1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'de süt krizi nasıl son bulur?

11 Ekim 2022

Üreticilerin üretimden vazgeçtiği ve hayvanlarını kesmeye başladığı dönemde Ulusal Süt Konseyi çiğ süt referans fiyatını 8,5 liraya yükselttiğini açıkladı. Peki bu adım yeterli mi?

https://p.dw.com/p/4I309
Türkiye'de Ulusal Süt Konseyi, çiğ sütün fiyatını artırdı
Türkiye'de Ulusal Süt Konseyi, 1 litre çiğ sütün fiyatını 8,5 liraya yükselttiFotoğraf: picture-alliance/dpa/C. Klose

Türkiye'de 1 litre sütün maliyeti 11 liraya çıktı. Nedeni yem başta olmak üzere elektrik, mazot, gübre ve işçilik gibi birçok maliyetteki yüksek artışlar. Ulusal Süt Konseyi (USK) ise çiğ süt fiyatlarını maliyetlerdeki artışa göre artırmayıp baskılıyor.

Üretici sütün litresini bugüne dek 7,5 liradan satıyordu. USK bugün aldığı kararla çiğ süt tavsiye fiyatını 8,5 liraya yükselttiğini açıkladı. 

Belirlenen fiyatın maliyetleri karşılamadığını belirten üreticiler ise iktidardan kalıcı çözüm bekliyor.

7,5 liradan satılıyordu

Ulusal Süt Konseyi en son 15 Mayıs 2022'de çiğ süt tavsiye satış fiyatını litre başına 5,70 liradan 7,50 liraya çıkarmıştı. Fiyatların geçerlilik süresi çiğ süt/yem paritesine göre belirleniyor. Bir üreticinin 1 litre çiğ süt satışından elde ettiği gelir ile ne kadar yem alacağını gösteren parite için genel kabul gören oran 1,5. 

Buna göre üreticinin 1 litre sütün satışından elde ettiği gelirle 1,5 kilogram yem alabilmesi gerekiyor. Ancak üreticiler parite 1'in altına düşse de fiyatların buna uygun olarak yükseltilmemesinden şikayetçi. USK'nin yayınladığı veriler de paritenin uzun zamandır 1,5'in altında olduğunu gösteriyor. Çiğ süt/yem paritesi en son Ağustos 2022'de 1,18 olarak açıklanmıştı. 

"Fiyatlar baskılanıyor"

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) iktidarın enflasyonu düşük tutmak adına fiyatları baskıladığı görüşünde.

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, "Tarım sektörünün iç dinamiklerini hesaba katmayan, tek amacı enflasyonu düşürmek olan, bunun tek yönteminin artan maliyetleri dikkate almadan üretici fiyatlarını baskılamak olduğunu düşünen, bu amaçla da Ulusal Süt Konseyi'ni talimatla yönlendiren Hazine ve Maliye Bakanlığı, hayvancılığı büyük bir krizin içerisine soktu" diyor.

Sektör temsilcilerine göre sütteki bu kriz, üretime de darbe vurdu.

Üreticiler damızlıklarını kestirip elden çıkarmaya başladı.

"Sadece bir inek bıraktım"

DW Türkçe'ye konuşan süt üreticisi Mehmet Kani, 35 tane büyükbaş hayvanın olduğu işletmesinde şu anda sadece bir sağılır ineği ve beş tane de kestirdiği ineklerin yavrusu olan buzağı olduğunu belirtiyor.

Kani, "Mazot, elektrik, gübre, tohum, traktör ve makina ekipman yedek parçaları gibi yüksek girdi maliyetleri biz çiftçileri bitme tükenme noktasına getirdi. Sürekli zarar ederek atadan dededen kalma arazileri kaybetmemek için üretimden vazgeçtim. Sadece evin ihtiyaçlarını karşılamak için bir inek bıraktım" diye konuşuyor.

Süt üreticisi Mehmet Kani, ineklerini satmak zorunda kaldığını anlatıyor
Süt üreticisi Mehmet Kani, sadece kendi evinin ihtiyaçlarını sağlamak için süt ürettiğini anlatıyorFotoğraf: Mehmet Kani

Türkiye Ziraat Odaları Birliği'ne göre de son dönemde en az 1 milyona yakın damızlık anaç hayvan kesime gitti.

Maliyeti 42 milyar liraya yakın

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, "Bu bir milyon hayvanı yerine koymanın bize maliyeti yaklaşık 2,3 milyar euro olacaktır. Bu külfet bugünkü kurla 41,8 milyar liraya tekabül ediyor. Tabii bu kadar sayıda ve kalitede hayvan bulunabilirse. Kapanan işletmeleri, yıkılan hayalleri, kararan umutları hesaba katmıyoruz" ifadelerini kullanıyor.

