"Vize muafiyetinde gecikme olabilir"
4 Mayıs 2016AB Komisyonu, Türk vatandaşlarına ticari ve turizm amaçlı Schengen Bölgesi'ndeki ülkelere 90 günü aşmayan seyahatlerinde vize serbestisi sağlanmasını AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’na tavsiye etti. Vize muafiyetine eksik kalan beş kriterin yerine getirilmesini şart koşan Komisyon, vize serbestisinin askıya alınması mekanizmasının da güçlendirilebileceğini vurguladı.
AB Komisyonu’nun kararını DW Türkçe’ye değerlendiren İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, bu noktanın Türkiye açısından düşündürücü olduğunu belirterek “Çünkü üye devletlerin tek taraflı olarak da kullanabilecekleri bir mekanizma olduğu için keyfi kullanılabilir. Vize serbestliğinin uygulanmasında engel oluşturabilir” dedi.
Nas, raporda iki teknik konuya dikkat çekildiğine de işaret etti. Bunlardan birinin biyometrik pasaportların dağıtılması, ikincisinin de AB ile geri kabul mekanizmasının üçüncü ülke vatandaşlarını da kapsayacak şekilde haziran ayında işler hale getirilmesi olduğunu belirten Nas, bu konularda gecikme olabileceğini vurguladı.
Nas, “Bunun yanında sürecin Konsey ve Parlamento ayağında süreç haziranda tamamlanmazsa, AB kurumlarının tatil olması sebebiyle sonbahara kalabilir. Ancak konunun aciliyeti ve mülteci anlaşmasının önemli bir parçasını oluşturması daha fazla sürüncemede bırakılmayacağını gösteriyor” şeklinde sözlerini sürdürdü.
"Süreç sulandırılmayacak"
Brüksel merkezli Avrupa Demokrasi Vakfı (European Foundation for Democracy) uzmanlarından Dr. Demir Murat Seyrek de biyometrik pasaportlar nedeniyle vize muafiyetinin hayata geçirilmesinin Ekim 2016’ya sarkabileceği görüşünde. Karar AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu tarafından da onaylanıncaya kadar sürecin sulandırılacağını düşünmediğini belirten Seyrek, AB ülkelerinin çekincelerinin Komisyon’un raporuna zaten yansıdığını ifade etti.
Vize muafiyetinin Avrupa Parlamentosu’ndan da geçeceğine inandığını kaydeden Demir, parlamentodaki olası tartışmalara ilişkin şunları söyledi:
“AP'de en büyük grup Avrupa Halk Partisi. AB'deki Hristiyan Demokrat partilerin çok güçlü olduğu bir grup. En azından bu grubun vize serbestisi anlamında Türkiye destek vermesi bekleniyor. Ancak Sivil Özgürlüler Komitesi'nden de geçmesi gerekiyor. Ve burası da Türkiye ile ilgili eleştirilerin odağı haline gelmiş bir yer. Özellikle sol grupların da büyük bir gücü var bu komitede. Basın özgürlüğü, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğüne ilişkin büyük çekinceler var. Ancak ben bir şekilde geçeceğine inanıyorum. Özellikle AP‘deki büyük partiler bunun olası negatif sonuçlarının farkında.“
Neden daha önce yerine getirilmedi?
Vize muafiyeti ile ilgili süreç aslında 2013 tarihli Geri Kabul Anlaşması ile başlamıştı. İstenen 72 kriter de önceden belirlenmişti.
Bugüne kadarki süreçte koşulların yerine getirilmesini engelleyen gelişmeler olduğunu belirten İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Nas, gecikmenin vize serbestisi ile hedef bir tarih olmaması, 2015’te de iki seçim yaşanması ve Meclis’in bu süreçte verimli çalışamamasıdan kaynaklanabileceğini vurguladı.
"Kitlesel göç olmayacak"
Avrupalıların en büyük korkusu ise vize muafiyeti ile Türkiye’den AB ülkelerine kitlesel göç olacağı yönünde. Hem Doç. Dr. Çiğdem Nas hem de Dr. Demir Murat Seyrek böyle bir göçün yaşanmayacağını düşünüyor. Komisyon'un geçen mart ayında bir analiz yaptığını belirten Nas, “Komisyon'un analizine göre Türkiye’de refah seviyesinin artması vizelerin kaldırılması ile birlikte büyük bir göç akınının olmayacağı sonucunu getiriyordu. Belirli ölçüde vizelerin kaldırılmasının etkisi olabilir ancak beklenen ölçüde bir akın ve suistimal söz konusu olmayacaktır” görüşünü dile getirdi.
Türklerin yüzde 10'unun pasaport sahibi olduğuna işaret eden Seyrek de AB'nin böyle bir durumda devreye sokacağı mekanizmalar olduğunu ve vize muafiyetini dondurabileceğini dile getirdi. Seyrek, AB'nin giriş – çıkış sistemlerinde alacağı ek önlemlerle vizesiz seyahat edecek olan kişilerin sıkı bir şekilde kayıt altına alınacağını da vurguladı.
© Deutsche Welle Türkçe
Hülya Schenk