Yunanistan Türk askerlerini tartışıyor
19 Temmuz 2016Türkiye'deki başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi sonrası cumartesi sabahı 8 Türk askeri Yunanistan'a kaçmış ve helikopterleri Dedeağaç'a inmişti. Alana indikten hemen sonra gözaltına alınan askerler, Yunanistan'da sınırı yasadışı yollarla geçmekle suçlanıyorlar.
Türkiye, askerlerin en kısa sürede iade edilmesini isterken, Yunanistan Başbakanı Tsipras askerlerin iadesi için gerekenlerin yapılacağını açıkladı. Yunan yetkililerden gelen son açıklamada da askerlerin siyasi sığınma taleplerine ilişkin tüm insan haklarını koruyan sözleşmelerin titizlikle inceleneceği vurgulandı. Askerlerin iadesine yönelik hukuki süreci, Yunan hükümetinin görüşünü, Türkiye'deki darbe girişimi ve sonrasındaki geniş kapsamlı operasyonların Yunan basınına yansımalarını DW Yunanca Bölümü'nden Gazeteci Dimitra Kyranoudi ile konuştuk.
DW Türkçe: Yunan basınında, Türk askerlerinin siyasi sığınma talepleri nasıl görülüyor?
Kyranoudi: Yunan basınında hâkim görüş, askerlerin durumunun Türkiye - Yunanistan ilişkilerinin yanı sıra Yunanistan - Avrupa ilişkileri açısından da önem taşıdığı. Basın, askerlerin iade sürecinin iki ülke arasında son yıllarda yaşanan en kritik an olduğunu yazıyor. Kathimerini gazetesinde bugün konu manşete taşındı. Gazete, askerlerin iade sürecinde hükümetin çok iyi bir denge tutturmak zorunda olduğunu ve atılacak diplomatik adımlara dikkat etmesi gerektiğini yazıyor. Haberde, Türkiye'nin Atina'daki büyükelçisi Kerim Uras'ın da açıklamaları var. Büyükelçinin, askerlerin iade edilmemesinin iki ülke ilişkilerini etkileyeceğini belirttiği açıklamasını da aktarıyor. Genel olarak basın konuya temkinli yaklaşıyor. Yorumlardan ziyade, veriler ve hükümetin atması gereken adımlara dair haberlere yer veriliyor. Ben de askerlerin iadesinin bir hukuki karar olduğu görüşündeyim. Yunan hukukunda emsal teşkil edecek farklı bir vaka bulunmuyor. Ülkede bazı hukukçular konuya sadece hukuki açıdan yaklaşıp, kararın hukuka uygun olması gerektiği görüşünde. Hukukçular ayrıca askerlerin her halükarda adil yargılanması gerektiğini savunuyor.
- DW Türkçe: Askerlerin yargı sürecinde son durum nedir?
Kyranoudi: Askerlerin durumuna ilişkin iki hukuki sürecin olduğunu söyleyebiliriz. İlki, askerler sınırı yasadışı yollardan geçtikleri suçlamasıyla perşembe günü Dedeağaç'ta mahkeme karşısına çıkarılacak. Diğer konu ise siyasi sığınma talepleri. Talebin bugün ilk incelemesi yapıldı Dedeağaç'ta. İkinci bir inceleme daha yapılacak. Erdoğan ile Tsipras arasında dün bir telefon görüşmesi yapıldı. Tsipras bu görüşmede, askerlerin siyasi sığınma taleplerine ilişkin kararın, uluslararası hukuka uygun ve en hızlı şekilde tamamlanacağını aktardı. Bu görüş hükümetin görüşünü temsil ediyor. Hükümet iade kararını siyasi değil hukuki bir karar olarak değerlendiriyor. Bu nedenle siyasilerden konuya dair açıklama yapılmıyor. Ancak siyasiler arasında askerlerin iade edilmemesi durumunda iki ülke ilişkilerinin zarar göreceği görüşü de hâkim. Kulislerde ilişkilerin zarar görmesi pahasına, yine de hukuka bağlı kalınması gerektiği görüşü hâkim diyebilirim. Ayrıca idam cezasının geri getirilme önerilerini düşünürsek, Yunanistan'ın bu şartlarda askerleri iade etmesi mümkün olamaz. Yunanistan Dışişleri Bakanı'ndan bugün bir açıklama geldi. Bakan, askerlerin iade süreçleri ve siyasi sığınma taleplerinin Yunan ve Avrupa hukukuna göre olacağını açıkladı. Askerlerin ilk duruşmalarının perşembe günü olduğunu hesaba kattığımızda sürecin Yunan hukukuna göre çok hızlı ilerletildiğini söylemek mümkün.“
DW Türkçe: Türkiye'deki başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi sonrası hükümetin gözaltı ve görevden alma operasyonları Yunan basınında nasıl değerlendiriliyor?
Kyranoudi: Erdoğan'ın tutumuna ilişkin basında çok sayıda görüş ve yoruma yer alıyor basında. Dört gündür Türkiye’de olanlar an an aktarılıyor. Gazete ve televizyonlardaki genel kanı, Türkiye'yi gelecekte çok tehlikeli günler beklediği. Neredeyse tüm gazete ve televizyonlar idam cezasının geri getirilmesi taleplerini sert dille eleştiriyor. Basında Erdoğan'ın darbeye karşı darbe yaptığı görüşü de hâkim. Örneğin Efimerida ton Sintakton gazetesi, darbe girişimi sonrası hükümetin tutumunun bir demokrasi sınavı olduğu yorumunu yapıyor. To Vima gazetesi ise Türkiye'de kaos adlı bir yoruma yer vermiş. Gazeteye göre Kürt sorunu nedeniyle bölünmüş bir ülke var. Şimdi bir de bu bölünmüş ülkeye Erdoğan İslamcı rejimini yerleştirmeye çalışıyor. Yorumu şöyle özetleyebilirim; Türkiye'deki demokrasinin hala yetersiz olduğu. Yine Kathimerini de tamamen Erdoğan'a yönelik bir yorum bulunuyor. Yorumun başlığı, ‘Demokrasi adı altında monarşi başlığını taşıyor.' Bu yorumun ana fikrinin de Erdoğan'ın artık tek başına her şeyi yapabildiği olduğunu söyleyebilirim.
© Deutsche Welle Türkçe
Gezal Acer