Fener Rum Patriği Bartholomeos Ukrayna Ortodokslarına bağımsızlık tanıdı. Diğer piskoposların onayını almadan tek başına davrandığından kilise hukukunu çiğnemiş oldu. Aynı zamanda birkaç yıl önce yaptığı Ukrayna ile ilgili açıklamalarına da ters düştü. Patrikler Bartholomeos'a itaat etmeyeceklerini duyururken Yunan Ortodoks Kilisesi Fener Patriği'ni eleştirdi. Polonya ve Çekya Başpiskoposları da ona cephe aldılar.
Karar ABD Dışişleri Bakanı, eski Başkan Yardımcısı Joe Biden ve eski CIA Başkanı'nı ise memnun etti. Washington Doğu Avrupa Ortodoks Kilisesi'nin bölünmesini teşvik ediyor. Ruhani bile olsa Rusya'nın Ukrayna üzerindeki etkisinin kırılmasını istiyor. ABD açısından bu meşru bir yaklaşımdır. Amerikan kamuoyu 400 yıl önce ruhban meclisinde alınan kararın günümüzde de geçerli olabileceğine akıl erdiremiyor. Amerika'nın kimliğinde özgürlük, öncelikle de din ve inanç özgürlüğü önemli yer tutar. Amerika yüzyıllar boyunca, başka yerlerde takibata uğrayan insanların kaçıp yerleştiği ülkedir. Ancak Amerika aynı zamanda dünyayı misyonerlerle saran sayısız tarikatların da anavatanıdır.
Patriğe devlet başkanı baskısı
Fener Rum Patriği karar vermede acele etmemeli ve kiliseler hukukuna uygun olarak bütün taraflarla uzlaşı aramalıydı. Ama Bartholomeos öncelikle Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko tarafından aceleye zorlandı. Yolsuzluk, Batı'dan yatırım sermayesi gelmemesi ve Doğu Ukrayna'daki savaş yüzünden prestij kaybeden Poroşenko Mart ayındaki seçimi düşünüyor. Ukrayna'nın ulusal kilisesine kavuşmasının oylarını arttırmasını umuyor.
Ancak çoğu Ukraynalı ulusal kiliseye kavuşmanın hayırlı olacağından şüphe duyuyor. Ortodoks cemaatlerin büyük çoğunluğu kilise hukukuna göre egemen sayılan Moskova Patrikliği'ne bağlı kalacak. Fener Patriğinin kurulmasına izin verdiği kilisenin tek birleştirici yanı Rusya karşıtlığı. Bu tutkal uzun dayanmaz. Üstelik Bartholomeos, patrik kendisi olduğundan Ukrayna Kilisesi'ne tam bağımsızlık tanımış da değil. Başka Ortodoks Kiliseleri ruhani hukukun öngördüğü bu kompozisyonu benimsemiyor.
Anlaşmazlığın tırmanmasında Moskova Patriğine de sorumluluk payı düşüyor. Patrik Kirill, Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin'in yanından ayrılmıyor. Doğru olmasa da Ukraynalılar Kirill'e Kremlin'in uzantısı gözüyle bakıyorlar. Moskova Patriği'den Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesinde ısrar etmesi, birleştirici olması ve daha fazla çaba göstermesi bekleniyor.
Konstantinopolis dündü
Ulusal Ortodoks Kiliseleri modern çağa, siyasi ve sosyal gerçekliklere ayak uydurmaya ihtiyaç duymuyor. Yunan Ortodoksları halâ ‘Konstantinopolis Patrikliği'nden' söz ediyorlar. Doğu Roma İmparatorluğu'nun eski merkezi yüz yıllardır İstanbul adını taşıyor. Fener Rum Patriği'nin nüfuz alanı eskisi gibi geniş değil. Fener Patrikhanesinin neden halâ Ortodoksluğun merkezi sayıldığına akıl erdirmek zordur. Ortaçağda öyle olduğundan mı? Yoksa Yunanlar İstanbul'u geri almayı mı umuyorlar? Bütün bunlar saçmalıktan ibarettir. Başpiskoposluk miadını doldurmuştur. Uzlaştırıcı olacağı yerde anlaşmazlık ve nifak çıkarmaktadır. Bugün Ukrayna'da, Estonya'da ya da Bulgaristan'da, yarın da belki dünyanın başka yerlerinde.
Son haftalarda tanık olduğumuz kiliseler anlaşmazlığı üzücü ve hatta trajik olmakla birlikte yeni fırsatlara da zemin hazırlayabilir. Ulusal Ortodoks Kiliseleri demokratikleşmeye ve hak eşitliğine karar verebilir, Başpiskoposluk her yıl el değiştirebilir. Demokrasi ve hak eşitliği açıklık ve hoşgörüyü teşvik eder ve kimse hukukun ve birlikte kararlaştırılmış kuralların dışına çıkmayı göze alamaz.
Miodrag Soric
© Deutsche Welle Türkçe