Yediğimiz balıkların hepsi güvenilir mi?
7 Kasım 2019Greenpeace Akdeniz'in, Ege, Marmara Denizi ve Akdeniz’den topladığı balık örneklerinde mikro plastik tespit etmesi, "denizden babam çıksa yerim” diyenlerin bir kez daha düşünmesini gerektiriyor. Greenpeace Akdeniz'in araştırmasına göre Türkiye'nin denizlerinden çıkan tekir, istavrit, barbun mırmır ve kefal türü balıkların yüzde 44,3'ünde mikro plastik tespit edildi. Aynı araştırmaya göre midyede yüzde 91,2; kırmızı karideste yüzde 18,8 oranında mikro plastiğe rastlandı.
Mikro plastikler günlük hayatta kullandığımız plastiklerin ufalanarak daha küçük hale gelmesiyle oluşuyor. Beş milimetreden daha küçük plastiklere mikro plastik deniliyor.
DW Türkçe’ye konuşan Greenpeace Akdeniz Plastik Proje Sorumlusu Nihan Temiz Ataş, araştırmanın, plastik kirliliğinin denizin dibine doğru ilerlediğini gösterdiğini vurguluyor. Mikro plastiklerin sindirim sistemine karışabildiğine dikkat çeken Ataş, bunun da insan sağlığı için büyük bir risk olduğunu söylüyor.
Denizlerdeki ağır metal kirliliği
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ise denizlerdeki ağır metal kirliliğine dikkat çekiyor. Buna göre maden işletmeleri ve sanayinin yarattığı emisyonlar, yeterince geri dönüşüme tabi tutulmadığı için akarsular ve denizlerde birikiyor.
Kocaeli Üniversitesi’nde yapılan araştırmalarda İzmit Körfezi’nde yüksek oranda ağır metale rastlandı. Ağır metallerin insan sağlığına ise ciddi etkileri bulunuyor. Hamzaoğlu, “Sinir sisteminden, mide bağırsak sistemine kadar, üreme sisteminden, solunum sistemine kadar ciltte dahil olmak üzere pek çok alanda sağlık etkileri var” diyor.
Azalan balık sayısı
Öte yandan çevresel etkiler ve bilinçsiz avlanma nedeniyle denizlerdeki balık varlığı da azalıyor. Yıllık balık tüketimi 400 bin tonun üzerinde olan Türkiye’de 2017’de 630 bin ton balık avlandı. Önemli bir balık ihracatçısı da olan Türkiye, iç tüketimi karşılamak için ise balık ithal ediyor. Balık ithalatı son beş yılda yüzde 45 arttı.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Türkiye’de balığın pahalı olduğunu, bu nedenle Senegal, Moritanya gibi Afrika ülkelerinden balık getirildiğini anlatıyor. Bu balıkları hijyenik bulmayan Öztürk, “İthal balıklar çok iyi analiz edilmeli” diyor. Öztürk, kirlenmeyi ve aşırı balıkçılığı azaltarak doğal stoklarını güçlendirmesi gerektiğini vurguluyor.
Türkiye’de verimli av yapılmaması nedeniyle balık fiyatları da artıyor. Geçen yıl 5 lira olan hamsinin kilosu 25 liraya kadar çıktı.
Pelin Ünker/İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe