Angela Merkel'in sonu göründü
26 Eylül 2018Meclis grup başkanları ne yaptıkları ne kadar az bilinirse o kadar başarılı sayılırlar. Alman siyasi partiler siteminde grup başkanlarına, meclis grubu çoğunluğunun genel başkana desteğini garanti altına alma görevi düşer. Genel başkan aynı zamanda başbakan ise, meclis grup başkanı hükümet liderinin görevini sakin bir şekilde yapabilmesine yardımcı olur. En azından teorik olarak işleyiş böyle.
Ancak Almanya hükümetinin işleri sakin yürümüyor. Uzun zaman alan koalisyon görüşmeleri entrikalarla, istifalarla ve erken seçim tehdidi altında geçmişti. Genel seçimlerden tam bir yıl sonra koalisyonun dağılması ve Almanya'nın kendine yeni bir hükümet aramak zorunda kalması an meselesi sayılıyor.
"Saray ihtilali"
Sadece koalisyon ortaklarının sürekli tartışıp karşılıklı güç sınamaları yüzünden halkın nezdinde inandırıcılığını kaybetmiş olmalarından değil.
Başbakan Merkel şimdi de kendi parti grubundaki çoğunluğunu kaybetti. Uzun yıllar en yakın çevresinde yer alan Volker Kauder'in Meclis Grup Başkanlığını kaybetmesi bir saray ihtilali ve bu tek bir senaryo ile sonuçlanabilir: 13 yıldır Almanya ve Avrupa'nın kaderinin belirlenmesinde önemli rol oynayan Angela Merkel'in aday olmayacağı bir erken seçim.
ABD Başkanı Donald Trump Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Almanya'yı eleştirdiği sırada şimdiye kadar pek tanınmayan Ralph Brinkhaus'un grup başkanlığına seçildiğinin açıklanması, Avrupa'nın en güçlü ekonomisine sahip ülkesine tuhaf bir görüntü verdi.
Alman milletvekillerinin büyük çoğunluğunun durumun ciddiyetini kavrayamadığı anlaşılıyor. Halk onları ülkenin esenliğine katkıda bulunmaları için seçmişti. Haftalarca hükümetin işlerini kişisel kaprisler ve önemsiz konular yüzünden sürüncemede bırakmaları ve sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisini güçlendirmeleri için değil.
Güvenilebilir tek isim zayıflatılıyor
Koalisyon hükümetinin ve de bu zor dönemde Almanya'yı sorumluluk bilinciyle yönetebilecek çaptaki aktörlerin ilk günden bu yana ortak siyasi projeleri olmadı. "Tarihi" sıfatını hak eden Salı gününe kadar tek güvenilir isim, koalisyon hükümetindeki ve partisindeki çatlakların üstünü örtmeyi becerebilen Angela Merkel idi.
Lakin o günler artık geride kaldı. Hristiyan Birlik (CDU/CSU) milletvekilleri sadece Volker Kauder'i düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda içinde bulunduğumuz bu dengesiz dönemde Başbakanı da zaafa uğrattılar. Artık Angela Merkel döneminin sonuna mı gelindiği değil, sonun ne kadar çabuk geleceği tartışılıyor.
Durumun önemi, sadece AfD ve Donald Trump'ı çok sevindirecek bir gelişme olmasından kaynaklanmıyor.
Ines Pohl
© Deutsche Welle Türkçe