Yüzleşmeye evet, tazminata hayır
31 Temmuz 2018Almanya'nın eski Ekonomik İşbirliği Bakanı Heidemarie Wieczorek-Zeul 2004 yılındaki Namibya ziyareti sırasında "Almanya'nın tarihi, siyasi, etik ve ahlakı sorumluluğunu ve suçunu kabul ettiğini" söylemişti. Bakan bu sözleri İmparatorluk Almanyası askerlerinin yüz yıl önce Alman sömürgeciliğine karşı başlatılan ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırdığı Waterberg'de söylemişti. İleriki yıllarda on binlerce Herero ve Nama Almanlar tarafından öldürülmüş ya da toplama kamplarında can vermişti. Tarihçiler Namibya'daki katliamları 20. Yüzyılın ilk soykırımı olarak tanımlıyor.
Namibyalılar bu sözleri çoktandır bekliyorlardı. Ancak zamanın Sosyal Demokrat-Yeşiller hükümeti çekindiği için Wieczorek-Zeul resmi sıfatını kullanmadan bu sözleri sarf etmişti.
Hükümeti geçmişle hesaplaşmayı koalisyon anlaşmasına aldı
Sömürgecilik tarihi uzmanı Henning Melber görevdeki koalisyon hükümetinin programında Alman tarihinin bu kesitiyle yüzleşmek kararlılığının yer almasının önemli bir adım olduğunu söylüyor. Dışişleri Bakanı Heiko Maas Mayıs ayındaki Mali ziyareti sırasında "geçmişten günümüze ve geleceğe köprü kuracaklarını" söylemişti.
Afrika tarihi uzmanı Profesör Jürgen Zimmerer, "sömürgecilik mirasıyla ilgili tartışmaların önem kazandığını ve eski Doğu Almanya ve Nazi dönemi gibi sömürgecilik geçmişiyle de yüzleşmek zorunda olunduğunu" söylüyor. Gelecek yıl Berlin'de açılacak olan etnolojik koleksiyon sergisi aktivistler tarafından eleştiriliyor.
Müzeler ve arşivlerde eski sömürgelerden objelerin yasal mı yoksa kaçak yoldan mı getirildiği araştırılıyor. Berlin'deki Doğa Tarihi Müzesi'nde sergilenen dinozor iskeleti sömürgecilik döneminde bugünkü Tanzanya'dan İmparatorluk merkezine getirilmişti. Tanzanyalı sivil toplum kuruluşları iskeletin iadesini talep ederken, hükümetten böyle bir talep gelmiyor. Tartışmalı araştırma yöntemlerinde kullanılmak üzere müze ve arşivlerde biriktirilen binlerce insan iskeleti de tartışmalara yol açıyor. Bazı müzeler kemikleri iade etmeye hazır olduğunu duyurdu.
Almanya'nın çaresizliği
Dışarıdan da yoğun baskı geliyor. Herero ve Namaların temsilcileri sömürgecilik dönemindeki soykırımdan dolayı Almanya'dan resmen özür dilemesini istiyorlar. Tanzanyalı gruplar da 1905 – 1907 yılları arasındaki sömürge ordusuyla savaşta ölen 100 ila 250 bin kişi için tazminat talep ediyor. Berlin hükümetine Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan da dolaylı baskı geliyor. Macron eski sömürgelerden çalınan tarihi sanat eserlerini beş yıl zarfında sahiplerine iade edeceklerini açıklamıştı. Almanya'da da hükümetten Fransa'dakine benzer bir karar alması talep edilmiyor.
Hamburglu bilim adamı Zimmerer Almanya'nın sömürgecilik mirasının sadece talan edilen sanat eserlerinden ibaret olmadığını ve toprak gaspı ve soykırımın da Almanya'nın sömürgecilik tarihin birer parçası olduğunu söylüyor.
2014 yılından bu yana Almanya hükümeti "özür dileme" konusunu Namibya hükümetiyle görüşüyor. Almanya'daki seçimlerden önce gelmesi gereken "özür" konusunda taraflar anlaşamadı. Koalisyon hükümeti uzlaşmak istendiğini duyururken, Namibya'da hayal kırıklığı artıyor. Sonunda Herero ve Namalar New York'ta Almanya'ya dava açtı. Amaçları Almanya hükümeti ile doğrudan görüşme ve tazminat taleplerini kabul ettirmekti. Mahkeme henüz bu konuda yetkili olup olmadığına karar vermedi. Almanya uzun süre mahkemeye temsilci göndermeyi ret etti. Sonunda davanın geri çevrilmesi için mahkemeye başvurdu. Almanya'nın başvurusu Salı günü görüşülecek.
Dava açılmış olması bile Berlin üzerindeki baskıyı arttırmaya yetti. Uzman Melber "Almanya'nın başlattığı şeyi, Namibya'yı da tatmin edecek şekilde nasıl sonuçlandıracağını bilemediğini" söylüyor.
Dolaylı yardıma evet, tazminata hayır
Almanya tazminat konusunda yumuşamıyor ve soykırım kavramının kullanılmasının tazminat ödeme zorunluluğu getirmediğini ve yaraları sarmak için siyasi ve ahlaki yükümlülüklerin söz konusu olabileceğini savunuyor. Dışişleri Bakanı Maas Tanzanya ziyareti sırasında "karşılıklı destek ve tazminat talepleri için başka bir yol bulunabileceğini" söylemişti.
Almanya haklı taleplere yol açabilecek bir emsal yaratmak istemiyor. Profesör Melber "Almanya sömürgeci devletlerden sadece biri idi. Sömürgeleştirilenlere duyarlı davranmayan da sadece Almanya değildi. Almanya ile Namibya arasındaki görüşmeler diğer eski sömürgeci ülkelerde endişeyle izleniyor. Almanya'nın diğer sömürgecilere de talepler yöneltilmesine yol açacak bir adım atmasından çekiniliyor” diyor.
Almanya yıllardır dolaylı tazminat ödüyor. Namibya'ya bağımsızlığa kavuştuğundan beri yüksek miktarda kalkınma yardımı yapılıyor. Ayrıca Almanya Herero ve Namaların yaşadıkları bölgeler için de çeşitli projeler hazırlıyor. Ancak bu yaklaşım davacıları memnun etmişe benzemiyor. Önümüzdeki yıllarda diğer eski sömürgelerden de tazminat taleplerinin gelebileceği belirtiliyor. Almanya'nın sömürgecilik tarihiyle yüzleşme süreci yeni başladı. Oldukça uzun süreceği de söylenebilir.
Daniel Pelz
© Deutsche Welle Türkçe