesi olduğunu gösterme fırsatını yakalayabilir.”

Die Welt gazetesinin yorumunda seçim sonucunun Amerikan toplumundaki ayrılmaya merhem olamayacağı dile getiriliyor:

"Amerika'daki Kongre seçimleri dünyayı ‘fokurdayan bir donukluk' içinde bıraktı. Demokratlar seçmen kitlesinin demokrat kanada kaymasının kendilerine Senato'yu da kazandıracağı umuduna kapılmışlardı. En azından Temsilciler Meclisi'nde açık farkla kazanacakları başarının Senato'yu uyaracağını hesaplamaktaydılar. Büyük galibiyet gelmedi. Ama ayrılmanın kemikleşmeye başladığı ABD, için için kaynamaya devam ediyor. Birileri çıkıp, ‘gelin uzlaşalım, medeni insanlar gibi konuşalım' diyene kadar bu durum devam edecektir.”

DW, dpa, afp/AG, BK

© Deutsche Welle Türkçe