Bayraktar, üreticinin damızlıklarını kestirip elden çıkarmasının yanı sıra ellerinde tuttukları damızlıklara da çok pahalı olduğu için daha az yem vermek zorunda kaldığını vurguluyor. Dengesiz beslenmeye bağlı olarak hayvanlarda beslenme hastalıklarının ve üremeye yönelik sorunların arttığına dikkat çeken TZOB Başkanı, gelinen noktada üretim ve verim kayıplarına bağlı olarak süt üretiminin azaldığına işaret ediyor.

TZOB Başkanı Şemsi Bayrakta
TZOB Başkanı Şemsi BayraktaFotoğraf: TZOB

Son dönemde bir çuval yemin fiyatı 350 liraya çıkarken; sütün marketlerdeki litre fiyatı ise 30 lirayı buluyor.

Üreticiler, yem ve süt sanayicisi ile marketler artan maliyetleri fiyatlara yansıtırken, üreticinin bunu yapamamasına uzun süredir tepki gösteriyordu.

Kooperatifler fiyat belirlemeye başladı

Bazı kooperatifler Ulusal Süt Konseyi'ni devre dışı bırakarak fiyatları kendileri belirlemeye başladı.

Çanakkale Biga'da sütün satış fiyatı USK'nin fiyat artırma kararından önce maliyetleri kurtarmasa da 8 lira 30 kuruşa çıkarılmıştı.

DW Türkçe'ye konuşan Çanakkale Biga Paşaçayı Üretim Pazarlama Kooperatifi Başkanı Halil Kaya, "Vatandaşımız girdi maliyetleri, mazot gübre, yem vesaire bunların altında ezildi. Maliyetlerin yüzde 300-400 artmasıyla bizler artık işin içinden çıkamaz hale geldik. 1 litre süte 1 kilogram yem alamaz haldeyiz. Süt fiyatının adil bir şekilde bir an önce açıklanması, vatandaşımıza gerekli yardım elinin uzanması lazım. Yoksa süt ineklerinin çoğu kesildi ve her gün yaklaşık bir işletme kapanıyor" diyor.

Çanakkale Biga Paşaçayı Üretim Pazarlama Kooperatifi Başkanı Halil Kaya
Çanakkale Biga Paşaçayı Üretim Pazarlama Kooperatifi Başkanı Halil KayaFotoğraf: Privat

Girdi fiyatlarında fahiş artışlar

TZOB verilerine göre eylül ayında gübre fiyatları aylık olarak kalsiyum amonyum nitrat gübresinde yüzde 12,3, amonyum sülfat gübresinde yüzde 7,1, üre gübresinde yüzde 5,4 artış gösterdi. Son bir yılda ise üre gübresi yüzde 208, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 207, DAP gübresi yüzde 175, amonyum sülfat gübresi yüzde 161 zamlandı. 

Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 14 azalırken, son bir yılda yüzde 216 arttı. Son bir yılda fiyatlar besi yeminde yüzde 113, süt yeminde yüzde 116 artarken elektrik fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 140'ı buldu. Zirai ilaç fiyatları ise yıllık bazda yüzde 80 artış gösterdi.

Ziraat Mühendisleri Odası'na göre üretimin desteklenmemesi tüketiciye de olumsuz yansıyacak.

Tüketiciye de yansıyor

DW Türkçe'ye konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, üreticinin üretimden vazgeçtiğini vurguluyor. Suiçmez, "Üretim maliyetlerinin 10 TL'lerin üstüne çıktığı bir üretememe ortamında çiğ süt referans fiyatına verilecek zam ekonomiye bir yük değil, aksine tüketicinin daha ucuz, daha fazla süt ve süt ürünleri tüketmesi anlamına gelir" diye konuşuyor.

Sektör temsilcilerine göre et sorunu da kapıda. Üreticinin 'söylemle' değil somut önlemlerle desteklenmesi gerektiğine işaret eden Suiçmez, yapılması gerekenleri yem maliyetlerini somut olarak düşürmek, doğal hayvancılığı geliştirmek, yem ekili alanlarını artırmak, yemde dışarıya bağımlı politikalardan vazgeçmek diye sıralıyor.

Kamunun müdahale alım fiyatlarının maliyet üstünde açıklaması ve gerekli alımları yapması gerektiğini ifade eden Suiçmez, "Çünkü yem ve süt sorununu çözemez isek bu bize et sorunu olarak yansıyacak ve yansıyor. Biz üretim sorununu çözersek pahalı ürünler de tüketmek zorunda kalmayız" ifadelerini kullanıyor.

USK açıklamasında ise çiğ süt üretim maliyetinde önemli bir değişiklik olduğunda gelecek süreçte piyasa şartlarına göre tekrar fiyat değerlendirmesi yapılacağı belirtildi.

DW-Reporterin Pelin Ünker
Pelin Ünker Yolsuzluk ve vergi adaleti üzerine haber yapan araştırmacı gazeteci.@pelinunker