Vaka sayısı 100 bini geçti: Ne yapmalı?
3 Şubat 2022Omicron varyantı ile birlikte dünyada koronavirüs vaka sayıları en üst düzeyde seyrediyor. Günlük en çok vakanın kaydedildiği ülke Fransa'da bu sayı 400 bini aştı. ABD'de 250 bin, Almanya ve Brezilya'da 150 binin üzerinde çıktı. Türkiye'de de vaka sayısı 100 bini geçti.
DW Türkçe salgındaki son tabloyu, yoğun bakımlardaki durumu, alınması gereken önlemleri Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Sekreteri Dr. Muharrem Baytemür ve İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Recep Koç'a sordu.
"Ölüm sayısının 2,5 kat fazla olduğunu tahmin ediyoruz"
ATO Genel Sekreteri Dr. Muharrem Baytemür, Türkiye açısından salgındaki son durumu "Öyle bir noktaya gelindi ki artık rakamlar anlamsızlaştı. Ölümler sayıya indirgendi, kanıksatılmaya çalışıldı. Belki Omicron daha az öldürücü ama çok daha bulaştırıcı ve her gün 200 civarında ölüm var" sözleriyle değerlendirdi.
İTO üyesi Dr. Recep Koç ise "Resmi verilere göre her gün bir uçak dolusu, 200'e yakın canımızı kaybediyoruz. Bunlar her evin bir canı, her evin bir kıymetlisi. Yaşlı olabilir, hasta olabilir ama o, yakınlarınca sevilen bir kişi. Her gün böyle 200 kişiyi, ayda 6 bin kişiyi kaybediyoruz. Bu maalesef kanıksandı" ifadelerini kullandı.
Dr. Koç ayrıca Bakanlığın verdiği ölüm sayılarının gerçek sayılar olmadığını savunarak "Açıklananın 2 - 2,5 kat fazlası olduğunu tahmin ediyoruz. TTB olarak yaptığımız anketlerde de ölümler, Bakanlığın verdiği sayıdan 2 misli fazla" diye konuştu.
"İstanbul'da vakalara yoğun bakım aranıyor"
Salgınla mücadelede ilk günden bu yana servislerdeki ve yoğun bakımlardaki yatak doluluğu dikkatle takip ediliyor. Dr. Koç, İstanbul'da hastaneye başvuruların, servise yatırılanların ve yoğun bakıma alınanların her geçen gün arttığını ifade etti. Covid rakamları arttıkça yoğun bakımların dolacağına işaret eden Koç, "Üstelik diğer hastalara da yer bulamayacağız. Örneğin bir trafik kazası olacak, gerçekten yoğun bakımlık hastamıza yer ayarlayamayacağız. Bize gelen duyumlara göre vakalara artık yoğun bakım aranıyor" uyarısında bulundu.
Dr. Baytemür ise Ankara'da özellikle servis yükünün arttığına dikkat çekti:
"Şehir Hastanesi'nde hasta yoğunluğunun çok ciddi boyutlara ulaştığı, hatta servisler dolu olduğu için hastaların acile yatırıldığı ve yeni servislerin açıldığı bilgisi mevcut. Ankara'da hemen hemen bütün hastanelerimiz aynı durumda. Çok ciddi bir yoğunluk yaşanıyor."
Baytemür, yoğun bakımların henüz servisler kadar dolu olmadığını fakat burada da yüksek bir yoğunluğun olduğunu kaydetti. Ayrıca Ankara İbni Sina Hastanesi'ndeki ameliyathane personelinin yarıdan fazlasının Covid'e yakalandığını, bu nedenle acil ameliyatlar dışındaki ameliyatların durdurulduğunu aktardı.
"Aşı zorunluluğu getirilmeli"
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca geçtiğimiz günlerde salgınla mücadelede kişisel tedbir ve aşı dışında tüm kısıtlamaları kaldırdıklarını hatırlatmıştı. Peki salgının geldiği bu noktada uzmanlara göre hangi önlemler alınmalı? Bu soruyu Dr. Koç şöyle yanıtladı:
"Kapalı ortamlara aşısızları almayalım. Hiç olmazsa PCR testlerini isteyelim. Bakın, uçağa binerken PCR test zorunluluğunu kaldırdılar. Sonra tekrar koydular. Ama otobüs yolculukları 20 saati buluyor. Otobüse binenlerde hiçbir şart aranmıyor. Kapalı salon toplantıları, sinemalar, toplu konserler, müzik alanları… Buraya girişlerde Avrupa'da yapıldığı gibi aşı zorunluluğu getirilmeli. Sağlık, gıda, eğitim, turizm sektörlerinde çalışanlarda aşı zorunluluğu uygulanmalı. Kişi özgürlüğü toplum sağlığının önüne geçmemeli."
Dr. Baytemür ise hızlı testlerin yaygınlaştırılması gerektiğine vurgu yaparak "Bu kadar yoğun vaka olması ve sınırlı PCR testi yapılması nedeniyle hızlı antijen testlerinin yaygınlaştırılması, büyük merkezlerde bu testlerin yoğun bir şekilde yapılması gerekir" şeklinde konuştu.
"Salgın yönetimi yok"
Her iki uzman da bu olgulardan hareketle Türkiye'de salgın yönetiminin "boşverildiğini" savunuyor. Uzmanlar, özellikle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın koronavirüsle ilgili "grip" benzetmesine tepkili. Dr. Koç, "Sağlık Bakanlığı'nın açıklamaları ve tweetleri vatandaşta rehavet yaratıyor" eleştirisini yöneltti.
Dr. Baytemür ise "grip" açıklamasıyla ilgili, "Bu bir sağlık bakanı söylemi olamaz. Olmamalı. Her gün 200 kişi ölüyor, ki bu resmi rakam. Amaç toplumsal bağışıklık ise bunun hastalıkla mümkün olmadığı ortaya çıktı. Maalesef şu anda salgın yönetimi bırakılmış durumda, salgın yönetimi yok" ifadelerini kullandı.
Batu Bozkürk
© Deutsche Welle Türkçe