Yaptırımlar çözüm mü?
17 Ekim 2012AB, İran'a yönelik yaptırımları sıkılaştırma kararı aldı. Yeni yaptırımlar özellikle İran'ın can damarını, yani enerji sektörünü hedef alıyor. Bu yılın temmuz ayından beri devam eden petrol ambargosunu, her ne kadar İran'ın hâlihazırda Avrupa Birliği'ne doğal gaz ihracatı bulunmuyor olsa da şimdi de doğal gaz ambargosu takip ediyor. İlave yaptırımlarla İran hükümetine önemli finansman sağlayan 34 şirket ve kuruluşun Avrupa Birliği'ndeki mal varlıkları donduruldu.
AB dışişleri bakanlarının üzerinde anlaştıkları yaptırımlar arasında en dikkat çekenlerden birini malî işlemlere genel bir yasak getirilmesi oluşturuyor. İnsanî yardım, gıda ve ilaç, yasak kapsamının dışında tutulurken, Avrupa Birliği malî işlem yapacak şirketlere önceden hükümetlerinden onay alma şartını da getirdi.
Ekonominin belini büktü
Doğal gaz ve petrol Tahran hükümetinin başlıca gelir kaynağı. Yeni yaptırımların İran'ın enerji sektörünü iyiden iyiye zayıflatacağı tahmin ediliyor. Kısa adı ASPO olan Pik Petrol ve Gaz Çalışmaları Birliği'nin basın sözcüsü Volker Blandow uygulanan ambargonun şimdiden İran ekonomisinin belini büktüğüne dikkat çekiyor:
"Bu durum haliyle İran ekonomisinin canını yakmakta. Zira ekonomi büyük oranda petrol ihracatından gelen gelire bağlı. Gayrisafi yurtiçi hâsılanın yüzde 30 ile 40'ının petrol ihracatına dayandığı söyleniyor. Bunun yüzde 20 ile 30'unun eksilmesiyse gerçekten can yakan bir durum."
Ahmedinejad meydan okuyor
Ancak İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad hâlâ durumun kontrol altında olduğu yönünde açıklamalarda bulunuyor:
"Rakiplerimiz petrol satışımızı bir oranda düşürmeyi başardı. Ancak bunu telafi edebileceğimizi düşünüyorum. Bu bir kavga. Herkes dış ticaret ve dış ülkelerle yapılan ekonomik ilişkilerin İran ekonomisi için çok büyük bir rol oynamadığının bilincinde. Bu her şeyin başında piyasaya olağanüstü etkileri olan psikolojik bir savaş."
İran, Avrupa Birliği'nin aldığı yeni yaptırımları "yasadışı, mantıksız ve insanlık dışı" olarak değerlendirdi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest "Bu yaptırımların asıl nedeni İran'ın bağımsızlığıdır. Nükleer sorun aşılsa bile, yeni sorunlarla ortaya çıkacaklar" şeklinde konuştu.
‘Halk olumsuz etkileniyor’
İran nükleer programından vazgeçmemekte kararlı görünüyor. Yaptırımların bedelini ise en ağır şekilde halk ödüyor. İranlı ekonomi uzmanı Hasan Mansur’a göre Batı’nın izlediği yöntem İran gibi bir ülke için hiç de uygun değil. Mansur "Batı yaptırımların ağırlaşmasıyla halk için İran'da yaşamın çekilmez bir halk alacağını ve bunun hükümet üzerindeki baskıyı artıracağını düşünüyor. Ancak atladıkları bir nokta var. İran gibi diktatörlükle yönetilen sistemlerde halkın sesi kulak ardı edilir" uyarısını yapıyor.
ASPO basın sözcüsü Volker Blandow ise yaptırımların uzun vadede sadece İran halkına değil, Batı'ya da derin olumsuz etkileri olacağı görüşünde:
"Petrol tesislerine, petrol çıkarma tekniğine baktığımızda, bunlara çok güçlü bir şekilde yabancı firmaların şekil verdiğini görmek mümkün. Ambargo nedeniyle, yedek parça desteği sağlanamayacak ve tesisler ister istemez bir gün işlemez hale gelecek. Ancak bu Batılı devletlerin işine gelecek bir durum değil. Zira uzun vadede İran petrolüne muhtaç durumdalar. Yani sonuçta bu sadece geçici bir baskı unsuru olabilir."
© Deutsche Welle Türkçe
DW/BW/EC