YORUM: Çernobil’den 25 yıl sonra
12 Mart 2011Japonya’da meydana gelen doğal afetin ardından nükleer santrallerden yayılan radyasyon bulutları, doğanın dayanılmaz gücü karşısında insanların ne kadar aciz olduğunu bir kez daha gösterdi. Bundan 25 yıl önce Çernobil’de meydana gelen nükleer faciadan hiç ders alınmamış gibi deprem bölgelerinde kurulan nükleer santrallerin çevreye ve insanlara verebileceği zararın ulaşabileceği boyutlar Japonya’da gözler önüne serildi.
Depremde kaç kişinin öldüğü, yaralandığı veya evsiz barksız kaldığı sayılabilir. Depremin ardından oluşan korkunç tsunaminin verdiği zarar da zaman içinde saptanabilir. Ancak nükleer santrallerden sızan radyasyon dalgalarının sonuçlarını bilmek, saptamak veya öngörmek mümkün değildir. Çernobil faciasının ardından o bölgedeki insanların acıları dinmedi, çevreye yönelik tehlikeler sona ermedi.
Şimdi dünya borsalarında pazartesi günü endişeyle bekleniyor. Kimi kaynaklar “Kara Pazartesi” konusunda uyarıyorlar. Bir tarafta insanlar hayatlarını, umutlarını, evlerini kaybederken diğer tarafta insanlar yatırımlarını yitirmekten korkuyorlar. Hükümetler kriz zirvelerinde alınması gereken tedbirleri saptamaya çalışırken, afet bölgelerindeki insanlara yardım amacıyla arama ve kurtarma ekiplerini yola çıkarıyorlar.
Japonya gibi yüksek teknolojinin sembolü bir ülkenin içine düştüğü çaresizliği görüp, gerek nükleer enerji gerekse depreme karşı önlemler gibi konularda acaba kafalar değişecek mi? Doğanın nerede tekrar insanlara sınırlarını göstereceği bilinmez. Doğal felaketlerden korunmak mümkün değil. Sorumlulardan beklenen, acıları, maddi zararı asgariye düşürmek için gereken önlemleri almaları. Bu, özellikle deprem riski taşıyan bölgelerde nükleer tesis kurmaktan kaçınmayı da şart koşuyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Yorum: Baha Güngör
Editör: Murat Çelikkafa