Yeni vergiler tüketiciyi nasıl etkileyecek?
2 Kasım 2019Dijital Hizmet Vergisi, Konaklama Vergisi, Değerli Konut Vergisi, gelir vergisi tarifesine yeni dilim ve oran eklenmesi gibi düzenlemeleri de içeren kanun teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Teklif, TBMM Genel Kurulu'na gelecek. Genel Kurul'da da kabul edilirse Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulacak.
Dijital platformlar
Komisyondan geçen kanun teklifine göre Google, Apple, Facebook, Instagram, Netflix, Spotify gibi teknoloji devlerinin sundukları hizmetlerden “Dijital Hizmet Vergisi” kapsamında hasılat üzerinden yüzde 7.5 oranında vergi alınacak. Türkiye'de elde edilen hasılatı 20 milyon TL veya dünya genelinde 750 milyon eurodan az olanlar vergiden muaf olacak.
Dijital hizmet vergisi, dünyada da tartışılıyor. Bunun nedeni, küresel teknoloji devlerinin sadece kendi ülkesinde vergilendirilirken, hizmet sunduğu ve gelir elde ettiği ülkeler için ciddi vergi kaybı oluşturması.
G7, G20, Avrupa Konseyi ve OECD işbirliği yaparak küresel bir dijital vergi çerçevesi oluşturmaya çalışıyor. Avrupa Komisyonu, eylül sonunda, bu konuda 2020 yılı sonuna kadar küresel bir çerçeve oluşturulamazsa AB’nin tek başına harekete geçeceğini duyurdu.
Fransa’da dijital hizmet vergisi yüzde 3 oranında uygulanmaya başlandı. İtalya 2020’de yüzde 3 vergi almaya başlayacak. İngiltere’de ise yüzde 2 oranında uygulanmasına yönelik tasarı aralık ayında yapılacak seçimler nedeniyle ertelendi.
Fiyatlara yansıması bekleniyor
Peki dünyada genel olarak yüzde 3 civarında uygulanması beklenen Dijital Hizmet Vergisi’nin Türkiye'de 7.5 olması teknoloji şirketleri açısından ne ifade ediyor?
Vergi uzmanlarına göre, söz konusu vergi oranı dijital hizmet sağlayıcıları tarafından ödenecek de olsa da fiyat artışlarıyla tüketiciye de yansıyabilir. Komisyonda kabul edilen kanun teklifine göre, dijital hizmet vergisi, bu hizmeti alan tüketicilere sunulan fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilmeyecek. Ancak bu vergi nedeniyle maliyet kalemleri artacak olan teknoloji platformlarının Türkiye'deki fiyat politikalarını da artık bu yeni vergiye göre belirlemesi bekleniyor.
Vergi uzmanı Dr. Ozan Bingöl, Dijital Hizmet Vergisi'nin yeni teknolojiler ve iş yeri tanımının değişmesiyle birlikte doğru bir düzenleme olduğunu belirterek, ancak oranın çok yüksek olmasının olumsuz olduğunu söylüyor. Bingöl, "Bu oran, dijital hizmet sağlayıcıları tarafından mümkün olduğu kadar nihai tüketiciye yansıtılmak istenecektir. Bunun doğal bir sonucu olarak da bu hizmetlerden yararlananlar artık bu hizmetleri yüzde 7.5'e kadar çeşitli oranlarda zamlı olarak alma durumunda kalacaklar. Yani yük yine nihai tüketicinin sırtına binecek” yorumunu yapıyor.
Erişime engelleme olabilir
Dijital hizmet vergisini ödemeyen platformların isimleri ve bilgileri ise Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde ilan edilecek. İlandan itibaren 30 gün içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarının, hizmetlerine erişim Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın teklifi üzerine, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile erişim sağlayıcıları tarafından engellenecek.
Vergi hukuku uzmanı Dr. Bumin Doğrusöz, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada “Yurtdışı merkezli hiçbir firma konsolide bilançolarını Türkiye'ye vermez. Dolayısıyla erişim engellenmesi kesinlikle olacaktır” diyor.
‘İltimaslı bir grup doğabilir’
Kanun teklifinde ayrıca Cumhurbaşkanı’na vergi oranını hizmet türüne göre yüzde 15'e kadar çıkarma ya da yüzde 1'e kadar indirme yetkisi de veriliyor.
Vergi uzmanı Dr. Ozan Bingöl'e göre, bu madde verginin yasallığının etkileyen nitelikte. Söz konusu yetkinin Anayasa'nın 73. maddesine dayandığını ifade eden Bingöl, "Yürütme organına verilen yetki her ne kadar Anayasa’nın 73. madddesine dayansa da verginin yasallığını etkiliyor. Vergilendirme parlamento yetkisindedir. Temsilsiz vergilendirme olmaz. Cumhurbaşkanı’na üst sınırda yetki vermek, vergilendirmede keyfi ve takdiri eylem doğurur. İltimaslı bir grup doğabilir. Vergi adil ve eşit uygulanmalı” diye konuşuyor.
