Yunanistan'ın yüzen koruma sistemine tepki

Atina yönetiminin adalar ve anakaradaki mülteci yoğunluğu nedeniyle yeni gelecek mültecilere yönelik planladığı önlemler mülteci örgütleri ve uzmanlardan tepki gördü.

Yunanistan'ın Türkiye'den, Ege Denizi üzerinden adalara gelecek mültecileri önlemek için yüzen bir koruma sistemi kurmaya planladığı haberi önce Alman haber portalı Spiegel Online'de yer aldı. Habere göre söz konusu yüzen koruma sisteminin 2,7 kilometre uzunluğunda bir bariyer görevi görmesi ve teknelerle Avrupa'ya kaçmaya çalışan mültecileri durdurması hedefleniyor.

Avrupa Komisyonu'ndan Perşembe günü konuya ilişkin yapılan açıklamada, Atina yönetimi ile planlanan önlemle ne hedeflendiğinin konuşulacağı belirtildi. Açıklamada, Avrupa Birliği (AB) sınırında kurulacak koruma sisteminin AB hukukunu ihlal etmediğine dikkat çekilerek ancak bu koruma sisteminin mültecilerin iltica başvurusu yapmalarını  engellememesi gerektiği ifade edildi.

"Yunanistan her geçen gün acımasızlaşıyor"

Merkezi Almanya'nın Aşağı Saksonya Eyaleti'nde olan Mülteciler Konseyi de Yunanistan'ın planladığı sistemin şimdiye kadar sadece petrol sızıntısı oluşan yerlerde, denizi petrol tabakalarından korumak üzere yapıldığı eleştirisini yöneltti. Mülteciler Konseyi Başkanı Kai Weber, Nobel Barış Ödülü'nü almış olan Avrupa Birliği'nin bu tarz bir uygulamayla insan haklarının koruyucusu olma pozisyonunu koruyamayacağını dile getirdi.

Avrupa Birliği mültecilere yönelik ortak bir kabul sistemi uygulamadığı için Yunanistan'ın her geçen gün mültecilere karşı daha acımasız bir tavır takındığını belirten Weber, Yunan adalarında mültecilere "çöp muamalesi" yapıldığını söyledi.

"Yunanistan'ın yardım çağrıları karşılıksız"

Yardım örgütü Diakonie Almanya da Alman hükümeti ve AB üyelerinin aylardır, kapasitesinin çok üstünde mülteci ağırlayan Yunan adalarına dair çözüm sunamadıklarını hatırlattı. Diakonie Başkanı Ulrich Lilie, ayrıca Yunanistan Göç Bakanı'nın da yardım çağrısının karşılıksız bırakıldığını hatırlattı.

Almanya'nın Yunanistan'da insanlık dışı şartlarda kalan mültecileri ülkeye kabul etmesinin hem mali hem de lojistik olarak mantıklı olmadığını söyleyen Lilie, ancak mültecileri tecrit etmenin de doğru olmadığını belirtti.

DW,dpa/GA,HS

© Deutsche Welle Türkçe