Viyana’da kritik Kosova görüşmesi
5 Kasım 2007Viyana’da bugün başlayan dördüncü Kosova görüşmelerine katılacak Arnavut ve Sırp temsilciler her zaman olduğu gibi son turdan söz ederken, AB’nin Kosova Özel Temsilcisi Wolfgang Ischinger, 1999 yılından bu yana BM yönetimi altında olan bölgenin geleceği için karar zamanı olduğunu söylüyor. Zira Alman diplomat Wolfgang Ischinger başkanlığındaki uluslararası arabulucuların 10 Aralık’a kadar BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a Kosova raporunu sunmaları gerekiyor.
Ancak Kosova’ın statüsüne ilişkin şimdiye dek yapılan önerilerin, hiçbiri tarafların onayını almadı. Sırp hükümeti, Kosova’yı bağımsız bir devlet olarak tanıdığı izlenimi verecek her türlü öneriye karşı çıkıyor. Bağımsızlığın tartışılmayacağı görüşünde olan Kosova Başbakanı Agim Çeku ise “Biz bağımsızlık üzerine konuşmuyoruz, bu çoktan kararlaştırılmış ve uluslararası forumun desteğini alan bir konu. Burada konuştuğumuz normal komşuluk ilişkilerini nasıl geliştireceğimiz“ diyor.
Kosova örnek olabilir
Sırp hükümeti ise hala iki tarafın da onayını alacak bir çözüm olabileceği görüşünde. Belgrad temsilcileri, uluslararası toplumun acele etmesini istemiyor ve Ortadoğu örneğini veriyor. Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkan Sırplar, ayrıca diğer Avrupa ülkelerindeki azınlıklara dikkat çekiyor.
Zira Sırbistan’ın karşı çıkmasına rağmen AB’nin de desteklediği bir çözümle Kosova bağımsızlığına kavuşursa, bu İspanya’daki Bask, Fransa’da Korsika ve Kıbrıs’ta Türk bölgesi için örnek olabilir. Bu yüzden de Sırp medyası, Kıbrıs Dışişleri Bakanı’nın, Belgrad’a yaptığı son ziyarette, Kosova’nın bağımsız bir devlet olarak tanınmasına karşı olduklarını söylemesinden memnun oldu.
10 Aralık tarihinin kendileri için bir şey ifade etmediğini söyleyen Sırp Dışişleri Bakanı Vuk Yeremiç, “Çözüm ancak iki tarafın da onaylaması halinde mümkün. Tek taraflı eylemler çözümü kolaylaştırmayacak. 10 Aralık’a kadar görüş birliği sağlayamazsak, 11’inde de sağlarız, o da olmazsa 13’ünde“ diye konuşuyor.
Sürenin uzatılması zor
Uluslararası gözlemciler ise sürenin uzatılmasının ancak tarafların uzlaşma işareti vermeleri ile mümkün olduğunu dile getiriyor. Ancak başmüzakereci Wolfgang Ischinger bu konuda kuşkulu. “Çözüme ulaşacağımızdan emin değilim“ diyen Ischinger, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Çünkü gerek Belgrad gerekse Pristina’da akılcı ilkelere göre davranılmıyor. Biz, Batı Avrupa’da 20. yüzyıldaki trajik olaylardan sonra daha farklı bakış açısına sahibiz. Balkanlar’da ise ne yazık ki hala milliyetçi kategorilerde düşünülüyor. Bu da geleceğe yönelik müzakereleri çok zorlaştırıyor.“