‘Değerli’ konut vergilendiriliyor
Öte yandan komisyonda kabul edilen kanun teklifine göre, değeri 5 milyon lirayı aşan konutlardan ‘değerli konut vergisi’ alınacak.
Değeri 5-7.5 milyon lira arasında olan konutlar binde 3, 7.5-10 milyon lira arasında olan konutlar binde 6, 10 milyon lira ve üzerinde olan konutlar ise binde 10 oranında vergilendirilecek.
Gayrimenkul veri analizi platformu Endeksa'nın değerli konutlara ilişkin araştırmasına göre, söz konusu vergiden 150 bine yakın mülk sahibi etkilenmesi bekleniyor.
Değeri 5 milyon lira ve daha yüksek olan konut sayısı ülke genelinde 35 ilde 147 bin 256 adedi buluyor. Bu alanda başı 121 bin 42 adetle İstanbul çekerken, kentteki toplam konut sayısının yüzde ikisi 5 milyon lira ve daha yüksek değer taşıyor. İkinci sırada 11 bin 38 adet konutla Muğla yer alırken, bu ili 8118 konutla İzmir, 2015 konutla Antalya, 1041 konutla Ankara izliyor.
Konaklamaya kişi başı vergi
Teklifle, "Konaklama Vergisi" adı altında yeni bir vergi getiriliyor. Buna göre, otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart hotel, misafirhane ve kamping gibi konaklama tesisleri ile dağ ve yayla evi gibi kırsal turizm tesislerinde verilen geceleme hizmeti konaklama vergisine tabi olacak. Konaklama vergisi beş yıldızlı otellerde kişi başına gecelik 18 TL olarak belirlendi. Söz konusu vergi, 4 yıldızlı otellerde 12 TL, 3 yıldızlı otellerde 9 TL, 2 ve 1 yıldızlı otel, motel, pansiyon ve kampinglerde 6 TL olacak.
DW Türkçe'de konuşan Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, konaklama vergisinin henüz taslak halinde olduğunu, sektör temsilcilerinin bu konuda yetkililerle müzakerelerinin devam ettiğini belirtiyor. Ayık’ın verdiği bilgiye göre turizmciler, pazartesi günü konuyla ilgili toplantı yapacak.
Asgari ücretliye iyileştirme yok
Aynı kanun teklifinde Kurumlar Vergisi oranı finans sektöründeki şirketler hariç olmak üzere diğer kurumlar için kademeli olarak düşürülüyor. Oran 2020 yılı için yüzde 20 izleyen yıllar için yüzde 18 şeklinde belirlendi. Gelir vergisi oranlarında da değişikliğe gidilirken, yapılması planlanan değişiklikte asgari ücretliye yönelik bir iyileştirme yer almadı. Buna göre yıllık kazancı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve işsizlik sigortası düşüldükten sonra 18 bin TL'ye kadar olan ücretliler yine eskisi gibi yüzde 15 vergi ödeyecek. Gelir vergisinde vergileme dilimleri ise yüzde 15-20-27-35- 39-43 ve 45 olmak üzere 7'ye yükseltiliyor. Buna göre 500 bin TL-750 bin TL arası gelir elde edenler için vergi oranı yüzde 39, 750 bin - 1 milyon TL arası için yüzde 43, 1 milyon TL ve üzeri için yüzde 45 olarak uygulanacak.
Bumin Doğrusöz, kayıt dışılığın bu kadar yüksek olduğu bir ekonomide gelir vergisi oranlarının artırmanın bir anlamı olmadığını, bu durumun kayıt dışılığı daha da artırabileceğini vurguluyor. Doğrusöz'e göre vergi dilimlerindeki değişiklikten önce kayıt dışının önüne geçilecek bir çözüm bulunmalı.
‘Adaletsizliği daha da artıracak’
DW Türkçe'ye konuşan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da son kanun teklifinin vergi adaletsizliğini daha da artıracağı görüşünde. Çerkezoğlu, asgari ücretliden vergi alınmasının kabul edilemez olduğunu belirtiyor. Türkiye'de dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki oranının yüzde 65 olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, “Toplam vergilerin dörtte üçünü dar gelirliler ödüyor. Kurumlar vergisi toplam vergi içinde düşük bir oran oluşturuyor. Son kanun teklifiyle onu da aşağı çekiyorlar. Bu, adaletsizliği daha da artırır” diyor.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ise kanun teklifinin, gelir vergisinde öngörülen değişikliklerin yanı sıra, dijital hizmetler vergisi, değerli konut vergisi ve konaklama vergisi gibi ekonomiye oldukça ağır yükler getiren yeni vergileri de içerdiğini belirterek, "Yeni vergi düzenlemesi için özel sektör ile istişare çok önemlidir” açıklamasını yaptı.
Pelin Ünker
©Deutsche Welle Türkçe