Vatikan'da 'siyasi' buluşma
27 Ocak 2016Vatikan'daki buluşmada iki din alimi tabii ki dinleri hakkında da konuştu. Hristiyanlar ile İslam arasındaki diyalogu zenginleştirip Katoliklik ile Şiilik arasındaki karşılıklı anlayışa katkıları oldu. Bu zaten asli görevleri idi. Ama onların aynı zamanda dünyevi hayat tarzını benimseyenlerin de ilgilenmeleri gereken başka görevleri de var.
Papa Françesko ve Hasan Ruhani hem dini lider hem de devlet başkanı. Dünyanın son iki teokratik devletinin başında onlar var. Bu özelliklerinin de dinler arası diyaloğa katkısı olduğu muhakkak, ancak konumuz bu değil. Vatikan ile İran arasında Papa'nın beyaz, Ruhani'nin ise siyah kıyafetleri kadar fark var. Bundan daha fazla zıtlık olamazdı.
Vatikan'ın düsturu: gizlilik
İran'daki insan haklarının durumu malum. Ruhani'nin Roma'ya hareketinden önce insan hakkı örgütleri ölüme mahkum edilen onlarca İranlı gencin her an idam edilebileceğini duyurdu. Françesko'nun konuğuyla bu konuyu görüşüp görüşmediğini hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Ketumiyet, efsanevi Vatikan diplomasisinin alamet-i farikasıdır. Katolik Kilisesi kamuoyunda insan haklarının yılmaz savunucusu ve idam karşıtı olarak tanınır.
İran ise Ortadoğu'nun aktif ve saldırgan bir aktörü. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın genelkurmayına İranlı subaylar danışmanlık yapıyor. İran'ın finanse ettiği milis güçleri Suriye ordusu ile omuz omuza savaşıyor. İran, Akdeniz'e açılabilmek için salt jeopolitik çıkarlarını kolluyor. Sünniliğin lideri Suudi Arabistan ile arasındaki ezeli düşmanlığı körüklüyor, Yemen'de vekâlet savaşları sürdürüyor ve riskli diplomatik oyunlar oynamaktan çekinmiyor.
Tahran'ın denetlenebilir şekilde atom bombası yapmaktan vazgeçtiği nükleer uzlaşma Ruhani'nin Avrupa turuna çıkmasını mümkün kıldı. Nükleer uzlaşmaya rağmen, Suudi Arabistan'ın müttefiki ABD, İran'ı ‘şer ekseninde' görmeye devam ediyor. Bunda İran'ın bölge egemenliğini ele geçirmeye çalışmasının da rolü var. Bu durum Vatikan'ı rahatsız etmiyor. Papalık Suriye barışının görüşüleceği toplantılara mutlaka İran'ın da davet edilmesini istiyor. Suriye görüşmelerinde Suudi Arabistan gibi İran'ın da yer alması gerektiğinin idrak edilmesi yıllar aldı.
Papa'nın taburları
Sovyet diktatörü Stalin Vatikan'a kafa tutarken, Papa'nın kaç taburu olduğunu sormuştu. Ne tesadüftür ki, komünizmin yıkılmasında Papa 2'inci Jean Paul'un şahsında Katolik Kilisesi de önemli rol oynamıştı. Vatikan'ın siyasi nüfuzunu küçümseme hatasına düşülmemeli. Suriye'nin kimyevi silahlarının imhasında işbirliği yapmaları için ABD ile Rusya'yı ikna eden Vatikan olmuştu. ABD ile Küba arasındaki buzların eritilmesinde de Vatikan faktörü rol oynadı.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Papa Françesko arasındaki görüşmelerin ardından Vatikan'dan yapılan açıklamada İran'ın, Ortadoğu'da şiddete son verilip terörizm ve silah kaçakçılığının yayılmasının önlenmesine yardımcı olacağı belirtildi. Bu, Roma'ya siyaset konuşmak için gelmediğini söyleyen bir lider için oldukça açık bir mesaj değil mi?
© Deutsche Welle Türkçe
Christian F. Trippe