Avrupa'da, Ukrayna ve Rusya'da birçok kişi, Ukrayna Savaşı'ndan önceki dünyaya özlem duyuyor. Kremlin'deki siyasetçiler güya barış müzakerelerine hazırlarmış da Ukraynalıların ve Batı'nın isteksizliği nedeniyle bu, başarısızlığa uğruyormuş gibi yaparak insanların bu özlemine oynuyorlar. Yeniden savaştan önceki gibi, ölümün ve yıkımın, yaptırımların, pahalı doğal gazın ve benzinin olmadığı bir dünyada yaşama özlemine…
Ancak bir daha asla, savaştan önceki gibi olmayacak. Hemen şimdi silahlar sussa dahi bu böyle. Zira Ukrayna Savaşı, gelecek dünya düzeni için sürmekte olan mücadelenin bir sebebi değil. Savaş bu çatışmanın sadece bir sonucu. Rusya hukuk ve değerler temelinde kurulu dünya düzenini tüm araçları kullanarak tahrip etmek istiyor. Çin, İran, Kuzey Kore ve diğer haydut devletler Moskova'yı destekliyor.
Eğer Rusya savaşı kazanırsa…
Bu, böyle olduğu için de küresel çatışma sürecek. Bu, Putin ve diğer diktatörlerin kendi vatandaşları da dahil olmak üzere insanlığı zorladıkları, henüz açıkça ilan edilmemiş bir tür Üçüncü Dünya Savaşı. Demokrasilerin çatışmayı görmezden gelmesi, bundan kaçınmaları mümkün değil. Bunu yapmaları halinde sonuç yeniden barbarlığa, güçlünün iktidarının geçerli olduğu, bireysel insan haklarının anlamının olmadığı bir dünyaya geri dönüş olacak.
Eğer Ukrayna'daki savaşı kazanacak olursa, Rusya saldırganlığına bir başka yerde devam edecek: Moldova'da, Kazakistan'da ya da Belarus'ta. Bu durumda Çin de, örneğin Hongkong, Tayvan ya da Güney Çin Denizi'ndeki adalarda, farklı düşünenlere ve azınlıklara daha fazla güç uygulama konusunda cesaretlenecek. İran'daki molla rejimi de kendi halkına, Yakın ve Ortadoğu'daki diğer ülkelere şiddet uygulamaktan çekinmeyecek. Ancak bunun tersi de doğru: Rusya'nın bu savaşı kaybetmesi halinde Çin, İran, Kuzey Kore ve diğer hukuksuz devletler daha dikkatli olmak zorunda kalacak.
Bilhassa İran'ın Putin'e SİHA temin etmesi tesadüf değil. Mollalar biliyor ki eğer Putin savaşını kaybederse rejimlerinin günleri sayılı. Nihayetinde Moskova ve Pekin, İran'ın petrol sektörünün en önemli finansörleri arasında yer alıyor. Bu partnerlerin çökmesi halinde, Tahran'daki terör rejiminin ekonomik temeli de yıkılmış olacak. Ayrıca Ukrayna'nın zaferi İran'daki göstericileri de teşvik edecek.
Medeni dünya diz çökemez
Böyle olduğu için ve her şey birbiriyle bağlantılı olduğu için Putin kazanmamalı. Demokratik devletler, medeni dünya diktatörlerin önünde diz çökemez. Ukrayna'daki savaş nasıl sona ererse ersin NATO'nun muazzam bir biçimde silahlanması gerekiyor. Avrupa Birliği, ABD, Kanada, Avustralya, Japonya ve müttefikleri ekonomi işbirliklerinde artık daha fazla naif davranamaz, tedarik zincirlerinde, hammaddelerde, ithalat pazarlarında mutlak bağımlılık ilişkilerine giremezler, bunlar Çin gibi devler olsalar bile.
Kesin olan bir şey varsa Ukraynalılar ilk etapta özgürlükleri, toprakları, aileleri için savaşıyor. Şer koalisyonu ile özgür dünya arasındaki küresel çatışma arkaplanında ise onlar demokrasiyi ve insan haklarına riayeti önemseyen herkes için mücadele ediyorlar.
Bu yüzden Batı'nın Ukrayna'yı desteklemeye devam etmek zorunda; mali, askeri, ahlaki ve siyasi olarak. Ukraynalılar dünya genelinde savaştan pek haberi olmayan birçok kişi için de çarpışıyorlar. Putin'in ya da Şi'nin dünyadaki iklimi umursadığına ciddi ciddi inanan var mı? Öte yandan Birleşmiş Milletler iklim hedeflerinin Moskova ya da Pekin olmadan tutturulması ise mümkün değil. Putin'in bu yüzden de durdurulması gerekiyor. İktidarda olduğu müddetçe bir barış olmayacak ve olamaz da.