Washington'da Juncker-Trump buluşması
25 Temmuz 2018Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, muhataplarıyla samimi bir ortam oluşturabilmek için elinden geleni ardına koymuyor. Brüksel’de herkesi kucaklayıp öpmesiyle tanınıyor. Oval Ofis'teki başbaşa görüşmede ABD Başkanı Donald Trump’ın buna nasıl bir tepki vereceği merak ediliyor. Trump, geçtiğimiz Haziran ayında Kanada’da yapılan G-7 zirvesinde Juncker’in üstün pazarlık yeteneğine atıfla “acımasız bir katil” benzetmesi yapmıştı. Ancak bunun iltifat mı yoksa hakaret mi olduğunu kimse anlayamadı. Komisyon Başkanı, bu sözü fazla kafasına takmamışa benziyor: “Oraya son derece neşeli ve rahat bir şekilde gidiyorum.”
Yarışmacı, rakip, düşman
ABD Başkanı, Avrupa Birliği ülkelerinden ithal edilecek çelik ve alüminyum ürünlerinden zamlı gümrük vergisi alınmasına karar verdi. AB de bu hamleye, Amerikan mallarına ek gümrük vergisi getirerek misillemede bulundu. Taraflar birbiri hakkında Dünya Ticaret Örgütü (WHO) nezdinde şikayetçi oldu. Trump, aylardır AB’den ithal edilecek otomobillere de ek gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor. Bundan en fazla Alman otomobil endüstrisinin olumsuz etkileneceği aşikâr. ABD Başkanı, AB’yi aynı kulvardaki yarışmacı ve rakip ilan ettikten sonra daha da ileri gitti: “AB bir düşman. Ticarette bize karşı yaptıkları ortada.”
Brüksel’in önerisi var mı?
Trump’ın ekonomi danışmanlarından Larry Kudlow, AB’nin bir öneri ortaya atmasını bekliyor. “Jean-Claude Juncker, önemli bir öneriyle gelecek” diyen Kudlow’a Avrupa Komisyonu’ndan jet bir yalanlama geldi: “Washington’da masaya koyacağımız herhangi bir öneri yok.”
Kudlow ayrıca, bu muhtemel önerinin arkasında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in olduğunu da öne sürmüştü. Brüksel, bu iddianın da doğru olmadığını duyurdu ve ekledi: “AB’nin ticaret politikasının tanımlanmasından sadece Avrupa Komisyonu sorumludur. Bu nedenle, Avrupalıları bölmeye yönelik çabalar boşa çıkacaktır.”
Görünen o ki AB’nin işleyiş mekanizması Trump tarafından henüz tam olarak algılanabilmiş değil: “Şunu söylemeliyim ki AB çok karmaşık. Belki de var olan en karmaşık şey.” Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker, Trump’a öncelikli olarak AB ile ticari partnerliğin sağlayabileceği faydaları anlatmaya çalışacak: “Yaklaşım tarzımı Kanada’daki G-7 toplantısında da gösterdim. ABD Başkanı’nın huzurunda AB’nin argümanlarını bir kez daha sıraladım. Bunu tekrar tekrar yapacağım. Burada dayanak noktamız manipülatif haberler değil, objektif verilerdir.”
AB gerilimi düşürmek istiyor
Juncker’e Washington ziyaretinde eşlik eden Avrupa Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üyesi Cecilia Malmström, gümrük anlaşmazlığının otomobil branşına da sıçramasının büyük bir felaket anlamına geleceğini söyledi ve ekledi: “Trump’a, üretim zincirlerinin birbiriyle iç içe olduğunu ve yeni gümrük vergilerinin, ABD’deki istihdamı da olumsuz etkileyeceğini anlatmamız gerek. Gerilimi bir an önce düşürmek istiyoruz. Aksi hâlde iş kontrolden çıkar. Ekonomi, transatlantik ilişkiler ve dünya düzeni hasar görür.”
Ancak Trump şu ana kadar pek ikna olmuşa benzemiyor. Ona göre ekonomiyle güvenlik ve savunma politikaları da doğrudan bağlantılı: “Ticarî alanda bize pek çok dezavantaj yaşattılar. Bu ülkelerin çoğu aynı zamanda NATO üyesi ve borçlarını ödemiyor.”
Malmström ise böyle bir bağlantıyı yanlış buluyor: “Ticaret, firmalarla insanlar arasında yapılıyor, devletler arasında değil. Bu kavganın faturası en nihayetinde vatandaşlara çıkacaktır.”
TTIP çözüm olabilir mi?
AB, Japonya ile bir Serbest Ticaret Anlaşması imzaladı. Çin ve Latin Amerika ülkeleriyle de benzer bir mutabakatın imzalanması için müzakereler sürüyor. Diğer yandan ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Arjantin'deki G-20 Zirvesi’nde ABD ile AB arasındaki mal alışverişinde gümrüklerin tümüyle kaldırılmasını önerdi.
Peki, burdan hareketle kısaca TTIP olarak ifade edilen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’nı yeniden aktif hâle getirmek bir çözüm olabilir mi? ABD ve AB arasında gümrüksüz ticaret yapılmasını öngören TTIP, Trump tarafından rafa kaldırılmıştı. Avrupa Parlamentosu’nun Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili milletvekili Daniel Caspary, geçtiğimiz Haziran ayında ilginç bir öneri ortaya atarak, “Eğer sorunu çözecekse anlaşmanın adını ‘Trump TIP’ olarak değiştirelim. Böylece ABD Başkanı, bunu kendi başarısı olarak lanse edebilir” demişti.
Malmström, Trump ile yapılacak görüşme öncesi beklentileri düşük tutarak ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olmayı tercih ediyor: “Gideceğiz, göreceğiz, konuşacağız. En azından denemek istiyoruz. Eğer hiçbir sonuç alamazsak, kendi içimizde bundan sonra atılacak adımları tartışmamız gerekecek.”
Bernd Riegert
© Deutsche Welle Türkçe