Vize serbestisinin “terörle mücadele” çıkmazı
18 Mayıs 2016Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Schengen alanında vize serbestisi konusunu görüşmek üzere geçen hafta Strasbourg ve Brüksel’de temaslarda bulundu. Bu temasları sırasında vizenin kaldırılması için şart koşulan “terörle mücadele yasalarının Avrupa standartlarına yükseltilmesi” kriterini eleştirdi. Türkiye’nin bu konudaki mevzuatının Avrupa standartlarında olduğunu savundu ve “vize serbestisi için terörle mücadele yasalarının değişmeyeceği” mesajı verdi. Avrupa Konseyi’nin terörle mücadele birimi CODEXTER tarafından Türkiye hakkında hazırlanan belgelerin de bunu doğruladığını ifade etti.
CODEXTER nedir?
CODEXTER, Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi’nin karar organı konumundaki Bakanlar Komitesi tarafından 2003 yılında kuruldu. Misyonu Avrupa Konseyi’nin terörle mücadele çalışmalarının koordinasyonu sağlamak, terörle mücadelede yeni normlar geliştirmek ve üye devletlerin bu normlara uyumunu incelemekle sınırlı. CODEXTER, Avrupa Konseyi’ne bağlı İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT), Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığıyla Mücadele Komisyonu (ECRI) veya Yolsuzlukla Mücadele Grubu (GRECO) gibi bir denetim mekanizması değil. Yani, Avrupa ülkelerinde teftişte bulunup, “şu mevzuat ve uygulama değişmeli” şeklinde tavsiye dolu periyodik denetim raporları hazırlamıyor. Buna karşılık, “ülke profili” adlı raporları var.
“Ülke profili” raporu
CODEXTER yetkilileri, bu raporların ülkelerin kendileri tarafından hazırlandığına işaret ediyor. Bir diğer deyişle, Avrupa Konseyi üyesi her devlet, Avrupa Konseyi normları çerçevesinde terörle mücadele konusunda attığı adımları bir rapor halinde CODEXTER genel kuruluna sunuyor. Bu rapor genel kurulda görüşülüp onaylanıyor ve “Ülke Profili” belgesi olarak CODEXTER tarafından yayımlanıyor.
Türkiye'nin ülke profili
CODEXTER’in son Türkiye ülke profili belgesi Mayıs 2013’te yayımladı. Toplam 10 sayfalık raporda, Türkiye’nin terörle mücadele politikası, bu konudaki yasal mevzuatı, Ceza Kanunu’nda yaptığı değişiklikler, terörün finansmanına karşı aldığı önlemler, terörle mücadelede kurumsal yapılanma ve uluslararası işbirliği gibi alanlarda atılan adımlar not ediliyor. Ancak CODEXTER ve Avrupa Konseyi sekreteryası, tüm bu bilgilerin bir “değerlendirme olmadığına” özellikle vurguda bulunuyor. Her ülke gibi Türkiye’nin de kendi belgesini kendisinin hazırladığını belirtiyorlar. Örnek olarak da bu hafta Strasbourg’da Fransa ve Hırvatistan’ın belgelerinin sunulacağı bilgisini veriyorlar.
AB için referans olabilir mi?
CODEXTER genel kurulunda kabul edilmiş olsa da ülke profili belgelerinin AB için referans oluşturma şansı yok. Buna karşılık, AB CODEXTER’den görüş alabilir ve Türkiye tarafından sunulmuş bilgilerin ne derece Avrupa normlarıyla bağdaşık olduğunu sorgulayabilir. Bir Avrupa Konseyi organı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından Türkiye’ye karşı açılmış terörle mücadele yasalarını kapsayan davalarla ilgili kararlar ise AB için doğrudan referans oluşturuyor. AB vize serbestisi kriterlerinin terörle mücadele bölümünde, örgütlü suçlar ve terörle ilgili yasal çerçevenin “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, AİHM içtihadı, AB mevzuatı ve AB üyesi devletlerin icraatı ile uyum içinde düzenlenmesi; bu düzenlemelerin yargı, güvenlik ve kolluk güçleri arasında özgürlük, güvenlik, adil yargılama, düşünce özgürlüğü, toplantı ve örgütlenme özgürlüğünü güvence altına alması” talep ediliyor.
Avrupa Konseyi, terörle mücadelenin her devletin hakkı, hatta vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak için ödev olduğunu söylüyor. Fakat bu mücadelenin temel hak ve özgürlüklere ve hukuk devleti ilkesine saygı çerçevesinde yapılmasını istiyor. Bu kapsamda, 2015 yılında iki önemli terör eylemiyle sarsılan Fransa’nın son zamanlarda aldığı bazı önlemlerin Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muzinieks tarafından açıkça eleştirilmesi örnek gösterilebilir. Muiznieks, Fransa’da hükümetin terörü gerekçe gösterip olağanüstü hal uygulamasını uzatmasını “insan hakları için zor dönem” olarak tanımlıyor ve “yanlış istihbarata dayalı polis operasyonlarının terörle alakası olmayan kişilerde yarattığı maddi ve manevi acıya” işaret ediyor. Muiznieks, 11 Kasım 2015 tarihinde yayımladığı bir bildiride de Ankara’ya “terörle mücadelede insan haklarına ve özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne saygı duyulması” çağrısında bulunmuştu.
Ankara'nın bakışı
Türkiye’nin Avrupa Konseyi Daimi Temsilcisi büyükelçi Erdoğan İşcan ise Ankara’nın “gerek uluslararası planda gerekse Avrupa Konseyi zemininde terörizmle mücadele normlarının gelirştirilmesine aktif katkıda bulunduğunu” söylüyor. İşcan, “Terörizmin tanımına takılmamak, mevzuat ve uygulamanın iyileştirilmesi ve bu bağlamda AİHM içtihatları dahil, denetim mekanizmalarının rapor ve tavsiyelerine bakmak lazım. Terörizm konusunda Türkiye son yıllarda özellikle AİHM içtihadını ve kararlarını dikkate alarak mevzuat ve uygulamasını iyileştirmeye devam etmektedir. Avrupa Komisyonu, tavsiyelerini bu temelde gözden geçirmelidir” diyor.
Vize serbestisi kriterleri arasında yer alan “yolsuzlukla mücadelede GRECO ile işbirliği” konusuna da değinen İşcan, “Aynı şey GRECO için de geçerli. Burada Avrupa Komisyonu’nun tavsiyelerini nesnel ve somut tanımlara dönüştürmesi gerekiyor. Mevcut durumda gerçekçi değildir, soyuttur. GRECO tüm AB ülkeleri için de raporlar hazırlıyor. İsveç de GRECO tavsiyelerine henüz tam olarak uymuş değil, bu devam eden bir süreç. GRECO tavsiyelerine uymak ne demek? Tüm GRECO tavsiyelerini tam olarak uygulamış olmak mı demek? Yoksa belli GRECO tavsiyelerini tamamlamış olmak veya GRECO tavsiyelerini yeterince yerine getiriyor olmak mı? Bu nedenle Komisyon tavsiyesini gözden geçirmek zorunda” görüşünü dile getiriyor.
AB Bakanı Volkan Bozkır Strasbourg ziyareti sırasında Avrupa Konseyi’ni terör ve yolsuzlukla mücadele konularında Avrupa Komisyonu ile temas kurmaya çağırmıştı. İki Avrupa kurumu arasındaki bu temas önümüzdeki haftalarda gerçekleşebilir.
© Deutsche Welle Türkçe
Kayhan Karaca / Strasbourg