Yunanistan'ın firari subaylar ikilemi
21 Temmuz 2016Yunanistan'ın sınır kenti Dedeağaç alışılmadık manzaralarla karşılaştı. Yüzünü elleriyle kapatmaya çalışan sivil kıyafetli Türk askerleri polis tarafından mahkemeye çıkarılırken yüzlerce kişi ‘hainlerin' Türkiye'ye iade edilmesi için tempo tutuyor. Helikopterle Yunanistan'a kaçan Türk askerleri derhal siyasi iltica hakkı için başvuruda bulunuyorlar. Subaylar önce sınırı izinsiz geçme ve Yunan hava ulaşımı yasalarını ihlal suçlarından yargılanacaklar.
Firari subaylar perşembe günü hakim karşısına çıkarıldıklarında avukatları Vassiliki Marinaki Deutsche Welle muhabirine, ‘davanın bir günde kapanacağını, suçlamanın mesnetsiz olduğunu ve müvekkillerinin tecilli cezalandırılmalarını beklediğini' söyledi. Ceza davasına paralel olarak yürütülen iltica başvurularının sonuçlandırılmasının ise zaman alacağını o da teslim etti. Marinaki, Türkiye ile Yunanistan arasında suçluların iadesi anlaşması olmamasına rağmen, iltica başvuruları kabul edilmediği takdirde subayların Türkiye'ye iade edilebileceğini dile getirdi. İltica başvurularının birkaç haftaya kadar karara bağlanması bekleniyor. Yunanistan Hükümeti yargının bağımsızlığına vurgu yaparak firari subaylar hakkında açıklama yapmadı. Avukat Marinaki hükümetten herhangi yönde baskı gelmediğini söyledi.
Atina iki arada bir derede
Firarın siyasi etkisi ortaya çıkmaya başladı.Türkiye'nin Atina Büyükelçisi basın toplantısı düzenleyerek, ‘Yunanistan'a kaçan subayların adil bir şekilde yargılanacaklarını, ülkeye girmelerine izin vermesinin hata olduğunu ve iade edilmemelerinin ikili ilişkilere yarar sağlamayacağını' belirtti. Büyükelçinin sözleri Yunan medyasında sert dille eleştirildi. Televizyon ve gazetelerde, Türkiye'nin ikili ilişkileri zorladığı, hatta Türkiye'nin provokasyonuyla karşılaşıldığı dile getirildi.
Atina'daki Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nden Konstantinos Filis Atina'nın zor bir ikilemle karşı karşıya olduğunu ve hükümetin gerçekçi politikanın gerekleriyle devletler hukuku kuralları arasında iyice ölçüp biçmek zorunda olduğunu belirtti. Filis, “Erdoğan mantığıyla hareket edecek olursak, yargıyı devre dışı bırakarak subayları yakalarından tutup Türkiye'ye iade etmemiz gerekir. Ancak Bir Avrupa Birliği (AB) ülkesinden bu beklenemez” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak hangi yönde olursa olsun, en kısa zamanda karar vermesi Atina'nın menfaatine olacaktır. AB dış ilişkiler temsilcisi kanalıyla Yunanistan'a siyasi destek sağlayabilir. Türk subaylarıyla ilgili anlaşmazlığı salt Türkiye ile Yunanistan'ı ilgilendiren bir konu olarak görmememiz iyi olur.”
Gözaltına alınan subaylar ölümle tehdit edildikleri gerekçesiyle başka bir karakola nakledildiler. Yetkililer güvenlikleri açısından yerlerinin değiştirildiği ve herhangi olumsuz bir gelişmenin söz konusu olmadığını belirttiler.
Baskı aracı mülteciler
Siyaset bilimcisi Filis Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘ülkesinde işi başından aşkın' olduğu için gerginliği tırmandıracağını sanmadığını belirtti. Filis, “Şimdi Erdoğan, devlet, yargı ve askeriyede köklü değişiklikler yapacak. Bu ortamda yeni ‘cepheler' açmak siyasi intihar anlamına gelir” dedi.
Uluslararası İlişkiler Enstitüsü uzmanı Konstantinos Filis, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB ile vardığı geri kabul anlaşmasını rafa kaldırıp on binlerce mültecinin Yunan adalarına geçmesine izin vermesinin mümkün olduğunun da unutulmaması gerektiğini söyledi. Yunanistan Muhaceret Bakanı Yanis Mouzalas ise ‘Türkiye'deki gelişmelerin mülteciler krizi üzerinde etkili olabileceğini' belirtmekle yetindi.
Konstantinos Filis Türkiye'deki olayların yeni bir mülteci akınına yol açabileceğini dile getirdi. Filis, “Hedef gösterilen binlerce kişi artık Türkiye'de yaşayamaz. 1980'li yıllarda da böyle bir durumla karşılaşmıştık” dedi.
© Deutsche Welle Türkçe
Jannis Papadimitriou