1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İş dünyası yeni Alman hükümetinden ne bekliyor?

24 Eylül 2021

Almanya seçimlerini yakından takip eden Türkiye iş dünyası, kurulacak yeni Alman hükümetindenTürkiye ile ticari işbirliğini artıracak adımlar atmasını talep ediyor. Öncelikli gündem ise Gümrük Birliği ve Yeşil Mutabakat.

https://p.dw.com/p/40nmq
Fotoğraf: DW/U. Danisman

Almanya'da 26 Eylül Pazar günü yapılacak Federal Meclis seçimleri, Türkiye iş dünyası tarafından da yakından takip ediliyor.

Türkiye iş dünyasının önde gelen çatı kuruluşları ve Almanya ile ilişkilerde söz sahibi olan iş insanları, Almanya'da kurulacak yeni hükümetin Türkiye ile ekonomik ilişkilerde "yakın" işbirliğine açık olmasını bekliyor. İş dünyası temsilcileri başta Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, Yeşil Mutabakat ve teknoloji transferi gibi konularda Alman şirketleri ile daha yakından çalışma imkanlarının artırılmasını talep ediyorlar. 

Türkiye'nin ihracatında ilk sırada

Almanya, ABD ve Japonya'dan sonra dünyanın en gelişmiş üçüncü sanayi ülkesi konumunda. Yaklaşık 83 milyonluk nüfusuyla Avrupa Birliği'nin de en büyük ve en önemli pazarı olan Almanya, Türkiye'nin hem ihracatında hem de enerji hariç ithalatında ilk sırada yer alıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Almanya ile dış ticaretinde birkaç istisnaî yıl hariç hep açık veren Türkiye, pandeminin vurduğu 2020 yılında Almanya'ya 16 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi, Almanya'dan ithalatı ise 22 milyar dolar oldu. 2021'in ilk 7 ayında ise resmi verilere göre Almanya'ya ihracat 10,8 milyar dolar olurken ithalat ise 12,9 milyar olarak kayıtlara geçti.

Türkiye'nin Almanya'ya ihracatının yüzde 90'ını sanayi ürünleri oluşturuyor. Yüzde 10 seviyesinde ise tarım ve gıda ürünleri ihracatı yapılıyor. İthalatta ise Almanya'dan yüzde 98 oranında sanayi ürünü, yüzde 2 oranında tarım ve gıda ürünleri alınıyor.

"Almanya'dan doğrudan yatırım bekliyoruz"

İstanbul Ticaret Odası ile İstanbul Sanayi Odası'nın ortak girişimiyle 1965 yılında kurulan ve Türkiye iş dünyası ile AB kurumları arasındaki diyaloğu geliştirmek amacıyla faaliyet gösteren İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Alman ve Türk siyaseti arasında zaman zaman sert tartışmalar yaşansa da iki ülke arasında tarihi uzun yıllara dayanan müteffiklik ilişkisinin korunduğuna işaret ediyor. 

İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu
İktisadi Kalkınma Vakfı'nın (İKV) Başkanı Ayhan ZeytinoğluFotoğraf: privat

Son yıllarda Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik perspektifinden uzaklaşmasının, ekonomik ilişkileri daha da ön plana çıkardığına değinen İKV Başkanı Zeytinoğlu, "Almanya’dan yeni dönemde beklentimiz, AB ile Gümrük Birliği güncellenme sürecinin hızlandırılması, Alman şirketlerin Türkiye'ye doğrudan yatırımlara hız vermesi olarak özetleyebiliriz" diye konuşuyor.

"Gümrük Birliği'nin anlamı kalmadı"

Özellikle mevcut durumda Gümrük Birliği anlaşmasının Türkiye için bir anlamının kalmadığını ifade eden Zeytinoğlu, AB'nin serbest ticaret anlaşması yaptığı ülke sayısının son 25 yılda 70'i bulduğuna dikkat çekiyor. Bu durumun Türkiye'nin AB ile ticarette rekabet gücüne büyük zarar verdiğini vurgulayan Zeytinoğlu, "Örneğin son dönemde AB ile Vietnam arasındaki serbest ticaret anlaşması, Türkiye'yi ciddi anlamda olumsuz etkileyecek. Çünkü benzer ürünler üretiyoruz. Üstelik bu müzakere süreçlerine de Gümrük Birliği üyesi olmamıza rağmen katılamıyoruz" şeklinde konuşuyor.

"Türkiye'de 7 bin Alman şirket var"

Alman yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisi son 40 yılda büyük ölçüde artış kaydetti. Türkiye'de 1980 yılında  faaliyet gösteren Alman şirket sayısı 24 iken bu rakam günümüzde 7 bini aşmış durumda. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2019 yılı sonu itibariyle Almanya'nın Türkiye’de gerçekleştirdiği yatırım stoğu 13,2 milyar doları bulunuyor. Türkiye'nin Almanya'da gerçekleştirdiği yatırım stoğu ise 1,8 milyar doları geçti.

Yine Merkez Bankası verilerine göre 2002-2019 arasında Türkiye'ye gelen toplam yabancı yatırımcıların sıralamasında yüzde 6,2 payla Almanya dördüncü sırada yer alıyor.

Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) bünyesinde faaliyet gösteren Türk-Alman İş Konseyi Başkanı Steven Young ise Almanya'nın Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olmasına vurgu yaparak "Türkiye için Almanya siyaseti ve ekonomisinde yaşananlar her zaman çok önemli" diyor.

Türkiye'nin de Almanya’nın altıncı büyük ihracat pazarı olduğunu ve Türkiye'de faaliyet gösteren 7 bin Alman şirket bulunduğunu kaydeden Young, "Türkiye'de 100 yıldan fazla zamandır faaliyet gösteren Alman şirketler var; öyle ki artık Türk şirketi olarak görülüyorlar. Pandemi öncesindeki toplam ticaret hacmimiz 40 milyar dolara ulaşıyordu" diye konuşuyor.

"Aile şirketleri arasında işbirliği artırılabilir"

Son 2-3 yılda iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde çok olumlu bir atmosfer yakalandığını dile getiren Young, yeni döneme ilişkin beklentilerini şöyle anlatıyor:

"Yakaladığımız bu olumlu havayı iş dünyası olarak artırmak istiyoruz, geliştirmek istiyoruz. Gümrük Birliği'nin modernizasyonu elbette bizim için çok önemli ama sadece bununla sınırlı değil. Teknoloji ve yapay zeka alanları ve orta ölçekli aile şirketleri arasındaki işbirliğinin artırılmasını istiyoruz."

Türk-Alman İş Konseyi Başkanı Steven Young
Türk-Alman İş Konseyi Başkanı Steven YoungFotoğraf: privat

Gümrük Birliği ve Yeşil Mutabakat

Türkiye iş dünyasının AB'deki en etkili sivil toplum örgütlerinden biri TÜSİAD da yeni dönem için iki ülke arasındaki öncelikli iş dünyası konularını Gümrük Birliği, Yeşil Mutabakat ve küresel tedarik zincirleri başlıkları olarak özetliyor. TÜSİAD'ın Berlin Temsilcisi Alper Üçok'a göre Türkiye'nin yeşil ve dijital dönüşüm gündemini yakından takip etmesi sadece Almanya ve AB ilişkileri açısından değil, küresel rekabet gücü ve küresel ortaklıkların bir parçası olabilmesi açısından da belirleyici.

Aram Ekin Duran

© Deutsche Welle Türkçe